Karahan: Dezenflasyon Süreci Kararlılıkla Devam Edecek

TCMB'den Güçlü Dezenflasyon Vurgusu: Fiyat İstikrarı Odaklı Sıkı Duruş

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, finans çevrelerinin yakından takip ettiği Bursa’daki “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı kritik sunumunda, Türk ekonomisinin enflasyonla mücadelesindeki kararlılığını ve yol haritasını detaylandırdı. Karahan'ın açıklamaları, Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda uyguladığı politikalara ilişkin güçlü mesajlar içerdi.

Başkan Karahan, Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarının arka planını açıklarken, enflasyon dinamiklerinin titizlikle değerlendirildiğini belirtti. Bu değerlendirme sürecinde, yalnızca güncel enflasyon gerçekleşmeleri değil, aynı zamanda enflasyondaki ana eğilim ve piyasa beklentilerinin de kritik rol oynadığını vurguladı. Merkez Bankası'nın temel amacının, öngörülen dezenflasyon patikasının gerektirdiği parasal sıkılık seviyesini eksiksiz bir şekilde korumak olduğunu ifade etti. Para politikası adımlarının büyüklüğünün, her toplantı bazında, ihtiyatlı bir yaklaşımla ve tamamen enflasyon görünümüne odaklı bir anlayışla belirlendiğinin altını çizdi. Bu yaklaşım, politikanın esnekliğini ve veri odaklılığını pekiştirmektedir.

Sıkı Para Politikası Fiyat İstikrarı Sağlanana Kadar Sürecek

Karahan, enflasyonla mücadelede uygulanan sıkı duruşun temel prensibini net bir şekilde ortaya koydu: “Sıkı duruş fiyat istikrarı sağlanana kadar devam edecek.” Bu ifade, Merkez Bankası'nın enflasyonu kalıcı olarak düşürme ve toplumsal refahı artırma konusundaki koşulsuz taahhüdünü yansıtıyor. Başkan, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma riski ortaya çıkması durumunda, tüm para politikası araçlarının kararlılıkla devreye alınabileceğini belirtti. Bu durum, Merkez Bankası'nın elindeki geniş araç setini kullanmaktan çekinmeyeceğinin ve olası şoklara karşı hazırlıklı olduğunun bir göstergesidir.

Sıkı para politikasının dezenflasyon sürecine katkı sağladığı mekanizmaları da detaylandıran Karahan, bu sürecin üç ana eksende ilerlediğini vurguladı. İlk olarak, iç talepte dengelenme sağlanmasıyla aşırı talebin neden olduğu fiyat baskılarının hafifletildiğini belirtti. İkinci olarak, Türk lirasında reel değerlenme eğiliminin, ithalat maliyetleri üzerindeki baskıyı azaltarak maliyet enflasyonunu sınırladığına dikkat çekti. Üçüncü ve belki de en kritik faktör olarak, enflasyon beklentilerinde gözlemlenen iyileşmenin, fiyatlama davranışlarının rasyonel zemine oturmasına ve dezenflasyon sürecinin güçlenmesine önemli ölçüde katkı sunduğunu ifade etti. Bu üçlü mekanizma, parasal aktarımın etkinliğini artırarak enflasyonla mücadelenin temel direklerini oluşturuyor.

Maliye Politikası Eşgüdümü ve Gelecek Beklentileri

TCMB Başkanı Karahan, dezenflasyon sürecinin başarısı için sadece para politikasının değil, aynı zamanda maliye politikasının da kritik bir rol oynadığını vurguladı. Maliye politikasındaki eşgüdümün, makroekonomik istikrarı destekleyici nitelikte olduğunu ve dezenflasyon sürecine güçlü bir katkı sunduğunu ifade etti. Bu, kamu maliyesindeki disiplinin ve bütçe politikalarının Merkez Bankası'nın enflasyon hedefleriyle uyumlu ilerlemesinin önemini göstermektedir. Ayrıca, küresel ekonomideki belirsizliklere ve jeopolitik risklere rağmen, dışsal şokların dezenflasyon sürecini bozmasına izin vermeyeceklerini, gerekli önlemlerin alınacağını belirtti.

Haziran 2024 itibarıyla başlayan dezenflasyon eğiliminin kesintisiz bir şekilde sürdüğünü kaydeden Karahan, bu pozitif seyrin devam etmesini beklediklerini aktardı. Yıl sonu enflasyonunun, TCMB'nin yayımladığı tahmin aralığında kalacağına dair güçlü beklentilerini paylaştı. Bu beklenti, Merkez Bankası'nın projeksiyonlarına olan güveni pekiştiriyor ve piyasalara net bir sinyal veriyor.

Son olarak Karahan, fiyat istikrarının sadece ekonomik bir hedef olmanın ötesinde, toplumsal refah artışının temel koşulu olduğunu belirtti. Kalıcı fiyat istikrarının, yatırım ortamını iyileştirerek, öngörülebilirliği artırarak ve kaynakların daha verimli tahsis edilmesini sağlayarak sürdürülebilir büyümenin zeminini oluşturacağını ifade etti. Türk ekonomisinin büyümeye devam ettiğini ve çeşitli sektörlerde yapısal dönüşümlerin gözlemlendiğini de sözlerine ekleyerek, gelecek dönem için olumlu bir tablo çizdi.