Bir zamanlar hükümetlerin gölgesinde faaliyet gösteren ve casus yazılımlarla anılan Palantir Technologies (PLTR), artık kendisini kurumsal dünyanın yapay zekâ devi olarak konumlandırmak istiyor. Şirketin CEO’su Alex Karp, uzun süredir savunma sanayisinde elde edilen başarının ötesine geçilmesi gerektiğini savunuyordu. Görünüşe göre bu vizyon artık ete kemiğe bürünmeye başladı.

2025 yılı içinde Palantir hisseleri %100’den fazla değer kazandı. Bu artışın ardında hem kamu hem de özel sektör kaynaklı büyük ölçekli anlaşmalar ve yapay zekâ ürünlerine yönelik artan küresel talep yer alıyor. Özellikle ABD Ordusu ile imzalanan 480 milyon dolarlık yapay zekâ sözleşmesi, şirketin savunma sanayi içindeki prestijini pekiştirirken, ulusal güvenlik alanındaki liderliğini sürdürdüğünü gösteriyor.

Savaş Alanlarından Yönetim Kurulu Odalarına: Ticari Büyüme Öne Çıkıyor

Ancak Karp’ın asıl odak noktası artık Washington değil. Palantir’in büyüme motoru olarak gördüğü özel sektör, 2025’in ilk çeyreğinde şirketin yönünü belirleyen temel faktör oldu. Ticari gelirler, yıllık bazda %27 artarken, yalnızca ABD’deki ticari satışlar %40 büyüme gösterdi. Bu, kamu sektörünün büyüme hızını ilk kez aşan bir performans anlamına geliyor.

Bu başarının arkasında Palantir’in amiral gemisi olan Yapay Zekâ Platformu (AIP) yer alıyor. Enerji, sağlık ve üretim sektörlerinde faaliyet gösteren büyük ölçekli işletmeler, kendi operasyonlarında AIP'yi aktif olarak uygulamaya başladı. Şirketin açıkladığına göre, sadece ABD’deki ticari müşteri sayısı 660’ın üzerine çıktı ve bu rakam bir yıl öncesine göre %69 artış anlamına geliyor.

AIP Eğitim Kampları: Dönüşümün Sessiz Gücü

Palantir’in AIP büyümesindeki kritik stratejilerden biri, şirketin düzenlediği AIP Eğitim Kampları. Bu etkinlikler, potansiyel müşterilerin kendi verileriyle Palantir’in yapay zekâ yeteneklerini test etmelerini sağlayan interaktif oturumlar olarak tasarlandı. Bu atölyeler yalnızca tanıtım değil, aynı zamanda dönüşüm işlevi görüyor. Şirketin açıklamasına göre, bu kamplara katılanların önemli bir kısmı sözleşmeye dönüşüyor.

Bu yaklaşım, Palantir’in "gizli devlet teknolojisi" algısını kırarak, Cleveland Clinic, Jacobs Engineering ve Hertz Global Holdings (HTZ) gibi kurumsal devlerin teknoloji altyapısına girmesini sağladı. AIP artık yalnızca bir ürün değil; Fortune 500 şirketleri için karar destek sistemlerinin temel bileşeni olma yolunda.

Riskler, Fırsatlar ve Wall Street’in Beklentisi

Yine de Palantir’in dönüşüm hikâyesi tamamlanmış değil. Şirket gelirlerinin önemli bir kısmı hâlâ kamu sektörü tarafından sağlanıyor ve bu durum, yatırımcılar açısından gelir yapısında dengesizlik olarak değerlendiriliyor. Wall Street’in uzun zamandır beklentisi, Palantir’in ticari ölçeklenmeyi başararak kamuya bağımlılığını azaltması yönünde.

Karp, AIP’ye yaptığı yatırımı “yapılmış en büyük kurumsal bahis” olarak nitelendiriyor. Yapay zekâ tabanlı karar destek sistemleri yalnızca verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumlara daha hızlı karar alma, risk analizi ve senaryo modelleme gibi stratejik avantajlar sağlıyor.

Bu nedenle, AIP’nin Fortune 500 şirketleri tarafından daha geniş çapta benimsenmesi, Palantir’i yalnızca yazılım sağlayıcısı değil, stratejik ortak konumuna da taşıyabilir. Şirketin özel sektör hikâyesinin başarılı olması durumunda, Palantir yalnızca savunma alanında değil, global yapay zekâ ekosisteminde lider oyunculardan biri olabilir.