Küresel piyasaların dinamik yapısı içerisinde, Türkiye'nin sermaye piyasaları yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Son açıklanan verilere göre, **8 Ağustos ile biten haftada** yabancı yatırımcıların Türk hisse senetlerine yönelik net alım eğilimi sürdü. Piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış bazda gerçekleştirilen bu alımlar, piyasalar için önemli bir güven ve likidite göstergesi olarak öne çıktı.
Söz konusu dönemde, yabancı yatırımcılar **77,9 milyon dolar** tutarında net hisse alımı gerçekleştirdi. Bu rakam, yabancı portföy yöneticilerinin Borsa İstanbul'daki varlıklarına olan ilgisinin devam ettiğini ve mevcut piyasa koşullarına rağmen aktif pozisyonlandıklarını ortaya koyuyor. Özellikle, piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış veri setinin kullanılması, bu alımların doğrudan **yeni sermaye girişleri** veya **mevcut sermayenin yeniden konumlandırılması** sonucunda meydana geldiğini gösterir. Bu metodoloji, piyasa değerlemesi veya döviz kurundaki dalgalanmaların etkisiyle oluşan pasif portföy değişimlerini elimine ederek, yabancıların **gerçek yatırım kararlarını** daha net bir şekilde yansıtır. Bu durum, Borsa İstanbul için hem derinlik hem de uluslararası entegrasyon açısından olumlu bir sinyal niteliğindedir. Yabancıların hisse senedi piyasasındaki etkinliği, piyasa derinliğini artırarak fiyat keşfi mekanizmalarının sağlıklı işlemesine katkıda bulunur ve genel piyasa algısını güçlendirir.
Aynı veri setine göre, yabancıların Türk hisse senedi piyasasındaki toplam stokları da dikkat çekici bir büyüklüğe ulaştı. Haftanın sonunda, yabancıların elinde tuttuğu hisse senetlerinin piyasa değeri **33 milyar 988,8 milyon dolar** olarak gerçekleşti. Bu devasa stok değeri, yabancı sermayenin Türk şirketlerine ve genel ekonomiye duyduğu uzun vadeli güvenin ve bağlılığın bir göstergesidir. Yüksek hisse senedi stoğu, Türkiye'nin küresel yatırımcılar için cazip bir destinasyon olmaya devam ettiğini ve önemli miktarda uluslararası sermayeyi barındırdığını teyit eder. Bu stoğun büyüklüğü, aynı zamanda piyasadaki likiditeyi ve volatilitenin yönetimini de doğrudan etkileyen önemli bir faktördür.
Yabancı yatırımcıların Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasındaki hareketleri, hisse senedi piyasasından farklı bir dinamik sergiledi. Çeşitli DİBS türlerinde hem satışlar hem de alımlar kaydedildi, bu da yatırımcıların sabit getirili menkul kıymetlere yönelik stratejilerinde daha seçici davrandıklarını gösterdi.
DİBS piyasasında, yabancı yatırımcıların **kesin alım (outright purchase)** işlemlerinde net satışlar öne çıktı. Hafta boyunca, bu kategoride **417 milyon dolar** net satış gerçekleşti. **DİBS (Kesin Alım)**, genellikle yatırımcıların orta ve uzun vadeli faiz beklentileri doğrultusunda doğrudan devlet tahvili veya bonosu alımını ifade eder. Bu kategorideki net satışlar, bazı yabancı yatırımcıların portföylerinde risk ayarlamaları yaptığını veya bu tür enstrümanlardan elde edilen getirilerle ilgili beklentilerinde değişiklikler olduğunu düşündürebilir. Bu durum, genellikle yatırımcıların belirli vadelere veya risk primlerine yönelik yeniden konumlanma çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilir.
Benzer şekilde, **DİBS (Ters Repo)** işlemlerinde de net satışlar kaydedildi. Bu kategorideki net çıkış **51,4 milyon dolar** seviyesinde gerçekleşti. **Ters Repo (Reverse Repurchase Agreement)**, kısa vadeli ve teminatlı bir borçlanma aracıdır. Bu işlemde, yatırımcılar likidite sağlamak amacıyla ellerindeki menkul kıymetleri belirli bir süre sonra geri almak üzere satarlar. Ters repo işlemlerindeki net satış, yabancı yatırımcıların Türk finansal piyasalarındaki kısa vadeli fonlama veya likidite yönetim stratejilerinde belirli bir azalmaya gittiğini veya bu tür kısa vadeli teminatlı işlemlerden uzaklaşmayı tercih ettiğini gösterebilir.
DİBS piyasasında öne çıkan en dikkat çekici hareket ise **DİBS (Teminat)** kategorisindeki güçlü net alımlar oldu. Yabancı yatırımcılar bu kategoride **711,3 milyon dolar** tutarında net alım gerçekleştirdi. **DİBS (Teminat)**, genellikle türev piyasalardaki pozisyonlar veya diğer finansal işlemler için teminat olarak kullanılan devlet iç borçlanma senetlerini ifade eder. Bu türden DİBS alımları, yabancı yatırımcıların Türkiye'deki türev piyasalarındaki aktivitesinin arttığını, piyasaya olan güvenlerini sürdürerek daha karmaşık finansal operasyonlara girdiklerini veya Türk Lirası cinsinden yükümlülükler için daha fazla teminat ihtiyacı duyduklarını işaret edebilir. Bu kayda değer alım, yabancıların Türk finansal sistemindeki risk yönetimi veya portföy çeşitlendirme stratejileri açısından aktif olduğunu göstermektedir. Kesin alım ve ters repo kategorilerindeki satışlara rağmen, teminat amaçlı DİBS alımlarındaki bu artış, yabancıların piyasadan tamamen çekilmek yerine, farklı stratejilerle yeniden pozisyonlandıklarını ortaya koyar.
Hafta sonunda, yabancıların DİBS stoklarındaki güncel dağılım şu şekilde gerçekleşti:
Yabancı yatırımcıların ilgisi sadece hisse senetleri ve DİBS ile sınırlı kalmadı. **Genel Yönetim Dışı Sektör İhraçları** da haftalık bazda net alımlara konu oldu. Bu kategori, merkezi yönetim dışındaki kamu iktisadi teşebbüsleri, belediyeler veya diğer kamu kurumları tarafından ihraç edilen borçlanma senetlerini kapsar. Hafta boyunca bu enstrümanlarda **8,1 milyon dolar** net alım gerçekleşti. Bu, yabancıların, ana devlet tahvillerine ek olarak, daha spesifik sektör veya kurum risklerine maruz kalmak istediklerini veya bu enstrümanlarda daha cazip getiri potansiyeli gördüklerini gösterebilir.
Hafta sonu itibarıyla, yabancıların elindeki genel yönetim dışı sektör ihraçlarının toplam stok değeri ise **295,7 milyon dolar** seviyesinde açıklandı. Bu mütevazı ama istikrarlı stok, yabancı yatırımcıların Türk sermaye piyasasında çeşitlendirilmiş bir portföy stratejisi izlediğini ve devlet tahvillerinin ötesinde de fırsatlar aradığını kanıtlamaktadır.
Topluca değerlendirildiğinde, **8 Ağustos haftası** yabancı yatırımcıların Türk piyasalarına yönelik karmaşık ancak genel olarak yapıcı bir yaklaşım sergilediğini ortaya koymaktadır. Hisse senetlerindeki net alımlar, Borsa İstanbul'a olan ilginin güçlü seyrini sürdürdüğünü ve potansiyel büyüme fırsatlarına olan inancın devam ettiğini göstermektedir. DİBS piyasasındaki ayrışan hareketler ise, yatırımcıların küresel ve yerel faktörlere bağlı olarak risk ve getiri beklentilerini sürekli olarak gözden geçirdiğini, aktif bir portföy yönetimi anlayışıyla hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Özellikle teminat amaçlı DİBS alımlarındaki belirgin artış, yabancıların Türk finansal sistemindeki operasyonel ve türev piyasa faaliyetlerini artırma niyetinde olabileceğine işaret etmektedir. Genel yönetim dışı ihraçlardaki ilgi ise, piyasaların derinleştiğini ve yatırımcıların risk-getiri denklemlerini daha geniş bir spektrumda değerlendirdiğini göstermektedir. Bu dinamik sermaye akışları, Türk ekonomisi için dış finansman desteği ve piyasa istikrarı açısından hayati önem taşımaya devam etmektedir.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
yabancı yatırımcı, Borsa İstanbul, hisse alımı, DİBS, Devlet İç Borçlanma Senetleri, sermaye akışı, Türk piyasaları, finansal veriler, portföy yatırımı, piyasa analizi, teminat, ters repo, kesin alım, genel yönetim dışı ihraçlar