Trump'ın Fed Hamlesi: Lisa Cook'a Görevden Alma Şoku

BIST Haberleri
Donald Trump'ın Fed Guvernörü Lisa Cook'u görevden alma girişimi, piyasaları altüst etti. Fed'in bağımsızlığına yönelik bu eşi benzeri görülmemiş tehdit, ABD tahvil getirilerini, altın fiyatlarını ve küresel hisse senetlerini etkiledi. Cook'un hukuki mücadelesi başlarken, Fed'in geleceği belirsizliğini koruyor.

Trump'ın Fed'e Müdahalesi: Bağımsızlık Tehlikede

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkenin merkez bankası Federal Rezerv (Fed) üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik eşi benzeri görülmemiş hamlesi, piyasalarda büyük bir şok dalgası yarattı. Trump, Fed Yönetim Kurulu üyesi Lisa Cook'u, ipotek kredisi işlemlerinde usulsüzlük yaptığı iddialarını gerekçe göstererek görevinden alacağını açıkladı. Bu karar, Fed'in bağımsızlığına ve ABD varlıklarına olan küresel güvene yönelik endişeleri daha da artırarak, halihazırda hassas olan finansal piyasalarda önemli bir belirsizlik ortamı yarattı.

Guvernör Lisa Cook'a Yönelik Şok Suçlama

Başkan Trump'ın hedef aldığı Lisa Cook, Fed'in yönetim organında görev yapan ilk Afrikalı-Amerikalı kadın olmasıyla tarihi bir öneme sahipti. Trump, Cook'a gönderdiği resmi mektupta, 2021 yılında Michigan ve Georgia'daki mülkler için alınan ayrı ipotek kredilerine ilişkin belgelerde, her iki mülkün de kendisinin yaşamayı planladığı birincil ikametgah olarak belirtilmesini "görevinizden almak için yeterli neden" olarak gösterdi. Bu iddia, birincil konut kredilerinin yatırım amaçlı gayrimenkul kredilerine göre genellikle daha düşük faiz oranlarına sahip olması nedeniyle finansal bir suistimal potansiyeli taşıdığı öne sürülüyor.

Bu hamle, Trump'ın Fed'i ve faiz oranlarını belirleyen önemli Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üzerindeki etkisini hızla artırma arzusunun bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Cook'un görevden alınması halinde, başkanın para politikası yapısını kendi siyasi ve ekonomik hedefleri doğrultusunda yeniden şekillendirme süreci ivme kazanabilir. Bu durum, merkez bankasının siyasi müdahalelerden arınmış olma ilkesini zedeleyerek, gelecekteki para politikası kararlarının objektifliği ve etkinliği konusunda ciddi soruları beraberinde getiriyor.

Lisa Cook'un Hukuki Mücadelesi ve Yasal Çerçeve

Avukattan Sert Yanıt: Yasal Dayanak Yok

Suçlamaların ardından Lisa Cook, avukatı Abbe Lowell aracılığıyla hızla bir yanıt verdi. Lowell'ın hukuk bürosu aracılığıyla gazetecilere e-postayla gönderilen açıklamada, Trump'a karşı "yasalar altında hiçbir dava bulunmadığı" ve eski Başkan Joe Biden tarafından 2022'de atanan Cook'u görevden alma yetkisinin Trump'ın elinde olmadığı açıkça belirtildi. Cook, Amerikan ekonomisine yardımcı olmak için görevlerine devam etme kararlılığını yineleyerek, Trump'ın taleplerinin "herhangi bir uygun süreç, dayanak veya yasal yetkiden yoksun olduğunu" vurguladı. Avukatı, "Bu tür yasal işlemleri önlemek için gereken her türlü adımı atacağız" diyerek hukuki mücadele sinyalini verdi. Bu açıklama, olayın sadece siyasi değil, aynı zamanda ciddi bir hukuki boyut taşıdığını ve uzun sürebilecek bir dava sürecinin başlangıcı olabileceğini gösteriyor.

Federal Rezerv Yasası ve "Haklı Sebep" Tartışması

Fed guvernörlerinin görev süreleri, belirli bir başkanın görev süresini aşacak şekilde, yani siyasi değişimlerden bağımsızlığı sağlamak amacıyla uzun vadeli olarak yapılandırılmıştır. Nitekim, Lisa Cook'un görev süresi 2038 yılına kadar devam edecekti. Ancak Federal Rezerv Yasası, görevdeki bir guvernörün "haklı bir sebeple" görevden alınmasına izin veren bir madde içeriyor. Trump'ın iddialarının bu "haklı sebep" tanımına girip girmediği, önümüzdeki hukuki süreçte temel tartışma konularından biri olacak. Bu durum, ABD Anayasası'nda yer alan "Başkan'ın görevlileri sadece iyi davranışlar süresince görevde tutma yetkisi" ilkesinin Federal Rezerv sistemi üzerindeki yorumunu da yeniden gündeme taşıyor.

Cook'un söz konusu ipotekleri 2021 yılında, henüz Fed'e atanmadan önce bir akademisyenken aldığı bilgisi de kamuoyuna yansıdı. Dahası, bu ipotek işlemlerinin Fed'e atanmasından önce gerçekleştiği ve Cook'un Senato tarafından incelenip onaylandığı sırada kamu kayıtlarında yer aldığı da hatırlatıldı. Bu, iddiaların yeni bir keşif değil, zaten bilinen bir durum olduğu algısını yaratıyor. 2024 yılına ait resmi mali açıklama formunda, Cook'un elinde bulunan üç ipotek listelenmiş ve bunlardan ikisi kişisel konut olarak belirtilmiştir. Birincil konut kredileri, genellikle bankalar tarafından daha düşük riskli kabul edildiği için yatırım amaçlı gayrimenkul ipoteklerinden daha cazip faiz oranlarına sahip olabilmektedir. Bu durum, iddiaların ardındaki motivasyonun ne denli güçlü olduğu konusunda spekülasyonları artırıyor.

Trump'ın işten çıkarmanın "hemen yürürlüğe girdiğini" belirtmesi ve Fed'in 16-17 Eylül tarihlerinde önemli bir politika toplantısı düzenlemesi beklenmesi nedeniyle, konunun bundan sonra nasıl ilerleyeceği büyük bir belirsizlik taşıyor. Bu hukuki ve siyasi çekişme, Fed'in yakın vadeli para politikası kararları üzerinde bir gölge oluşturabilir ve piyasalar için yeni bir istikrarsızlık kaynağı olabilir.

Küresel Piyasalarda Deprem: Geniş Kapsamlı Etkiler

ABD Tahvil Piyasasında Beklenmedik Dalgalanma

Trump'ın bu sert hamlesi, ABD Hazine tahvillerinin getiri eğrisinde belirgin bir dikleşmeyle karşılandı. Kısa vadeli Fed politika beklentilerine daha duyarlı olan 2 yıllık Hazine tahvillerinin getirileri hızla 3 baz puan düşüşle %3,7'ye gerilerken, uzun vadeli enflasyon risklerine duyarlı olan 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirileri 1,8 baz puan artarak %4,293'e yükseldi. Bu arada, 30 yıllık tahvilin getirisi ise 3,2 baz puan artışla %4,921 seviyesine çıktı. Bu piyasa tepkisi, yatırımcıların bir yandan Fed'in politika faizini düşürebileceği beklentisini fiyatlarken, diğer yandan bu tür bir müdahalenin Fed'in enflasyonu engelleme konusundaki kararlılığından ödün vermesi anlamına gelebileceği endişesini taşıdığını gösteriyor. Tahvil piyasasındaki bu ayrışma, yakın vadeli likidite beklentileri ile uzun vadeli makroekonomik istikrar algısı arasındaki gerilimi yansıtmaktadır.

Asya Borsaları ve Global Güvensizlik

Habere verilen ilk tepkilerden biri Asya piyasalarında görüldü. Trump'ın Fed politikasına ilişkin görünümü bulanıklaştırması ve gelecek ay faiz indirimi beklentilerine ilişkin belirsizliği artırmasıyla Asya borsaları, Wall Street'teki düşüşleri takip etti. Bu durum, küresel risk iştahında genel bir azalmaya ve sermayenin daha güvenli limanlara yönelmesine neden oldu. Ayrıca, Trump'ın ticaret ortaklarına yönelik tarife tehditlerini yenilemesiyle ABD hisse senedi vadeli işlemleri de düşüş yaşayarak küresel ekonomik görünüm üzerindeki baskıyı artırdı. Bu tür siyasi müdahaleler, yatırımcı güvenini sarsarak volatiliteyi tetiklemekte ve küresel finansal sistemin kırılganlığını ortaya koymaktadır.

Altın ve Petrol Piyasalarında Oynaklık

Piyasaların çalkantılı atmosferinde, geleneksel güvenli liman varlıkları öne çıktı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Fed Guvernörü Lisa Cook'u görevden alacağını açıklamasının ardından doların değer kaybetmesiyle altın fiyatları iki haftanın en yüksek seviyesine çıktı. Spot altın, 11 Ağustos'tan bu yana en yüksek seviyeye ulaştıktan sonra ons başına %0,2 artışla 3.371 dolara yükseldi. Trump'ın Fed'i daha ılımlı bir yapıya dönüştürdüğü ve potansiyel olarak daha gevşek para politikalarına yol açacağı algısı, doların değer kaybetmesine veya getirilerin düşmesine neden olarak altının cazibesini artırdı. Altın, enflasyona karşı bir koruma aracı olarak da görüldüğünden, Fed'in enflasyonla mücadele taahhüdünden sapma endişeleri de altının yükselişini destekledi. Dünyanın en büyük altın destekli borsa yatırım fonu olan SPDR Gold Trust, dün elindeki altın miktarının Cuma günkü 956,77 tondan %0,18 artarak 958,49 tona çıktığını açıkladı, bu da kurumsal yatırımcıların altına olan talebinin arttığını gösteriyor.

Petrol fiyatları ise karmaşık bir seyir izledi. Başlangıçta, Ukrayna'nın Rus enerji altyapısını vurması ve tüccarların ABD'nin Rus petrolüne yönelik daha fazla yaptırım uygulamasını beklemesi nedeniyle arz kesintilerine ilişkin endişelerden kaynaklanan %2'lik bir artış yaşandı. Ancak daha sonra sabah saatlerinde düşüşe geçti. Yatırımcılar, Rusya-Ukrayna anlaşmazlığının bölgeden gelen yakıt tedarikine olası etkisini yakından takip etmeye devam ediyor. Brent ham petrol vadeli işlemleri %0,23 düşüşle varil başına 68,64 dolara gerilerken, WTI ham petrol vadeli işlemleri de %0,25 düşüşle 64,64 dolardan işlem gördü. Bu dalgalanma, jeopolitik risklerin enerji piyasaları üzerindeki anlık ve dinamik etkisini gözler önüne seriyor.

Özetle, Donald Trump'ın Fed'e yönelik bu son müdahalesi, sadece ABD'nin iç siyasetinde değil, aynı zamanda küresel finans piyasalarında da geniş yankı uyandırarak bir dizi önemli sorunu ve belirsizliği beraberinde getiriyor. Fed'in bağımsızlığına yönelik bu tehdit, yatırımcıların risk algısını artırırken, para politikasının geleceği ve küresel ekonomik istikrar üzerindeki etkileri yakından izlenmeye devam edecektir.

⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.

Fed, Donald Trump, Lisa Cook, Görevden Alma, Merkez Bankası, Piyasa Tepkisi, Tahvil Piyasası, Altın Fiyatları, Dolar, Para Politikası, ABD Ekonomisi, Enflasyon, Faiz Oranları, FOMC, Finansal Piyasalar, Küresel Ekonomi

İlginizi Çekebilir

Güvenilir Ortaklarımız