Kripto Para Sektörü Milyarlarca Dolar Kaybediyor

Kriptonun Çarpıcı Güvenlik Problemleri

Kripto paranın geleneksel finans sistemine göre sağladığı faydalar göz önüne alındığında, SWIFT gibi sistemlerin aksine işlemlerin saniyeler içinde tamamlanabilmesi dikkate değerdir. Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanı Bessent, yalnızca stablecoin pazarının 2030 yılına kadar 3.7 trilyon dolar değerine ulaşacağını öngörüyor. Bu, Almanya’nın GSYİH'si ile eşdeğerdir.

Ancak tüm bu teknolojik avantajlara rağmen, kripto büyük bir güvenlik sorunu ile karşı karşıya. 2025 yılına kadar hırsızlıklar nedeniyle toplam değerinin yaklaşık %4’ünü kaybetme riski ile karşı karşıyayız. Sadece 2023 yılının ilk yarısında sektör, 2 milyar dolardan fazla kayıp yaşadı. Yıllık bazda hesaplandığında, bu rakamın 4 milyar doları aşması bekleniyor. Eğer bu kayıplar geleneksel finans sisteminde olsaydı, tüm sistem çökerdi.

Hackerlar ve Kripto Ekosistemi

Kripto dünyası, olağanüstü kayıpları normalleştirirken, JPMorgan gibi büyük finansal kurumların neden blok zinciri üzerinde işlem yapmadığını sorguluyor. Ancak kayıpların gerçek maliyeti, hemen kaybolan miktardan çok daha fazladır. Hacked protokoller, ortalama %52 değer kaybı yaşarken, çoğu proje altı ay sonra bile değer kaybını sürdürmektedir. Dünya zenginliğini yönetmeyi hedefleyen bir sektör için bu, varoluşsal bir sorun teşkil ediyor.

Kuzey Koreli hackerlar, bir kripto projesi fonunu duyurduğu anda geliştirme ekiplerine yönelik sosyal mühendislik saldırılarını devreye sokuyor. Örneğin, Radiant Capital hack'inde 50 milyon dolar gasp edildi. Bu durum gösteriyor ki, sistemimizi koruma konusunda yeterli araçlara sahibiz. Yapay zeka destekli izleme sistemleri, kod devreye girmeden önce kritik güvenlik sorunlarını tespit edip çözebiliyor.

Güvenliği Anthemiz Haline Getirmek

Hacking oranlarını %1'in altına indirmek, çözümü bildiğimiz bir mühendislik meydan okumasıdır. Protokoller, sürekli izleme, anlamlı fiyatlandırılmış güvenlik ödülleri, kritik bileşenler için resmi onay ve yapay zeka destekli tehdit tespiti gibi kapsamlı güvenlik yaklaşımlarını benimsemelidir. Maliyetleri, olası kayıplarla karşılaştırıldığında önemsizdir. Bankalar ve finansal kurumlar, bu hacking oranlarını görmekte ve hesaplamalar yapmaktadır. Sonuç olarak, kripto para birimlerinin henüz piyasa için hazır olmadığı sonucuna varıyorlar.

Sonuç olarak, DeFi, hiçbir sistemik kötü borç olmaksızın her piyasa çöküşünden sağ çıktı. Teknolojik sorunları çözdük, ancak güvenlik bir kenara bırakılamaz. Eğer geliştirdiğimiz güvenlik araçlarını kullanmazsak, kurumsal sermaye başka yerlere yönelirken, hackerlar bizim kayıplarımızla operasyonlarını finanse etmeye devam edecekler.