ABD pay piyasaları, uzun hafta sonu tatili “Emek Günü” sonrası açılışta önemli düşüşlerle güne başladı. Yatırımcıların odağında, Trump yönetiminin uyguladığı gümrük tarifelerinin hukuki geçerliliğine yönelik artan belirsizlikler ve bu durumun potansiyel ekonomik yansımaları yer aldı. Bu gelişmelerle birlikte, New York borsası haftaya negatif bir başlangıç yaparak küresel ticaret gerilimlerinin piyasalar üzerindeki hassasiyetini bir kez daha ortaya koydu.
Açılış zilinin çalmasıyla birlikte piyasalarda belirgin bir satış baskısı hissedildi. ABD’nin önde gelen üç ana endeksi de önemli değer kayıpları yaşadı:
Piyasalardaki bu ani düşüşün temelinde, ABD Federal Temyiz Mahkemesi’nin geçen hafta aldığı kritik bir karar yatıyor. Mahkeme, ABD Başkanı Trump'ın küresel gümrük vergilerinin çoğunu yasa dışı bulmuştu. Bu karar, ticaret politikalarının geleceğine dair büyük bir soru işareti yaratarak piyasalarda belirsizliği artırdı.
Temyiz Mahkemesi, Trump yönetiminin Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamındaki yetkisini aştığına hükmetti. IEEPA, başkana ulusal acil durumlarda ekonomik yaptırım uygulama yetkisi verse de, mahkeme bu yetkinin kapsamının gümrük vergilerini keyfi olarak artırmayı içermediğine karar verdi. Bu hüküm, başkanlık yetkilerinin sınırlarına dair önemli bir emsal oluşturdu. Mahkeme, yönetime Yüksek Mahkeme'ye itiraz başvurusunda bulunması için 14 Ekim'e kadar süre tanıdı ve bu süreçte gümrük vergilerinin yürürlükte kalmasına izin verdi.
Finansal analistler, bu durumun yaratacağı potansiyel sonuçlar konusunda ciddi endişeler taşıyor. Özellikle, Yüksek Mahkeme'nin tarifelerin yasa dışı olduğuna karar vermesi halinde hükümetin tahsil ettiği milyarlarca dolarlık tarife gelirini geri ödemek zorunda kalmasından korkuluyor. Böyle bir senaryo, ülkenin zaten artan borcunu daha da kötüleştirerek mali denge üzerinde ağır bir yük oluşturabilir ve bu da piyasalarda genel bir riskten kaçınma eğilimine yol açabilir. Bu belirsizlik, yatırımcıların karar almasını zorlaştırıyor ve piyasada oynaklığı artırıyor.
Piyasaların dikkati, tarife belirsizliğinin yanı sıra bu hafta açıklanacak önemli makroekonomik verilere de çevrilmiş durumda. Bu veriler, ABD ekonomisinin mevcut sağlığına dair ipuçları sunarak yatırımcıların gelecek beklentilerini şekillendirecek ve Federal Rezerv’in (FED) para politikası duruşuna ilişkin sinyaller verecek.
Özellikle iş gücü piyasasıyla ilgili veriler yakından takip edilecek. Başta tarım dışı istihdam verisi olmak üzere, işsizlik oranları ve ortalama saatlik kazançlar gibi göstergeler, istihdam piyasasının dayanıklılığını ve enflasyonist baskı potansiyelini anlamak açısından kritik öneme sahip. Ayrıca, imalat ve hizmet sektörlerine ilişkin Satınalma Yöneticileri Endeksleri (PMI), ekonominin genişleme veya daralma eğilimini gösteren önemli öncü göstergeler olarak değerlendiriliyor ve şirketlerin üretim, istihdam ve yeni sipariş eğilimlerini ortaya koyuyor.
Bu gelişmelerle paralel olarak, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 4,27 seviyesine çıkması dikkat çekti. Tahvil faizlerindeki bu yükseliş, piyasadaki genel risk algısının artması, enflasyon beklentileri veya federal hükümetin artan borçlanma maliyetleri gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir. Yükselen tahvil faizleri, şirketlerin borçlanma maliyetlerini ve dolayısıyla karlılıklarını da olumsuz etkileyerek hisse senedi piyasaları üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıyor.
Genel piyasa düşüşüne rağmen, kurumsal tarafta bazı şirketler kendi haber akışlarıyla farklı yönlerde hareket ederek yatırımcıların ilgisini çekti.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
New York Borsası