Washington'ın Kripto Hamlesi Hazine Tahvillerine Yöneliyor

Amerika'nın Borç Problemi ve Kripto İlişkisi

Son zamanlarda ABD Başkanı Donald Trump'ın kripto para birimlerine gösterdiği ilgi büyük tartışmalara yol açtı. Bu durumu açıklamak için iki ana teori öne sürülüyor. Birinci teori, Beyaz Saray’ın Silicon Valley bağışçılarına bir jest yaparak yenilikçi grupları destekleme çabası olarak yorumlanabilir. Diğer teori ise, yönetimin blok zincirinin ödeme sistemlerine getireceği verimlilik artışına inandığına işaret edebilir. Ancak bu açıklamalar, daha acil bir gerekçeyi göz ardı ediyor: Amerika'nın ciddi bir borç sorunu var.

Yabancı Alıcıların Çekilmesi

Mevcut durumda ABD’nin toplam borcu 37 trilyon doları aşmışken, bu borcu kimlerin almaya devam edeceği sorusu daha önemli bir hale geliyor. ABD Hazine Tahvilleri uzun süredir güvenilir alıcılar tarafından destekleniyordu, fakat yabancı yatırımcıların bu alımını azaltması, Washington için büyük bir endişe kaynağı. Çin'in tahvil stokları 2009'dan beri en düşük seviyeye düşerken, bir zamanlar en büyük yabancı alıcı olan Japonya da tahvil portföyünü küçültmeye başladı.

Stablecoin'lerin Rolü

Hazine Sekreteri Scott Bessent, Amerika'nın tahvil satıcısı olarak, yenilikçi bir çözüm bulduğunu düşünüyor. Bu çözüm, stablecoin'ler.

Stablecoin'ler, dolara endeksli dijital tokenlar olarak, ABD borç talebinin en hızlı büyüyen kaynaklarından birini temsil ediyor. Her 1 dolar stablecoin'e yatırıldığında, yaklaşık 0.90 dolar Hazine tahvillerine akıyor. Bu, ABD bankalarındaki mevduatlar ile karşılaştırıldığında oldukça çarpıcı. Mevduatların yalnızca %11'i nihayetinde Hazine tahvillerine dönerken, stablecoin'ler bu oranı önemli ölçüde artırıyor.

Stablecoin İhtiyacının Artması

Özetle, bir bankadan stablecoin'e geçen her dolar, yaklaşık 0.79 dolar net yeni Hazine talebi doğuruyor. Bu durum, Tether’in dünya genelinde en büyük stablecoin ihraççısı olarak Hazine tahvilleri arasında 125 milyar dolar'lık bir portföye sahip olmasına yol açtı. Circle da bu alanda hızla ilerliyor. İkisinin toplam Hazine tahvili tutarı, bazı devletlerden daha fazla ve bu onları dünya genelinde 18. en büyük tahvil sahibi konumuna getiriyor.

Hazine Talebini Artırma Stratejileri

Trump yönetiminin, yerli stablecoin pazarını büyütmek için gerekli zemin hazırladığı görülüyor. GENIUS Yasası Temmuz'da kabul edilerek, stablecoin'lerin nakit veya kısa vadeli Hazine tahvilleri ile %100 desteklenmesini gerektiriyor. Bu durum, akışın devlet borcuna yönlendirilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, Dijital Varlık Piyasası Şeffaflık Yasası, kripto yatırımları için ilk federal kuralları sağlıyor.

Bessent, stablecoin'lerin ABD hükümet borcuna talebi artırmanın bir yolu olduğunu açıkça belirtiyor. Yönetim ayrıca, Stratejik Bitcoin Rezervi ve Genişletilmiş ABD Dijital Varlık Stoku gibi girişimlerle dijital varlıkları finansal bir araç olarak görmekte. Ayrıca, bankaların kripto işlemlerini engellemesini yasaklayan bir yönetici kararnamesi, hem perakende hem de kurumsal yatırımcılar için engelleri azaltıyor.

Riskler ve Zorluklar

Ancak bu strateji bazı riskler taşıyor. Stablecoin'ler, 50 trilyon dolarlık ABD finansal sistemine göre oldukça küçük ve talep dalgalı olabilir. Eğer yatırımcı sentimenti değişirse, Hazine talebi de hızla azalabilir. Bunu takiben, bankaların bu alandaki kaybı da göz ardı edilemez. GENIUS Yasası, ihraççıların getiri sağlayan tokenlar sunmalarını yasakladı, ancak alternatif çözümler zaten araştırılmakta.

Sonuç

Trump’ın kripto yöneliminin yenilikçilikle veya Silicon Valley ile ilişkilendirildiği yaygın olarak kabul edildi. Ancak gerçek daha pragmatik ve acil görünüyor. Stablecoin'ler, Hazine talebi için bir Trojan atı olarak konumlandırılmış durumda. Küresel doları ABD borcuna daha verimli bir şekilde yönlendiriyorlar. Bu stratejinin başarılı olup olmayacağı ya da yeni bir balon oluşturup oluşturmayacağı zamanı gösterecek. Ama Washington'ın gözünde, stablecoin'ler sadece bir yan gösteri değil, Amerika'nın borç makinesi için kritik bir unsurdur.