


Yapay zekâya yönelik artan küresel yatırımlar, karşıt görüşlerin cephelerini belirleyerek tartışmanın sıcaklığını artırıyor. Ekonomik analizler, yatırımcıların, ‘Yapay zekâ balonu var mı?’ sorusunu geçerek ‘Belki de bu balon iyi bir şeydir’ düşüncesine kaydığını ortaya koyuyor. Financial Times yazarı Tim Harford, Jeff Bezos’un fikirlerine atıfta bulunarak, büyük fikirlerin, yatırım çılgınlıkları sayesinde hayata geçebileceğinin altını çiziyor.
Harford’un belirttiğine göre, Girişimciler ve mucitler genellikle yenilikçi fikirler ortaya koyarken, risk almakta zorlanırlar. Nobel ödüllü ekonomist William Nordhaus tarafından yapılan bir araştırma, 1948-2001 yılları arasında ABD’de inovasyondan elde edilen toplam değerin yalnızca %3,7’sinin şirketlere, geri kalan %96,3’ünün ise topluma yansıdığını göstermektedir. Bu durum, yapay zekâ yatırımlarının toplumsal fayda sağlayabilecek olsa da, yatırımcılar üzerinde yıkıcı etkilere yol açabileceği anlamına geliyor.
Yapay zekâ çılgınlığı, 19. yüzyıl İngilteresi’nde yaşanan demiryolu yatırımlarıyla karşılaştırılıyor. Harford, bu benzetmenin her zaman geçerli olmayabileceğini vurguluyor. Araştırmalar, demiryollarının merkezi planlama ile daha verimli bir şekilde finanse edilebileceğini ve bunun toplumsal faydayı artırabileceğini öne sürüyor.
Ayrıca, demiryolu döneminin siyasi boyutları dikkat çekiyor. George Hudson gibi figürler, yatırımların yönetimiyle kaynaşmış bir yolsuzluk örneği olarak ortaya çıkmıştır. Hudson, büyük projelere yatırım çekebilmek için ponzi benzeri uygulamalarla bilinçli olarak yalan finansallar sunmuştur.
Seçilmiş tarihçiler, 1830’larda yatırımcıların uzun vadede kâr elde etmelerine karşı, 1840 ve 1860 yıllarındaki balonların zararlarını gözler önüne seriyor. Harford’un değerlendirmesi, demiryolu ile yapay zekâ arasında kurulan benzetmelere dikkat çekerek, “Gerçeklikle bağımızı kaybetmeye başladık” uyarısı yapılıyor.
.png)
Sizlere kesintisiz haber ve analizi en hızlı şekilde ulaştırmak için. Yakında tüm platformlarda...