Trump, Powell’ın Görev Süresine Son Vermeyi Planlıyor: Yeni Fed Başkanları Masada

Trump, Fed Başkanı Powell’ın Yerine 3–4 Aday Üzerinde İsim Turluyor

ABD Başkanı Trump, Federal Reserve Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin dolmasına yakın dönemde yerine geçebilecek üç ya da dört aday hakkında karar aşamasında olduğunu açıkladı ve Powell’a yönelik eleştirilerini sertleştirdi.

Trump’ın bu açıklaması, özellikle faiz indirimi talebiyle birlikte geldi. Powell’ın ‘bekle ve gör’ stratejisiyle devam etme eğilimi, Beyaz Saray ile merkez bankası arasında artan gerilimi körükledi. Trump, söz konusu stratejinin ekonomik büyümeyi yavaşlattığını ve finansal piyasaları olumsuz etkilediğini savunuyor. Powell’a yönelik “çok aptal bir insan” gibi kişisel hakaretler içeren söylemleri ise Fed’in bağımsızlığına dair kamuoyunda ciddi soru işaretleri doğurdu.

ABD Başkanı’nın bu çıkışı, yalnızca bireysel bir memnuniyetsizlik değil; aynı zamanda yönetimin enflasyon hedefleri ve ekonomik genişleme stratejileriyle doğrudan ilişkili. Trump, faiz oranlarının yüzde 1-2 aralığına çekilmesini savunurken, Powell ve bazı kurul üyeleri henüz verilere dayalı net bir yön sinyali vermedi. Bu ayrışma, yatırımcıların Fed politikalarını fiyatlamasını zorlaştırırken; Chris Waller ve Michelle Bowman gibi bazı üyelerin de faiz indirimi sinyalleri vermesi tartışmaları daha da büyüttü.

Washington’da Powell sonrası için konuşulan adaylar arasında eski Fed guvernörü Kevin Warsh, mevcut guvernör Chris Waller ve Hazine Bakanı Scott Bessent gibi isimler öne çıkıyor. Bu isimlerin her biri, para politikasında farklı eğilimler temsil ediyor. Örneğin Warsh daha önce krize müdahalede hızlı davranmayı savunurken, Waller veri odaklı ve temkinli bir yaklaşımı benimsemiş durumda. Bessent ise Trump’ın ekonomik gündemine en yakın isim olarak gösteriliyor. Bu çeşitlilik, merkez bankasının gelecekteki yönelimi için belirsizliğe yol açıyor ve piyasaların dikkatle izlemesi gereken stratejik bir konu haline geliyor.

Yatırımcılar açısından en kritik unsurlardan biri, Powell sonrası dönemde merkez bankasının bağımsızlığının ne ölçüde korunacağı. Eğer yeni atanacak isimler siyasi baskıya açık olursa, bu durum değerlemeleri doğrudan etkileyebilir. Özellikle teknoloji ve büyüme hisseleri gibi faiz hassasiyeti yüksek varlıklar, agresif bir faiz indirimi senaryosunda prim yapabilir. Öte yandan, piyasa aktörleri bu gelişmeleri fırsata çevirmek isterken, belirsizlik ortamı kısa vadeli oynaklığı artırabilir ve güvenli limanlara yönelişi tetikleyebilir. Döviz piyasaları, özellikle dolar endeksi üzerinden bu baskıyı ilk hisseden alan olacak gibi görünüyor.

Powell’ın "görev süremi tamamlayacağım" yönündeki açıklaması geçici bir istikrar hissi verse de, Trump’ın doğrudan kişisel eleştirileri ve görevden alma sinyalleri, başkanlık süresi boyunca Fed’in otoritesini sorgulatmaya devam edecek. Bu durum, bireysel yatırımcılar için strateji belirlemede dikkatli olunması gereken bir dönemi işaret ediyor. Temkinli yaklaşım, hem pozisyon büyüklüğü hem de sektör seçimi açısından önem kazanırken; kurumsal yatırımcılar ise regülasyon riskini de dikkate alarak portföylerinde çeşitliliği artırabilir.

🧠 Uzman Yorumu

Kısa vadede, Powell sonrası tartışmalar piyasalarda faiz indirimi beklentisini artırırken, belirsizlik algısı risk primini yükseltebilir. Orta vadede, Trump’ın aday tercihi Fed’in yönelimini şekillendirecek ve sektörler arası ayrışmalara neden olabilir. Uzun vadede ise merkez bankasının siyasi baskıya ne derece direnç göstereceği, yatırımcının güvenini ve Amerikan finans sistemine duyulan küresel saygıyı etkileyebilir. Bu nedenle yatırımcılar hem haber akışını hem de para politikası sinyallerini yakından izlemeli.

🛑 Yasal Uyarı

Bu içerik Yatırım Masası tarafından oluşturulmuştur ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Kararlarınızı kendi araştırmalarınıza ve uzman danışmanlara dayanarak vermelisiniz.

borsa, abd hisse haberleri, hisse haberleri, son dakika, faiz indirimi, federal rezerv, merkez bankası, para politikası, yatırımcı endişesi, Trump etkisi, Powell yerine adaylar