Türkiye finans piyasalarında uzun süredir önemli bir enstrüman olarak yer alan Kur Korumalı Mevduat (KKM), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan kritik bir açıklamayla resmen sona erdi. Merkez Bankası'nın duyurusuna göre, KKM'den çıkış süreci başarılı bir şekilde tamamlanmış olup, bu adım ülkenin para politikası ve finansal mimarisinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. KKM'nin, özellikle döviz kuru oynaklığını azaltma ve finansal istikrarı sağlama hedefiyle başlatıldığı dönemden bu yana, Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri büyük ve çeşitli olmuştur. Şimdi ise bu enstrümanın kademeli olarak ve planlı bir şekilde devreden çıkarılması, piyasalar tarafından dikkatle takip edilen önemli bir gelişmedir.
TCMB'nin açıklaması, KKM'nin finansal sistemden çekilme sürecinin nihai aşamasına ulaştığını ve bu enstrümanın artık ana akım bir araç olarak kullanılmayacağını teyit etti. Bu, Merkez Bankası'nın uzun süredir hedeflediği normalleşme sürecinin önemli bir kilometre taşıdır. KKM, ilk uygulamaya konulduğu günden itibaren, döviz kurlarındaki dalgalanmaları sınırlamak, döviz tevdiat hesaplarından TL'ye geçişi teşvik etmek ve yerel para birimine olan güveni artırmak amacıyla tasarlanmıştı. Ancak zamanla, özellikle bütçe üzerindeki potansiyel maliyetleri ve para politikasının etkinliğini azaltıcı etkileri nedeniyle eleştirilere maruz kalmıştı. Bu son karar, finansal istikrara yönelik daha sürdürülebilir, piyasa tabanlı ve ortodoks çözümler arayışının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Çıkış sürecinin tamamlanması, aynı zamanda Merkez Bankası'nın politika araç setinde daha geleneksel ve şeffaf yaklaşımlara yöneldiğinin de güçlü bir göstergesidir, böylece para politikasının bağımsızlığı ve etkinliği artırılmaktadır.
Merkez Bankası'nın duyurusunda belirtildiği üzere, 23 Ağustos tarihinden itibaren gerçek kişiler için KKM hesaplarında yeni açılış ve yenileme işlemlerinin (YUVAM hesapları hariç) yapılmayacağı kesinleşmiştir. Bu tarih, bireysel yatırımcılar ve tasarruf sahipleri için KKM'nin sunduğu kur koruma mekanizmasının sonlandırılması anlamına gelmektedir. YUVAM hesapları ise, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'ye getirdikleri tasarrufları KKM benzeri bir koruma ile değerlendirmelerini sağlayan özel bir kategori olup, bu süreçten muaf tutulmuştur. Bu istisna, yurt dışındaki tasarrufların ülkeye çekilmesi hedefini koruma adına alınmış stratejik bir karardır ve Türkiye'nin dış finansman dengesine katkıda bulunma potansiyeli taşımaktadır. Gerçek kişilere yönelik bu adım, bireysel yatırımcıların tasarruf tercihleri üzerinde önemli bir etki yaratacak ve onları alternatif yatırım araçlarına yöneltecektir. Bu durum, mevduat piyasasında faiz oranlarının seyrini, Türk Lirası cinsinden yatırım ürünlerinin cazibesini ve genel olarak sermaye piyasalarının derinliğini etkileyebilir.
Kurumsal tarafta ise KKM'den çıkış adımları daha erken atılmıştı. Tüzel kişiler için bu süreç, şubat ayında başlatılmış ve şirketlerin KKM hesaplarında yenileme ve açılış işlemleri durdurulmuştu. Bu farklı zamanlama, Merkez Bankası'nın, kurumsal piyasaların bireysel piyasalara göre daha hızlı adapte olabileceği ve büyük hacimli tüzel kişi hesaplarının makroihtiyati denge üzerindeki etkisinin daha kritik olduğu varsayımına dayanmaktadır. Kurumsal KKM'nin sonlandırılması, şirketlerin bilançolarında ve nakit yönetimi stratejilerinde değişikliklere gitmesine neden olmuştur. Şubat ayında atılan bu adım, genel KKM'den çıkış stratejisinin ilk aşamalarından biriydi ve piyasada bir öncü sinyal niteliği taşıyordu. Tüzel kişilerin KKM'den çıkışı, aynı zamanda bankaların kurumsal mevduat portföylerini yeniden şekillendirmelerine, aktif-pasif yönetimi stratejilerini güncellemelerine ve reel sektöre yönelik kredi politikalarını gözden geçirmelerine de zemin hazırlamıştır. Bu, bankacılık sektöründe risk yönetiminin ve likidite planlamasının daha geleneksel parametrelere dönmesi anlamına gelmektedir.
KKM'nin finansal büyüklüğü, uygulandığı süre boyunca önemli dalgalanmalar göstermiştir. Programın zirve yaptığı dönem, 2023 Ağustos ayında gerçekleşmiş ve toplam bakiye 140 milyar doların üzerine çıkarak rekor seviyelere ulaşmıştı. Bu durum, o dönemde KKM'nin piyasalar üzerindeki büyük etkisini, döviz kurundaki istikrarı sağlama ve de-dolarizasyon sürecine katkıda bulunma potansiyelini açıkça ortaya koyuyordu. Ancak, yılbaşından itibaren başlayan politika değişiklikleri, sıkılaşma adımları ve KKM'ye yönelik uygulanan rasyonelleştirme politikalarıyla birlikte KKM hesaplarının toplam büyüklüğünde belirgin bir düşüş gözlemlendi. Yılbaşında yaklaşık 32,5 milyar dolar seviyesinde olan KKM bakiyesi, bugün itibarıyla 11 milyar dolara kadar dramatik bir şekilde gerilemiştir. Bu keskin düşüş, Merkez Bankası'nın kademeli çıkış stratejisinin ne denli başarılı olduğunu ve piyasanın bu yeni normalleşme sürecine ne kadar hızlı adapte olduğunu göstermektedir. Bu azalma, aynı zamanda KKM'nin hem kamu bütçesi hem de Merkez Bankası bilançosu üzerindeki potansiyel yükünü önemli ölçüde hafifletmiştir, böylece mali disiplin ve finansal sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlamıştır.
KKM'nin sona erdirilmesi, sadece bir finansal enstrümanın devreden çıkarılmasından öte, Türkiye'nin makroekonomik yönetiminde önemli bir dönüşümü temsil etmektedir. Bu adım, makroihtiyati çerçevede önemli bir sadeleşme ile para politikasında daha öngörülebilir bir çerçeveye geçiş anlamına geliyor. KKM'nin varlığı, döviz kurundaki belirsizliği azaltma amacı güderken, öte yandan Merkez Bankası'nın geleneksel para politikası araçlarını (örneğin politika faizi) kullanma yeteneğini kısıtlamaktaydı ve para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğini azaltıyordu. KKM'nin ortadan kalkmasıyla birlikte, faiz kararlarının piyasa üzerindeki etkisi daha doğrudan, şeffaf ve geleneksel kanallar üzerinden hissettirecek, böylece Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede eli güçlenecektir. Makroihtiyati çerçevedeki sadeleşme, finansal sistemdeki karmaşıklığı azaltacak, bankaların bilançolarını ve risk yönetimini kolaylaştıracak, aynı zamanda yabancı yatırımcılar için Türkiye'nin finansal piyasalarını daha anlaşılır, şeffaf ve cazip kılacaktır. Bu, uzun vadede sürdürülebilir büyüme, finansal istikrar ve uluslararası sermaye akışları hedefleri için kritik bir adımdır.
Merkez Bankası, KKM hesaplarının vadeleri sona erdiğinde ilgili Tebliğlerin yürürlükten kaldırılacağını da duyurdu. Bu açıklama, KKM'nin hukuki ve düzenleyici altyapısının da tamamen ortadan kaldırılacağının sinyalini vermektedir. "Tebliğler", KKM'nin işleyişini, uygulama esaslarını, kur farkı ödemelerini ve hesap sahiplerine sunulan garantileri düzenleyen ikincil mevzuat hükümleridir. Bu düzenlemelerin yürürlükten kaldırılması, KKM'nin finansal sistemdeki izlerinin tamamen silinmesi anlamına gelecektir. Her bir hesabın vadesi doldukça, sistemdeki KKM bakiyesi sıfıra yaklaşacak ve en sonunda bu mekanizmaya ilişkin hiçbir yasal veya operasyonel yükümlülük kalmayacaktır. Bu adım, Merkez Bankası'nın KKM'den çıkış stratejisine ne denli bağlı olduğunun ve bu kararın geri dönülmezliğinin güçlü bir göstergesidir. Böylece, finansal sistemin KKM bağımlılığından tamamen kurtulması ve normalleşme sürecinin eksiksiz bir şekilde tamamlanması hedeflenmektedir, bu da piyasalarda güveni pekiştiren bir unsurdur.
Merkez Bankası, 2025 yılı Para Politikası Metni'nde KKM'den çıkışı resmi bir hedef olarak açıklamış ve son dönemde yaptığı toplantılarda KKM'nin yakın zamanda sonlandırılacağını vurgulamıştı. Bu uzun vadeli stratejik planlama, piyasaya güven veren ve öngörülebilirliği artıran bir unsur olmuştur. KKM'nin sona ermesi, Türk Lirası cinsinden mevduatlara olan talebi artırma potansiyeli taşımaktadır. Bankaların mevduat rekabetini artırması ve politika faiziyle uyumlu, piyasa gerçeklerini yansıtan faiz oranları sunması, tasarruf sahipleri için daha sağlıklı ve risksiz yatırım seçenekleri sunacaktır. Ayrıca, Merkez Bankası'nın bilançosundaki risk unsurlarını azaltacak ve rezerv birikimine yönelik daha sağlam bir zemin oluşturacaktır. Bu gelişme, de-dolarizasyon sürecine de katkıda bulunarak, Türk Lirası'nın değerini ve istikrarını pekiştirecektir. KKM sonrası dönemde, Türkiye finansal piyasaları, daha şeffaf, daha piyasa odaklı ve uluslararası standartlara daha uygun bir yapıya bürünecektir. Bu yeni finansal mimari, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi destekleyecek, fiyat istikrarı hedefine ulaşmayı kolaylaştıracak ve ülkenin uluslararası finansal entegrasyonunu güçlendirecektir. Toplamda, KKM'nin devreden çıkarılması, Türkiye ekonomisinin genel dengeleme, istikrar ve rasyonelleşme programının önemli bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
KKM, Kur Korumalı Mevduat, TCMB, Merkez Bankası, Finans Politikaları, Ekonomi, Sadeleşme, Para Politikası, Makroihtiyati, Çıkış, Mevduat, Türkiye Ekonomisi, Finansal İstikrar, Döviz Kuru, Normalleşme, Fiyat İstikrarı