Birinci Dünya Savaşı sonrası, bağımsız para politikalarının önemi ile Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan siyasi bağımsızlık, 1923'te Merkez Bankası'nın temellerinin atılmasına yol açtı. Bu süreç, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirme hedefleri doğrultusunda hızlandı.
1923 İzmir İktisat Kongresi'nde, “milli devlet bankası” kurulması fikri öne çıkarken, 1927'de Maliye Bakanı Abdülhalik Renda'nın sunduğu taslak kabul edildi. 1928 yılında ise Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering, Türkiye'ye davet edilerek, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına dair önemli bir rapor hazırladı.
Hükümet, merkez bankasının yasalarını oluşturmak amacıyla harekete geçti ve 1930 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edildi. 3 Ekim 1931'de faaliyete geçen banka, ekonomik istikrarın sağlanmasında kritik bir rol oynamaya başladı.
1940'larda, ihraç bankası niteliği kazanarak kamu kesimini finanse eden Merkez Bankası, 1955'te banknot matbaasını kurarak Türk Lirası’nın basımına başladı. 1970'te kabul edilen yeni kanun ile birlikte banka, modern merkez bankacılığı uygulamalarına geçiş yaptı.
Türkiye ekonomisinde 1980'lerin başında başlatılan yapısal dönüşüm, Merkez Bankası'nın da kurumsal bağımsızlığını artırdı. 2001'de gerçekleştirilen reformlar ile birlikte, fiyat istikrarı Merkez Bankası'nın temel hedefi haline geldi. Bu bağlamda, 27 başkanlık döneminin ardından günümüzde Dr. Yaşar Fatih Karahan görev yapmaktadır.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti, finansal tarih, para politikası, ekonomik bağımsızlık