TPF'den Kritik Öneri: Pazar Günü Market Kapanışı Gündemde

TPF Raporuyla Perakende Sektöründe Yeni Bir Dönem: İstihdam ve Sosyal Yapıya Odaklanma

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), perakende sektörünün geleceğine ışık tutan önemli bir çalışmaya imza attı. 2025 yılı projeksiyonlarını içeren "Perakende Sektörü İstihdam Raporu"nu kamuoyuyla paylaşan Federasyon, sektördeki istihdam dinamiklerini, gençlerin kariyer beklentilerini ve kadınların iş gücüne katılımının bölgesel etkilerini detaylı bir şekilde inceledi. Bu kapsamlı rapor, sektörün sürdürülebilir büyümesi ve sosyal refaha katkıları açısından kritik veriler sunuyor.

Yerel Zincirler İstihdamın Motoru: 100 Bin Kişiye Doğrudan İş İmkanı

Rapora göre, Türkiye genelindeki yerel perakende zincirleri, ülke ekonomisine ve istihdam piyasasına önemli katkılar sağlıyor. Doğrudan 100 binden fazla kişiye istihdam kapısı açan bu zincirler, sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'nun dört bir yanındaki küçük ve orta ölçekli yerleşim birimlerinde de ekonomik canlılığın anahtarı konumunda. Satış pozisyonlarından lojistik süreçlerine, muhasebe operasyonlarından yöneticilik kademelerine kadar geniş bir yelpazede iş imkanları sunan sektör, özellikle kadınlar ve gençler için dinamik bir çalışma platformu yaratıyor. Bu durum, bölgesel kalkınma ve demografik çeşitliliğin istihdama entegrasyonu açısından büyük önem taşıyor.

Gençlerin Bakışı ve Sektörün Geleceği

Ancak rapor, sektörün gelecek vadeden çalışanları olan gençlere yönelik önemli bir tespiti de ortaya koyuyor. 18-30 yaş grubundaki gençlerin perakende sektörünü genellikle bir "ara durak" olarak algılaması ve uzun vadeli bir kariyer hedefi olarak görmemesi, dikkat çekici bir bulgu. Bu algı, sektörün insan kaynakları planlamasında ve yetenek yönetimi stratejilerinde yeni yaklaşımlar geliştirmesi gerektiğini gösteriyor. Gençlerin beklentilerini karşılayacak kariyer gelişim yolları ve motivasyon araçları oluşturmak, sektörün sürdürülebilir yetenek havuzunu güçlendirmek adına hayati önem taşıyor.

İş-Yaşam Dengesi İçin Radikal Öneri: Marketler Pazar Günü Kapansın

Raporun en çarpıcı ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran önerisi ise marketlerin pazar günleri kapalı olması yönünde. TPF, bu uygulamanın perakende çalışanlarının iş-yaşam dengesini önemli ölçüde iyileştireceğini, çalışanların aileleriyle aynı gün tatil yapma imkanına kavuşarak sosyal yaşam kalitelerinin artacağını vurguluyor. Bu adımın, özellikle aile kurumunun güçlenmesine ve toplumsal refahın artırılmasına doğrudan katkı sağlayacağı düşünülüyor.

TPF Başkanı Ömer Düzgün: “Aile Bağlarını Güçlendirir, Esnafa Can Suyu Olur”

TPF Başkanı Ömer Düzgün, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, perakende sektöründe çalışan yüz binlerce kişinin ailesiyle aynı gün tatil yapamamasının yol açtığı sosyal yorgunluğa dikkat çekti. Düzgün, “Bugün perakende sektöründe çalışan yüz binlerce kişi, ailesiyle aynı gün tatil yapamıyor. Bu durum aile bağlarını zayıflatıyor, sosyal yorgunluk yaratıyor. Oysa ki aile, birlikte geçirilen zamanla güçlenir” ifadelerini kullanarak, pazar günü tatilinin toplumsal yapının güçlenmesindeki rolünü vurguladı. Ayrıca bu uygulamanın, küçük ve yerel esnafın rekabet gücünü artırarak onlara bir “can suyu” olacağını da belirtti. Düzgün, ilgili bakanlıklarla görüşmelerin başladığını ve Avrupa’daki başarılı örneklerin ışığında, öncelikle pilot bölgelerde uygulanarak kademeli bir geçişin mümkün olduğunu ifade etti. Bu stratejik adımın, hem aile yapısını, hem yerli ekonomiyi hem de sektördeki sürdürülebilir istihdamı güçlendireceğine olan inancını dile getirdi.

Kadın İstihdamında Sosyal Destek Mekanizmalarının Önemi

Raporda, kadınların perakende sektöründeki varlığını sürdürmesi ve kariyerlerinde ilerlemesi için gerekli sosyal destek mekanizmalarına da özel bir yer ayrıldı. Kadın çalışanların sektörde kalıcılığını sağlamak amacıyla kreş desteği, esnek vardiya planlaması ve güvenli ulaşım imkanları gibi çözümlerin hayata geçirilmesinin gerekliliği vurgulandı. Özellikle kırsal bölgelerde kadınların iş gücüne katılımında perakende sektörünün oynadığı kritik rolün altı çizilerek, bu desteklerin kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarında ve toplumsal kalkınmada kilit bir faktör olduğu belirtildi. Bu yaklaşım, cinsiyet eşitliğini destekleyen ve kapsayıcı bir işgücü piyasası oluşturma hedefini güçlendiriyor.