ABD Başkanı Donald Trump, küresel ticaretin yönünü değiştirecek önemli bir anlaşmaya imza attı. Japonya ile yapılan yeni ticaret anlaşması kapsamında, otomobil ithalatındaki gümrük vergileri %25’ten %15’e indiriliyor. Ayrıca, 1 Ağustos’tan itibaren Japonya’dan ithal edilen diğer birçok ürüne uygulanması beklenen gümrük vergileri de benzer oranda düşürülecek. Bu adım, Başkan Trump’ın nisan ayında duyurduğu küresel tarife planlamalarının ardından gelen en büyük ticari açılım olarak değerlendiriliyor.

Trump yönetimi, bu hamleyle hem Asya’daki müttefiklerle bağları güçlendirmeyi hem de Amerikan tüketicisi için maliyetleri düşürmeyi hedefliyor. Anlaşma aynı zamanda, ABD'nin Japonya üzerindeki ticaret açığını azaltmaya yönelik stratejik bir adım olarak görülüyor. Japonya'nın ABD’ye ihracatının dörtte birini oluşturan otomotiv sektörü, böylece ağır tarifelerin gölgesinden kurtulmuş olacak.

Japonya Başbakanı Ishiba ise anlaşmayı yalnızca bir gümrük indirimi olarak değil, stratejik bir ekonomik dönüşüm fırsatı olarak gördüklerini belirtti. Ishiba’nın açıklamasına göre, Japonya hükümeti bu anlaşmayla birlikte ilaç ve yarı iletken gibi kritik sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ABD içinde sağlam tedarik zincirleri kurmasını teşvik edecek. Bu doğrultuda Japon şirketlerine 550 milyar dolara kadar uzun vadeli kredi ve garanti desteği sunulması planlanıyor.

Böylece Japon firmaları yalnızca ticari bir rahatlama değil, aynı zamanda üretimlerini ABD’ye taşıyarak Amerikan iç pazarında daha etkin konum elde etme imkânına kavuşacak. Bu yeni dönemde Japon devlerinin ABD'de yeni fabrikalar, Ar-Ge merkezleri ve lojistik tesisleri kurması bekleniyor.

Bu gelişmelerin hemen ardından Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkan Yardımcısı Uchida, piyasalara para politikasına ilişkin güçlü sinyaller verdi. Uchida, “aşırı yüksek ticaret belirsizliğinin” ekonomik aktivite ve fiyatlar üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğunu belirtti. BOJ’un gerekirse faiz artırmaya hazır olduğunu vurgulayan Uchida’nın bu açıklamaları, temmuz sonunda yapılacak para politikası toplantısı öncesi dikkat çekici bulundu.

Hatırlanacağı üzere BOJ, geçen yıl büyük teşvik programından çıkmış ve Ocak ayında kısa vadeli faiz oranını %0,5 seviyesine yükselterek sıkılaşma sinyali vermişti. Yeni ticaret anlaşmasının Japon ekonomisi üzerindeki olumlu etkileri, olası bir faiz artışını yeniden masaya getirebilir.

Finansal piyasalarda ilk tepkiler ise karışık oldu. ABD doları, Trump’ın anlaşmayı açıklamasının ardından değer kaybetmeye devam etti. Dolar Endeksi (DXY) 97,48 seviyesine geriledi ve Nisan ayındaki “Kurtuluş Günü” tarife duyurusundan bu yana toplamda %6,6’lık düşüş yaşadı. Bu düşüş, gelişen piyasa paralarına olumlu yansırken, risk iştahını da kısmen artırdı.

Altın fiyatları ise anlaşma sonrası yatırımcıların riskli varlıklara yönelmesiyle birlikte geriledi. Spot altın, 3.422 dolara çekilse de, zayıf dolar ve düşük Hazine tahvil getirileri altına olan ilgiyi dengelemeye devam ediyor. Uzmanlar, Trump’ın 1 Ağustos öncesinde daha fazla ülkeyle anlaşma imzalaması durumunda altın fiyatlarında kısa vadeli baskı oluşabileceğini ancak doların zayıf kalması halinde 3.500 dolar seviyesinin yeniden hedef haline gelebileceğini öngörüyor.

Petrol piyasaları ise üç günlük düşüşün ardından hafif toparlandı. Brent ham petrol vadeli işlemleri %0,31 yükselişle 68,80 dolara, ABD Batı Teksas ham petrolü ise %0,26 artışla 65,48 dolara çıktı. Ancak Çin-AB arasındaki gerginlik ve bu hafta yapılacak olan AB-Çin zirvesine dair düşük beklentiler, fiyatların daha fazla yükselmesini şimdilik sınırladı.

Öte yandan, ABD Enerji Bakanı'nın yaptığı açıklamada, Ukrayna savaşı çerçevesinde Rus petrolüne yeni yaptırımlar gündeme gelebileceği sinyali verildi. Bu tür jeopolitik açıklamalar, petrol fiyatlarına kısa vadeli destek sağlasa da, asıl yönü ticaret ilişkileri ve merkez bankası kararları belirleyecek.