Fed Faiz İndirimi Beklentisiyle Altın, ABD Verisine Odaklandı

Fed Faiz İndirimi Beklentisiyle Altın, ABD Verisine Odaklandı

Küresel piyasaların odağındaki altın, ABD Merkez Bankası (Fed)'in olası faiz indirimi beklentilerini güçlendirebilecek kritik istihdam raporu öncesinde, ons başına 3.542 dolar civarında işlem gördü. Değerli metalin bu seyri, ABD ekonomisinin gidişatı ve Fed'in para politikası kararlarının sadece emtiaları değil, aynı zamanda ABD hisse senedi piyasalarını da yakından etkilediğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Fed Beklentileri ve Altın Fiyatları

Değerli metal, Çarşamba günü açıklanan zayıf iş ilanları verisinin piyasaları neredeyse tamamen Eylül ayında faiz indirimi fiyatlamasına yöneltmesiyle önemli bir yükseliş ivmesi yakalamıştı. Bu beklentiyle 3.578,51 dolarlık rekor seviyesine ulaşan altın, sonrasında bir miktar gerileme kaydetti. Fed'in faiz indirimine gitme ihtimali, doların değerini düşürerek altına olan talebi artırırken, aynı zamanda şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak ABD hisse senedi piyasalarına da pozitif katkı sağlama potansiyeli taşıyor.

Kritik ABD İstihdam Verileri Yolda

Yatırımcılar şimdi, Cuma günü açıklanacak ve pandemi sonrası ABD'de en zayıf istihdam artışı dönemini uzatması beklenen kritik tarım dışı istihdam raporuna odaklanmış durumda. Bu rapor, işgücü piyasasının yumuşadığına dair işaretlere eklenecek. Perşembe günü gelen veriler de işsizlik maaşı başvurularının Haziran'dan bu yana en yüksek seviyeye çıktığını ve Hazine tahvil getirilerinin son birkaç ayın en düşük seviyelerine gerilediğini gösterdi. Bu tür veriler, Fed'in faiz artırımına gitme ihtimalini azaltarak riskli varlıklara (hisse senetleri) ve güvenli liman varlıklarına (altın) yönelik genel piyasa beklentilerini şekillendiriyor.

Jeopolitik Riskler ve Siyasi Etkiler

Altın ve gümüş, son üç yılda iki kattan fazla değer kazanarak küresel ekonomik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde güvenli liman olma özelliklerini pekiştirdi. Küresel ticaretteki sorunlar da bu talebi destekleyen faktörler arasında yer alıyor. Diğer yandan, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yıl Fed'e yönelik artan eleştirileri, merkez bankasının bağımsızlığına ilişkin endişeleri tetikledi. Trump, kısa süre içinde Fed'de “çoğunluğu ele geçireceğini” ve faizleri düşüreceğini söylemişti. Bu tür siyasi müdahaleler, piyasa güvenini ve dolayısıyla ABD hisse senedi piyasalarının volatilitesini artırma potansiyeli taşıyor.

Buna rağmen, Trump’ın Fed Yönetim Kurulu’na aday gösterdiği Stephen Miran'ın Perşembe günü Senato’daki onay oturumunda, merkez bankasının en önemli görevinin “bunalımları ve hiperenflasyonu önlemek” olduğunu vurgulaması bazı endişeleri yatıştırdı. Miran, aynı zamanda Beyaz Saray’daki görevini sürdüreceğini kabul etse de Fed’in bağımsızlığına bağlılığını yineledi. Bu açıklamalar, Fed'in gelecekteki kararları üzerindeki potansiyel siyasi baskıyı dengeleme açısından hem değerli metal yatırımcıları hem de ABD hisse senedi piyasası için önemli sinyaller taşıyor.