Küresel Piyasalar Riskli Varlıklara Yöneliyor: Anahtar Dinamikler

BIST Haberleri
Küresel piyasalarda risk iştahının yükselmesiyle yatırımcılar daha riskli varlıklara yöneliyor. ING Global'in analizine göre, jeopolitik iyimserlik, sakin veri akışı ve Fed'in agresif faiz indirimi beklentileri ABD dolarını zayıflatıyor. Jackson Hole ve FOMC tutanakları Fed sinyallerini beklerken, Euro/Dolar, Euro/Sterlin ve Sterlin/Dolar'da kritik seviyeler mercek altında. Ayrıca, Fitch'in İngiltere kredi notu kararı piyasaların en kritik belirsizliği olarak öne çıkıyor.

Küresel Piyasalar Riskli Varlıklara Yöneliyor: Beklentiler ve Dinamikler

Küresel finansal piyasalar, jeopolitik gelişmelerin ve merkez bankası politikalarının şekillendirdiği karmaşık bir dönemden geçiyor. Batı medyasının ABD-Rusya zirvesini çoğunlukla bir 'başarısızlık' olarak yorumlamasına rağmen, piyasa katılımcıları arasındaki genel konsensüs, gerilimin azalma ve kalıcı barış ihtimaline odaklanmaya devam ediyor. Bu iyimser bakış açısı, ING Global analisti **Chris Turner** tarafından da vurgulandığı üzere, küresel risk iştahını belirgin şekilde artırmış durumda.

Bu olumlu jeopolitik beklenti, nispeten **sakin bir veri gündemiyle** birleşerek piyasa oyuncularının dikkatini makroekonomik dalgalanmalardan uzaklaştırarak uzun vadeli stratejilere ve riskli varlıklara yönelmesine olanak tanıyor. Ekonomik takvimdeki büyük veri açıklamalarının eksikliği, yatırımcıların daha az volatiliteyle hareket etmesine ve geleceğe dönük beklentilerini güçlendirmesine zemin hazırlıyor. Bu durumun en belirgin sonuçlarından biri ise, dünya rezerv para birimi olan **ABD dolarının zayıflaması** oldu. Doların değer kaybetmesi, yatırımcıları potansiyel olarak daha yüksek getiri sunan ve risk primi daha yüksek olan **daha riskli varlıklara** doğru kaymaya teşvik ediyor. Bu varlıklar genellikle gelişen piyasa hisse senetleri, emtialar ve bazı gelişen ülke para birimlerini kapsıyor.

Jeopolitik Beklentiler ve Bölgesel Para Birimleri

Piyasalar genelinde gözlemlenen bu risk iştahı artışıyla birlikte, döviz piyasalarında da dikkat çekici hareketlilikler yaşanıyor. Geleneksel olarak güvenli liman olarak görülen varlıklardan çıkış yaşanırken, **Euro/İsviçre Frangı (EUR/CHF) paritesi** gibi daha istikrarlı çapraz kurlar **yatay seyrini koruyor**. Bu durum, piyasaların tamamen riskten kaçınma modundan çıktığını ancak belirli bölgelerdeki istikrar beklentilerinin devam ettiğini gösteriyor.

Öte yandan, özellikle **Orta ve Doğu Avrupa (CEE) para birimlerine yönelik talep belirgin bir artış** gösteriyor. Bölgesel ekonomilerin toparlanma potansiyeli, bazı CEE ülkelerinin sunduğu yüksek reel faiz oranları ve küresel risk iştahındaki artışın bu bölgelerdeki varlıkları daha cazip hale getirmesi, bu akışların arkasındaki temel itici güçleri oluşturuyor. Ayrıca, **petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşük seviyelerde kalması** da bu tabloyu destekleyen önemli bir faktör. Düşük enerji maliyetleri, hem tüketici harcamalarını destekleyerek ekonomik büyümeye katkı sağlıyor hem de enflasyonist baskıları hafifleterek merkez bankalarına daha esnek para politikaları uygulama alanı tanıyor. Enerji ithalatçısı konumundaki birçok Avrupa ve CEE ülkesi için bu durum, ticari dengeleri iyileştirerek yerel para birimlerine pozitif bir etki yaratıyor.

ABD-Rusya Zirvesi ve Güvenlik Taahhütleri: Piyasa Refleksleri

Küresel piyasaların barış ihtimaline odaklanmasında, diplomatik cepheden gelen yapıcı sinyaller de önemli rol oynuyor. Özellikle **ABD özel temsilcisi Steve Witkoff'un** dikkat çekici açıklaması, piyasalar tarafından **olumlu karşılandı**. Witkoff, Rusya'nın Ukrayna için **NATO benzeri bir güvenlik taahhüdüne sıcak bakabileceği** yönündeki sinyallerin, bölgedeki gerilimi kalıcı olarak azaltma potansiyeli taşıdığını belirtti. Bu tür bir diplomatik uzlaşma, sadece doğrudan çatışma riskini düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgesel istikrarı artırarak uluslararası yatırımcıların güvenini yeniden tesis edebilir. Piyasa katılımcıları, bu tür taahhütlerin küresel risk primini aşağı çekebileceği ve böylece riskli varlıklara yönelik iştahı daha da güçlendirebileceği beklentisiyle bu gelişmeyi dikkatle izliyor.

Merkez Bankası Politikaları ve Küresel Risk İştahı

Fed'in Faiz İndirimi Beklentileri ve Kredi Piyasaları Üzerindeki Etkileri

Küresel risk iştahını en güçlü şekilde besleyen temel katalizörlerden biri, Federal Rezerv'in (Fed) gelecekteki para politikasına ilişkin piyasa beklentileridir. Yatırımcılar, ABD Merkez Bankası'nın bu yıl içerisinde **iki hatta üç faiz indirimi** gerçekleştireceğine dair güçlü bir beklenti içinde. Bu tür bir parasal gevşeme adımı, borçlanma maliyetlerini düşürerek ekonomik aktiviteyi canlandırmanın yanı sıra, hisse senetleri ve diğer riskli varlıkların cazibesini artırıyor. Düşük faiz oranları, şirketlerin yatırım yapmasını ve genişlemesini teşvik ederken, tüketicilerin harcama kapasitesini de destekliyor. Bu beklenti, küresel finansal koşulların gevşemesine ve dolayısıyla **risk iştahının canlı kalmasına** zemin hazırlıyor.

Bu genel iyimserlik, piyasa göstergeleriyle de teyit ediliyor. Finansal piyasalarda gözlemlenen **düşük volatilite**, yani fiyat dalgalanmalarının azalması, yatırımcıların daha az belirsizlikle karşı karşıya kaldığını ve bu durumun riskli pozisyonlar alma konusunda daha rahat hissetmelerini sağladığını gösteriyor. Aynı zamanda, şirketlerin borçlanma maliyetleri ile risksiz getiri arasındaki farkı yansıtan **daralan kredi spreadleri**, küresel ekonominin ve şirket finansallarının genel sağlığının iyileştiğine dair güçlü bir sinyaldir. Kredi spreadlerinin daralması, temerrüt riskinin azaldığına ve şirketlerin finansman kaynaklarına daha kolay ve uygun maliyetle erişebildiğine işaret ediyor. Bu durum, özellikle **gelişen piyasalardaki şirketler** için cazip koşullar yaratıyor ve uluslararası fon akışlarını bu bölgelere yönlendiriyor. Nitekim, Fed'in olası güvercin duruşu ve doların genel zayıflığıyla birleşince, **gelişen piyasalara artan yönelim**, bu ekonomilerin daha yüksek büyüme potansiyelleri ve çekici getiri fırsatları sunması nedeniyle fon yöneticilerinin portföylerini yeniden dengelemelerine yol açıyor.

Dolar Endeksi (DXY) ve Piyasa Volatilitesi Üzerindeki Baskı

Bu dinamiklerin bir sonucu olarak, ABD dolarının majör para birimleri karşısındaki değerini ölçen **Dolar Endeksi (DXY)** üzerinde belirgin bir aşağı yönlü baskı oluşmuş durumda. Analistlerin genel beklentisi, DXY'nin psikolojik ve teknik olarak önemli bir seviye olan **97'nin altına düşmesinin oldukça olası** olduğudur. Doların zayıflaması, gelişen piyasa varlıkları, emtialar ve genel olarak ABD dışındaki varlıklar için daha destekleyici bir ortam yaratırken, küresel likiditenin de artmasına ve uluslararası ticaretin kolaylaşmasına katkıda bulunuyor. Bu durum, özellikle emtia fiyatlarının dolar cinsinden daha ucuz hale gelmesiyle, bu varlıklara olan talebi de artırıyor ve küresel büyüme görünümünü destekleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.

Haftanın Önemli Gündemi: FOMC Tutanakları ve Jackson Hole

Önümüzdeki hafta finansal piyasaların dikkati, Fed'in para politikasına dair daha net ipuçları verebilecek iki kritik gelişmeye odaklanmış durumda. İlk olarak, **Çarşamba günü yayımlanacak Temmuz FOMC tutanakları**, Federal Açık Piyasa Komitesi üyelerinin son toplantıda aldıkları kararların arkasındaki düşünce süreçlerini, enflasyon, büyüme ve istihdam beklentilerine ilişkin tartışmalarını ve faiz indirimi patikasına dair olası görüş ayrılıklarını detaylı bir şekilde ortaya koyacak. Piyasalar, tutanaklarda Fed'in 'güvercin' ya da 'şahin' tonuna dair en ufak bir ipucunu dahi titizlikle analiz edecek.

İkinci ve belki de daha önemli bir gelişme ise, **cuma günü Fed Başkanı Jerome Powell'ın Wyoming'deki Jackson Hole sempozyumunda yapacağı konuşma** olacak. Jackson Hole, genellikle Fed başkanlarının önemli politika sinyalleri verdiği, geleceğe yönelik stratejileri özetlediği veya mevcut ekonomik görünüm hakkındaki ana düşüncelerini paylaştığı bir platform olarak biliniyor. Powell'ın konuşması, özellikle faiz indirimi beklentilerinin ne kadar sağlam olduğu, enflasyonla mücadelede gelinen nokta ve ABD ekonomisinin genel sağlığı hakkındaki Fed'in güncel değerlendirmeleri açısından büyük bir merakla bekleniyor. Piyasalar, Powell'ın vereceği herhangi bir ipucunun, faiz indirimi takvimini netleştirebilecek ve doların seyrini, tahvil getirilerini ve küresel risk iştahını doğrudan etkileyebilecek güce sahip olduğunun farkında.

Paritelerde Kritik Seviyeler ve İngiltere Not Değerlendirmesi

Euro/Dolar (EUR/USD) Paritesi Analizi

Döviz piyasalarında en çok işlem gören paritelerden biri olan **Euro/Dolar (EUR/USD) paritesi**, küresel makroekonomik dinamikler ve merkez bankası politikaları arasındaki etkileşimle yakından izlenen önemli bir gösterge olmaya devam ediyor. Son dönemde gözlemlenen **enerji fiyatlarındaki gerileme**, Euro Bölgesi ekonomisi için önemli bir destekleyici faktör olarak öne çıkıyor. Avrupa'nın büyük bir enerji ithalatçısı olması nedeniyle, düşen petrol ve doğalgaz fiyatlarından doğrudan fayda sağlanıyor. Bu durum, hem hanehalklarının satın alma gücünü artırarak tüketimi canlandırıyor hem de işletmelerin üretim maliyetlerini düşürerek kâr marjlarını ve rekabet gücünü artırıyor. Bu olumlu yansımalar, Euro Bölgesi'nin ekonomik büyüme potansiyeline ilişkin beklentileri güçlendirerek Euro üzerinde bir miktar destekleyici etki yaratabilir.

Ancak, Fed'in olası faiz indirimlerinin büyüklüğü ve hızı konusundaki belirsizlikler, paritenin geniş bir aralıkta kalmasına neden olabilir. Teknik analiz ve temel göstergeler ışığında, **ING** analistleri **EUR/USD** paritesinin yakın vadede **1,1650 – 1,1750 bandında** istikrarlı bir seyir izlemesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu seviyeler, önemli destek ve direnç noktalarını temsil ederek paritenin kısa vadeli hareketlerini sınırlayabilir. Ancak, eğer **Fed Başkanı Jerome Powell**, Jackson Hole'da yapacağı konuşmada piyasaların beklentilerini aşan derecede **güvercin mesajlar** verirse, yani faiz indirimlerine daha agresif bir yaklaşım sergileneceğine dair sinyaller gelirse, bu durum ABD doları üzerinde ek bir zayıflık yaratabilir. Böyle bir senaryoda, ABD ve Euro Bölgesi arasındaki faiz farkının Euro lehine daralması beklentisiyle, **EUR/USD paritesinin 1,1830 seviyesine doğru belirgin bir yükseliş kaydetmesi bekleniyor**. Bu seviye, piyasa katılımcıları için psikolojik ve teknik olarak önemli bir direnç noktasını temsil ediyor ve bu seviyenin aşılması, paritede daha yukarı yönlü bir hareketin önünü açabilir.

Euro/Sterlin (EUR/GBP) ve Sterlin/Dolar (GBP/USD) Görünümü

İngiltere Merkez Bankası (BoE)'nın uyguladığı **sıkı para politikası**, Sterlin'in diğer majör para birimleri karşısında gücünü korumasında kritik bir rol oynamaktadır. Enflasyonla mücadelede kararlı bir duruş sergileyen BoE, faiz oranlarını yüksek tutarak ve parasal sıkılaştırmaya devam ederek, Sterlin'in cazibesini artırmaktadır. Bu durum, özellikle **Euro/Sterlin (EUR/GBP) paritesi** üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturuyor. ING'ye göre, BoE'nin şahin duruşunun devam etmesiyle, **EUR/GBP paritesinin 0,8600 seviyesinin altına inme potansiyeli bulunuyor**. Bu seviyenin altındaki bir hareket, Sterlin'in Euro karşısında daha da değer kazanacağı anlamına gelirken, yatırımcıların İngiltere ekonomisinin dayanıklılığına ve BoE'nin enflasyonu kontrol altına alma yeteneğine olan güvenini yansıtabilir.

Diğer taraftan, **Sterlin/Dolar (GBP/USD) paritesi** de küresel dolar zayıflığı ve BoE'nin sıkılaşmacı politikalarından faydalanıyor. DXY'deki genel düşüş eğilimi ve Fed'in olası faiz indirimleri beklentisi, Sterlin'in Dolar karşısında güçlenmesine zemin hazırlıyor. Bu bağlamda, **1,3700 seviyesinin test edilmesi** beklentisi, Sterlin'in momentum kazanabileceği bir senaryoyu işaret ediyor. Bu seviyenin kırılması, paritede daha fazla yükseliş potansiyeli yaratabilir ve İngiltere varlıklarına olan ilgiyi artırabilir. Hem yerel hem de küresel faktörlerin Sterlin'i desteklemesiyle, GBP/USD paritesinin önümüzdeki dönemde pozitif bir seyir izlemesi olası görülüyor.

Fitch'in İngiltere Kredi Notu Değerlendirmesi: Haftanın Kritik Belirsizliği

Haftanın en önemli ve potansiyel olarak en etkili olaylarından biri, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu **Fitch'in cuma günü açıklayacağı İngiltere kredi notu değerlendirmesi** olacak. Bu değerlendirme, İngiltere'nin borçlanma maliyetleri, uluslararası yatırımcı algısı ve genel ekonomik görünümü üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olması nedeniyle **haftanın en kritik belirsizliği** olarak nitelendiriliyor. Kredi notu, bir ülkenin borçlarını geri ödeme kapasitesini ve risk seviyesini gösterir; bu nedenle yatırımcılar, notta yapılacak herhangi bir değişikliği (düşüş, yükseliş veya görünüm değişikliği) yakından takip ederler. Olası bir not indirimi, İngiltere'nin borçlanma maliyetlerini artırabilir, yatırımcı güvenini zedeleyebilir ve Sterlin üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturabilir. Aksine, notun teyit edilmesi veya görünümün iyileştirilmesi, Sterlin için destekleyici olabilir ve ülkeye yönelik yatırım akışlarını teşvik edebilir. Fitch'in değerlendirmesi, İngiltere ekonomisinin mevcut durumu, mali disiplini ve uzun vadeli büyüme potansiyeline ilişkin önemli bir yargı içerecek ve piyasaların İngiltere varlıklarına yaklaşımını şekillendirmede belirleyici bir faktör olacaktır. ING analistleri de bu kararı yakından izleyerek potansiyel piyasa etkileri konusunda uyarıda bulunuyor.

⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.

Riskli Varlıklar, Fed Faiz İndirimi, Dolar Zayıflığı, Küresel Piyasalar, EUR USD, GBP USD, Euro Dolar Paritesi, Sterlin Dolar Paritesi, Jackson Hole, FOMC Tutanakları, Fitch Kredi Notu, İngiltere Kredi Notu, Orta ve Doğu Avrupa Para Birimleri, Petrol Fiyatları, Doğalgaz Fiyatları, Chris Turner, ING Global, Kredi Spreadleri, Düşük Volatilite, Gelişen Piyasalar, Para Politikası

İlginizi Çekebilir

Güvenilir Ortaklarımız