ING Analizi: TCMB Faiz Politikasında Temkinli Adım Attırabilir

Ağustos Enflasyonu Beklentileri Aştı: TCMB Üzerindeki Baskı Artıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde, ağustos ayı enflasyon verilerinin piyasa beklentilerini aşması, para politikası çevrelerinde yeni bir tartışma dalgası yarattı. Özellikle gıda fiyatlarındaki belirgin yükselişin etkisiyle, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) beklentilerin üzerinde gelmesi, TCMB'nin eylül ayındaki faiz kararına yönelik spekülasyonları güçlendirdi. Yıllık bazda enflasyonda düşüş eğilimi devam etse de, aylık bazdaki artışın dinamikleri, Merkez Bankası'nın dezenflasyon hedeflerine ulaşma yolundaki zorlukları gözler önüne serdi.

ING Global'den Dikkat Çekici Değerlendirme: Daha Ölçülü Bir İndirim Sinyali

Uluslararası finans kuruluşu ING Global, yayımladığı son değerlendirme raporunda, ağustos enflasyon verilerinin TCMB'yi daha temkinli bir adım atmaya itebileceğine dikkat çekti. Raporda, 11 Eylül'de gerçekleşecek PPK toplantısında, Merkez Bankası'nın faiz indirimine gitse bile, bu indirimin piyasa beklentilerinden daha ölçülü bir seviyede kalabileceği belirtildi. ING Global ekonomistleri, özellikle gıda ve hizmet kalemlerindeki inatçı ve dirençli fiyat artışlarının, para politikası aktarım mekanizmasını olumsuz etkilediğini ve Merkez Bankası'nın manevra alanını kısıtladığını vurguladı. Bu durum, enflasyonla mücadelede kararlı adımların önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Enflasyon Patikasında Kırılganlıklar ve Uzun Vadeli Beklentiler

ING ekonomistleri, mevcut enflasyonist baskılara rağmen, Türkiye ekonomisine ilişkin yıl sonu enflasyon tahminlerini şimdilik koruyor. Kuruluş, eğer döviz kurunda ciddi bir şok veya ücretlerde enflasyon sarmalını tetikleyecek ek bir artış yaşanmazsa, enflasyonun 2025 yılının sonunda %30 seviyelerine gerileyebileceği öngörüsünü sürdürüyor. Bu uzun vadeli perspektif, kısa vadeli oynaklıklara rağmen dezenflasyon sürecinin devam edeceğine dair bir beklentiyi yansıtıyor ancak bu beklenti, dışsal şoklara ve iç piyasa dinamiklerine karşı oldukça hassas. Para politikası yapıcılarının, beklentileri yönetme ve fiyat istikrarını sağlama konusunda kararlılıklarını sürdürmesi büyük önem taşıyor.

Siyasi Hassasiyetler ve Piyasa Beklentileri Arasında Denge Arayışı

ING Global'ın raporu, faiz kararının açıklanacağı günün, CHP kongresi davası gibi önemli bir siyasi olaya denk gelmesinin, piyasa algısı üzerinde ek hassasiyetler yaratabileceğine de işaret etti. Bu tür siyasi gelişmeler, ekonomik kararların piyasa tarafından nasıl yorumlandığını etkileyebilir. Ayrıca, Merkez Bankası'nın döviz piyasasındaki talebi yakından izleyeceği ve enflasyon raporunda belirlenen ara hedeflerin piyasa beklentilerinin gerisinde kalmasının, bu ayki faiz indirim adımını sınırlayabilecek kritik faktörlerden biri olduğu belirtildi. TCMB'nin kredibilitesi ve iletişim stratejisi, bu dönemde her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.

Veri Odaklı Yaklaşım ve Gelecek Adımlar

Merkez Bankası'nın kararlarını, geçmişte olduğu gibi, veri odaklı ve her toplantı için özel olarak şekillendirmesi bekleniyor. Bu yaklaşım, ekonomik göstergelerin yakından takip edilerek esnek bir para politikası yürütülmesini gerektirir. Ancak ING Global'ın analizine göre, Türkiye ekonomisindeki dirençli enflasyon görünümü, TCMB'nin agresif faiz indirimlerine yönelmesine kapıyı kapatıyor. Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için atılacak her adımın, makroekonomik istikrarı ve fiyat beklentilerini gözeterek, dikkatli ve ölçülü olması gerektiği vurgulanıyor. Bu durum, Merkez Bankası'nın, enflasyonla mücadele ile ekonomik büyümeyi dengeleme arasındaki hassas dengeyi sürdürmek zorunda kalacağı bir döneme işaret ediyor.