Uzay Verimlilik Devrimi: Blue Origin'in Hedefleri

Blue Origin CEO'su Dave Limp, dünya üzerindeki en büyük veri merkezlerinin uzaya taşınmasının sadece bir zaman meselesi olduğunu belirtti. Limp, uzayın sınırsız güneş enerjisi sunmasının yanı sıra, verilerin lazer tabanlı bağlantılarla yüksek hızda taşınması imkanı sağladığını vurguladı.

Öngörülerine göre, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde uzaydaki veri merkezlerinin hayata geçirileceğini belirtti. Jeff Bezos tarafından sahip olunan özel havacılık şirketi, yılda yaklaşık 1 milyar dolarlık Amazon (AMZN) hissesi satarak bu projeyi finanse ediyor.

Yılbaşından bu yana Amazon hisseleri neredeyse %5 artış gösterirken, S&P 500 (%GSPC) ise %14 oranında bir kazanç elde etti. Teknoloji devi, Yapay Zeka ile ilgili hesaplama gücünü artırmak için Anthropic (ANTH.PVT) ve OpenAI (OPAI.PVT) ile milyar dolarlık anlaşmalar imzaladı. Bu tür anlaşmaların sonuçları, yatırımcıları gelecekteki veri merkezi kapasitesi ve enerji şebekesi sınırlamaları konusunda hassas hale getiriyor. Özel olarak da Nvidia (NVDA), Microsoft (MSFT) ve Google (GOOG) gibi firmaların, rekor düzeyde Yapay Zeka altyapı harcamalarını duyurması, dikkatleri üzerlerine çekiyor.

Blue Origin’in vizyonu, yatırımcıların takip ettiği Yapay Zeka enerji sıkıntısına daha radikal bir çözüm öneriyor. Limp, uzaydaki veri merkezlerinin, Kuzey Virginia veya Orta Ohio'daki geniş yer düzeyindeki tesislere benzemeyeceğini belirtti. Uzayda sıcaklık değişimlerinin dondurucu sıcaklıklarla kavurucu sıcaklıklar arasında değişkenlik göstermesi nedeniyle sunucuların yeni soğutma sistemlerine ihtiyaç duyacağını vurguladı.

Limp, uzay mühendisliğinin temel unsurlarının, güneş enerjisi, lazer iletişimi ve modüler uydulardan oluştuğunu ifade etti. Geçtiğimiz hafta Blue Origin için önemli bir gelişme yaşandı. Şirketin New Glenn roketi, NASA’nın ikiz ESCAPADE sondalarını Mars’a gönderen başarılı ikinci test uçuşunu gerçekleştirdi. Bununla birlikte, ilk kez Atlantik'te bir dron gemisine sağlam bir şekilde iniş yaparak, Elon Musk'ın SpaceX şirketi ile birlikte bu başarıyı elde eden tek şirketler arasında yer aldı.

Bu fırlatışı Limp, şirket için bir “dönüm noktası” olarak nitelendirerek, büyük miktarda simülasyon gerektirdiğini ifade etti. Başarılı uçuşa rağmen, baskılar hızla artıyor. 2026 ve 2027 yıllarında New Glenn’in Ay’a yük taşıması, yeni uydu donanımları fırlatması ve Amazon'un Low Earth Orbit (LEO) genişbant iletim takvimine destek vermesi planlanıyor. Limp, bu yoğun programa yetişmek için şirketin en büyük engelinin talep değil, üretim olduğunu belirtti. “Hiç bu kadar yüksek bir talep olmamıştı,” dedi ve mega takımlar inşa eden müşterilerin geri kalanını işaret etti. “Bizim için bu sadece üretim rampasında bir sorun ... ve fabrikaların çalışmaya başlaması.”

Limp, Blue Origin’in motor üretimini hızlandırdığını ve itici ve ikinci aşama montajını ölçeklendirildiğini belirtti. Hedef, uçuş sıklığını artırmak ve geri kazanılan roketlerin yenileme süresini kısaltmak - bu, yıllar önce SpaceX’in ticari fırlatma pazarını ele geçirmesi için kullandığı bir strateji. Ancak, roketlerden uzaydaki veri merkezlerine geçişin büyük bir adım olduğunu özellikle vurguladı. Limp, bunun kaçınılmaz olduğuna inandığını belirtti, ancak maliyet, ısı dağıtım zorlukları ve ağır donanımın yörüngeye taşınması konusundaki fiziksel engeller nedeniyle bu konunun uzun zamandır bilim kurganın alanında kalmış olduğunu ifade etti.

Her şeye rağmen, Yapay Zeka bunu zorunlu hale getiriyor. Veri merkezleri o kadar fazla elektrik tüketiyor ki, şirketler bölgesel enerji kıtlıkları ile karşı karşıya kalıyor. Bazı teknoloji liderleri – OpenAI’dan Sam Altman dahil – uzaydaki hesaplama işlemini uzun vadeli bir çözüm olarak gündeme getiriyor.