Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), hazır giyim ve tekstil sektöründe yaşanan derinleşen krizin altını çizdi. TGSD Başkanı Toygar Narbay, sektörün maliyet artışları, rekabet gücü kaybı ve olumsuz makroekonomik koşullar nedeniyle ciddi bir daralma yaşadığını belirterek, yıl sonunda toplamda 100 bin kişilik işgücü kaybının beklendiğini açıkladı.
Narbay'ın açıklamalarına göre, Türkiye, 2014 yılında 545 milyar dolarlık global hazır giyim ticaretinde önemli bir konumdayken, 2022 ve 2024 yıllarında negatif ayrıştı. Sektör, maliyet artışlarını telafi etmek ve ayakta kalmak adına zorunlu fiyat artışlarına gitse de, bu durum yeterli olmadı. Narbay, "2022-2025 yılları arasında dolar bazlı maliyetimiz yüzde 25,8 arttı. Bu zararı karşılamak için satış fiyatlarında yüzde 9,6 artış yapılırken, istihdam da zorunlu olarak yüzde 28,3 azaltıldı. Ancak bu adımlar bile zararın önüne geçemedi" ifadelerini kullandı.
Açıklanan büyüme verilerinin (genel büyüme %4,8, sanayi büyümesi %6,1) PMI verileriyle çeliştiğini belirten Narbay, 10 sektörden sadece birinin 50,5 seviyesinde, geri kalanının ise ortalama %47 civarında olduğunu vurguladı. Yıl sonunda 1 milyar dolarlık ithalat artışı beklentisiyle birlikte, ihracattaki düşüş ve ithalattaki artışın 2025 yılı sonunda 2 milyar dolarlık üretim kaybına yol açacağı öngörülüyor. TGSD'nin modellemesine göre, sektördeki her 1 milyar dolarlık kayıp, 31 bin 500 kişinin işini kaybetmesi anlamına geliyor.
Nitekim, yılın ilk yarısında hazır giyimde 33 bin 724 kişi, tekstilde ise 22 bin 116 kişi olmak üzere toplamda 55 bin 840 kişilik istihdam kaybı yaşandı. Aynı dönemde hazır giyimde 2 bin 527, tekstilde 496 olmak üzere toplam 3 bin 23 şirket kapandı. Narbay, devlet destekleri olmazsa, yıl sonunda 63 bini hazır giyimden olmak üzere toplam 100 bin kişilik istihdam kaybı beklentisini yineledi.
TGSD modellemeleri, sektör şirketlerinin karlılıklarında ciddi erime olduğunu gösteriyor. 2022'de %10,5 vergi öncesi karlılık oranına sahip bir şirketin, 2023'te %5,6 kâr ederken, 2024'ü %5,1 zararla kapatması bekleniyor. 2025 yıl sonu öngörüsü ise %4,6 zarar. Narbay, "İki yıl üst üste zarar eden sektörümüz, mevcut para politikaları nedeniyle öz sermayesini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya" dedi. Yüksek faiz ve baskılanan kur politikasının, rekabetçiliği sadece işçilik değil, aynı zamanda finansman maliyeti açısından da olumsuz etkilediğini belirtti. Yurt dışındaki rakiplerin %3,5 FAVÖK ile sermayelerini koruyabildiği bir ortamda, Türk firmalarının %17,5 FAVÖK oranına ihtiyaç duyması, sektörün ne denli ağır bir yük altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Dezenflasyon programının hem ihracatı hem de yurt içi satışları etkilediğine dikkat çeken Narbay, enflasyonun istenilen hızda düşmemesine rağmen, yılsonu enflasyon hedefinin (%24 bandı) iki katına yaklaşan faizlerin, öz kaynak kârlılığını yitirmiş ve kredi kullanmak zorunda kalan sanayiciler için "zehir etkisi" yarattığını vurguladı.
Yüksek faiz-baskılanmış kur politikasının getirdiği maliyet artışları ve rekabetçilik kaybına ek olarak, küresel savaş bölgelerindeki kayıplar da Türk hazır giyim sektörünün ihracatını düşürüyor. Türk hazır giyim sektörünün dünya ticaretinden aldığı pay, ilk kez 1990'da %3'ün üzerine çıkmışken, 35 yıl sonra, Haziran 2025 itibarıyla %2,96'ya geriledi. Son 15 yılın ortalaması %3,67 iken bu düşüş endişe verici. Geleneksel ve en büyük pazar olan AB'deki pay ise 30 yıl sonra ilk kez %5'in altına inerek %4,65'e düştü. İç piyasada azalan harcamalar ve geçen yıla göre %25 artan hazır giyim ithalatı da yerli üretimi ve kapasiteyi olumsuz etkiliyor.
Ekim ayında düzenlenecek 18. İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesinde TGSD Başkanları Toygar Narbay ve Dr. Ümit Özüren ile TGSD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel'in katıldığı toplantıda, sektörün beklentileri ve hükümetten talepleri kamuoyuyla paylaşıldı. İşte acil eylem planı niteliğindeki 10 maddelik talep listesi:
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
hazır giyim, tekstil, TGSD, istihdam kaybı, iş gücü, ekonomik kriz, sektör sorunları, ihracat düşüşü, ithalat artışı, maliyet artışı, rekabet gücü, devlet desteği, finansman, yüksek faiz, kur politikası, dezenflasyon, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Eximbank, EYT, kadın istihdamı, Türkiye