Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan son verilere göre, Türk lirasının reel değerinde ağustos ayında dikkat çekici bir artış yaşandı. Özellikle yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yi-ÜFE) bazlı Reel Efektif Kur (REK) endeksi, bir önceki aya kıyasla 1,27 puanlık belirgin bir yükseliş kaydederek 93,43 seviyesine ulaştı. Bu gelişme, finans piyasaları ve ekonomik aktörler arasında Türk lirasının uluslararası rekabet gücüne dair yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
Reel Efektif Kur (REK), bir ülkenin para biriminin, ticaret yaptığı ülkelerin para birimlerinden oluşan bir sepete karşı ağırlıklı ortalama değerini, enflasyon farklılıkları ile arındırarak gösteren kritik bir ekonomik göstergedir. Başka bir deyişle, yerel para biriminin satın alma gücünü uluslararası düzeyde ölçer. REK endeksindeki bir artış, yerel para biriminin reel olarak değer kazandığını, dolayısıyla yurt içi mal ve hizmetlerin yabancı muadillerine göre daha pahalı hale geldiğini gösterir. Bu durum, ihracat rekabetçiliğini olumsuz etkileyebilirken, ithalatı daha cazip hale getirebilir.
TCMB'nin analizine göre, REK endeksindeki bu artışın ardındaki temel neden, Tüketici Fiyat Endeksi'ndeki (TÜFE) artışın, nominal kur artışından daha fazla gerçekleşmiş olmasıdır. Bu, Türk lirasının nominal olarak değer kaybetmesine rağmen, yurt içi fiyat artışlarının döviz kurundaki artışı geride bırakması sonucu reel bazda bir güçlenme yaşandığı anlamına gelmektedir. Ekonomi literatüründe bu durum, yerel enflasyonun döviz kurundaki değer kaybını dengeleyememesi veya aşması halinde ortaya çıkan bir reel değerlenme olarak tanımlanır.
TÜFE bazlı REK endeksine etki eden bileşenler derinlemesine incelendiğinde, ağustos ayındaki dinamikler daha net anlaşılmaktadır. Türk lirası karşısında, ABD doları ve Euro, bir önceki aya göre sırasıyla ortalama yüzde 1,55 ve yüzde 0,89 oranında değer kazanmıştır. Bu nominal kur hareketleri, genellikle reel değerde bir azalma yönünde baskı oluşturur. Ancak, yurt içi enflasyon rakamları bu baskıyı dengelemekle kalmayıp, aşmıştır:
Bu veriler, yurt içinde fiyatların, döviz kurlarındaki artış oranından daha hızlı yükseldiğini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle üretici fiyatlarındaki artışın, tüketici fiyatlarındaki artışın üzerinde seyretmesi, önümüzdeki dönemlerde tüketici enflasyonu üzerinde yukarı yönlü baskıların devam edebileceğine işaret etmektedir.
TCMB'nin değerlendirmesinde, Türkiye TÜFE'sinin endeksin artışına güçlü bir şekilde katkıda bulunduğu vurgulanmıştır. Yüksek yurt içi enflasyon, Türk lirasının reel satın alma gücünü yurt içinde eritirken, uluslararası kıyaslamada reel değerini artırıcı bir etki yaratmıştır. Öte yandan, "Dünya TÜFE Sepeti" ve "Nominal Kur Sepeti"ndeki değişimlerin ise endeksi azaltıcı yönde etkilediği belirtilmiştir. Bu, döviz kurlarındaki nominal değer kaybının ve global enflasyon dinamiklerinin (eğer "Dünya TÜFE Sepeti" global enflasyonu temsil ediyorsa) reel değeri aşağı çekme potansiyeline sahip olduğu, ancak Türkiye'deki enflasyonun bu olumsuz etkileri bertaraf ederek net bir artışa yol açtığı anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, yerel enflasyonun belirleyici rolü, Türk lirasının reel değerinin ağustos ayında yükselmesinin anahtar faktörü olmuştur.
Bu reel değerlenme, dış ticaret dengesi, yatırım kararları ve genel ekonomik istikrar üzerinde çeşitli sonuçlar doğurabilir. Ekonomistler, bu eğilimin sürdürülebilirliğini ve orta-uzun vadede Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini yakından izlemeye devam edecektir.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
Türk Lirası