ABD Başkanı Donald Trump'ın Federal Reserve (Fed) Başkanı Jerome Powell üzerine sürekli eleştirileri, politika yaratıcıları arasında inatçı bir tavra yol açabilir. Bu durum, Trump ve diğerlerinin tanımladığı gibi, Fed'in 'geri kaldığı' algısını derinleştirerek ABD Doları üzerindeki baskıyı artırabilir.
Trump'ın ikinci döneminin en tartışmalı özelliklerinden biri, yükseltilmiş faiz oranlarını korumakla eleştirilen Jerome Powell üzerindeki etkili eleştirileridir. Bu eleştirilerin ardında, Amerikan ekonomisine gereksiz yere maliyet yüklediği iddiaları yatıyor. Ancak bu durum sadece bir söylemden ibaret değil. Trump, Fed'in yönetim kurulunu zayıflatmak için saldırılarında ısrarcı ve bu, siyasi bağımsızlığıyla tanınan bir kuruma zarar verebilir.
Ironik bir şekilde, bu saldırılar etkili olursa, USD Doları'nda daha derin bir düşüşe yol açabilecek bir geri tepmeye neden olabilir. Lloyds Bank piyasa içgörüleri ekibi, 18 Eylül tarihli bir notta, "Siyasi baskılar, açıkça dovish bir duruma geçmeyi zorlu hale getiriyor. Bu, veriye dayalı (dolayısıyla geç kalınmış) bir politikayı beraberinde getiriyor. Bu, USD için kötü" şeklinde değerlendirmede bulundu.
Trump'ın Fed'e yönelik saldırıları, geçen Perşembe günü yeni bir boyut kazandı. Yönetimi, Lisa Cook’un görevden alınmasını sağlamak amacıyla ABD Yüksek Mahkemesine başvurdu. Bu, 1913’teki kuruluşundan bu yana görevde olan bir Fed yönetim kurulunun ilk zorla görevden alınma girişimi olacak. Bu hamle, Biden tarafından atanan Cook'un görevden alınmasını engelleyen Jia Cobb tarafından verilen geçici mahkeme kararı sonrasında geldi. Lloyds Bank piyasa içgörüleri ekibi, Powell'ın görev süresinin sonuna yaklaştıkça bu tür saldırıların artmasının muhtemel olduğunu belirtti.
Trump'ın Fed'de yaptığı son atama olan Stephen Miran, toplantıda faizlerin 50 baz puan indirilmesi çağrısını yapıyor. Trump, Fed'in daha fazla hızlı tepki göstermesini istiyor; bu da mevcut %4 seviyesinin oldukça altında, %1'lik bir oran talep ediyor. Bu durum, birçok Amerikalı için konut maliyetlerini yüksekte tutarak ev sahipliğini engellediği ve gereksiz borç refinansman masraflarına yol açtığını belirtiyor.
Birçok ekonomist, artan işsizlik ve zayıflayan tüketici sağlığı belirtileri doğrultusunda mevcut faiz oranlarının oldukça yüksek kaldığı konusunda hemfikir. Bu nedenle, Federal Reserve geniş çapta 'geri kaldığı' düşünülen bir kuruluş olarak algılanıyor. Ancak, Trump'ın daha hızlı bir şekilde faiz indirmeye zorlaması, Fed'i daha da geri itme riskini taşıyor.
Bu noktada, Fed uzmanları her iki durumda da sıkışmış hissediyor. Hızlı bir şekilde faiz indirmeleri durumunda siyasi baskılara kapıldıkları yönünde eleştirilerle karşılaşabilirler. Aksi takdirde, ekonomik durgunluğun derinleşmesi riskiyle yüzleşiyorlar. Bu durum, refleksif bir inatçılık doğurabilir. Siyasi baskılara boyun eğmemek amacıyla, Fed’in temkinli davranarak daha uzun süre beklemesi ve faiz oranlarını yüksek tutması mümkün olabilir. Ancak bu yaklaşım, sıkıntıyı daha da derinleştirebilir.
Bu çelişkili durum ABD Doları üzerinde baskı yaratabilir. Dolar endeksi, bu yıl %10 oranında düşerek 97,64 seviyesine geriledi. Bu durum, altın ve Bitcoin gibi dolara dayalı varlıklar için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Bitcoin fiyatı, bu süreçte %24 artarak $115,600 seviyesine ulaşmış durumda.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
Trump, Federal Reserve, Dolar, faiz oranları, ekonomi