Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), "Küresel Borç Monitörü" raporunu "Küresel Borç Piyasalarında Sismik Değişimler - Demografi, Küreselleşmeden Geri Dönüş, Karbonsuzlaşma ve Dijitalleşme" başlığıyla yayımladı. Rapora göre, 2025'in ilk yarısında toplam küresel borç 21 trilyon dolardan fazla arttı.
Bu artış, Kovid-19 salgınının ardından uygulanan politika tedbirleriyle benzeri görülmemiş bir yükselişin ardından geldi. ABD dolarındaki zayıflama ve başlıca merkez bankalarının, özellikle Avrupa Merkez Bankası (AMB), İngiltere Merkez Bankası (BoE), Çin Merkez Bankası (PBoC) ve İsviçre Merkez Bankası (SNB) tarafından uygulanan gevşek para politikaları, bu yılki borç artışını destekleyen temel faktörler oldu.
Yılın ikinci çeyreğinde yaklaşık 338 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaşan küresel borç, geçen yılın aynı döneminde 313,6 trilyon dolar olarak hesaplanmıştı.
Özellikle Çin ve Fransa, dolarla ölçüldüğünde borç seviyelerinde en büyük artışları gösterdi. Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu 228,2 trilyon dolar iken, gelişmekte olan ülkelerde bu rakam 109,5 trilyon dolara ulaştı.
Küresel borç dağılımında hane halkı borçları 63 trilyon dolar, finansal olmayan şirketler 97,4 trilyon dolar, kamu borçları 101,3 trilyon dolar ve finansal şirket borçları 76 trilyon dolar seviyesine yükseldi.
Toplam borcun küresel GSYH'ye oranı, yılın ilk yarısında %324'ün altına gerileyerek yüzde 324 seviyelerini aşamadı. Ancak kamu borcunun GSYH'ye oranı artış gösterirken, özel sektör borç oranlarında düşüş gözlemlendi.
Örneğin, hane halkı borç oranları %60'tan %59,1'e, finansal olmayan şirketler %91,7'den %90,8'e ve finansal sektör borcu %77,6'dan %76,2'ye geriledi. Diğer yandan, kamu borcu oranı %96,6'dan %97,6'ya yükseldi.
Türkiye'de de borçların GSYH'ye oranları gerileyerek, hane halkı borçları %10,1'den %9'a, finansal olmayan şirketlerin %40,6'dan %34,9'a ve finansal sektör borçları %17,7'den %16,6'ya düştü. Kamu borcu oranı ise %28'den %28,3'e çıktı.
IIF'in raporuna göre, birçok gelişmiş ekonomide borçlanma ihtiyacı salgın öncesi seviyelerin üzerinde kalmaya devam ediyor. Artan popülizm ve hükümet değişikliklerinin etkisiyle, politika yapıcıların kamuda artan borç seviyesini dengelemek adına zorlu kararlar alması zorlaşıyor.
Mali baskılar, yükselen faiz giderleri ve demografik değişimler gibi faktörler, gelişmiş piyasalarda uzun vadeli borçlanma maliyetinin artmasına neden oluyor.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
küresel borç, IIF, borç artışı, finansal istikrar, kamu borcu, finans piyasaları