Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından titizlikle hazırlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmî Gazete'de yayımlanarak resmen yürürlüğe girdi. Bu önemli düzenleme, özellikle verimli yatırımları teşvik etmeyi hedefleyen indirimli kurumlar vergisi uygulamasının usul ve esaslarını ayrıntılarıyla belirliyor. Böylece, şirketlerin uzun vadeli yatırım planlamalarında kritik rol oynayacak netlik ve öngörülebilirlik sağlanmış oldu.
Söz konusu tebliğ, 24 Temmuz tarihinde yayımlanan Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yapılan köklü değişikliklerin uygulama çerçevesini çiziyor. Bu kapsamda, yatırımların niteliği ve sürdürülebilirliği göz önünde bulundurularak, indirimli kurumlar vergisi uygulamasının temel prensipleri örneklerle açıklığa kavuşturuldu. Amaç, ülkenin ekonomik büyümesine ve istihdamına katkı sağlayacak yatırımları finansal teşviklerle desteklemektir.
Yapılan değişiklikle birlikte, indirimli kurumlar vergisi uygulamasında önemli bir yenilik hayata geçiriliyor. Kanun'daki düzenlemeye göre, verimli yatırım projeleri için sağlanan bu vergi indirimi, indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemi boyunca uygulanacak. Bu süre zarfında, hak edilen indirim oranı yüzde 60 olarak belirlenmiştir. Bu oran, yatırım yapan şirketler için ciddi bir vergi avantajı sunarken, yatırım kararlarını doğrudan etkileyecek bir unsur olarak öne çıkıyor. Uzun vadeli ve sürdürülebilir yatırımların finansal yükünü hafifleterek, şirketlerin sermaye harcamalarını ve operasyonel verimliliklerini artırmalarına olanak tanınmaktadır.
Tebliğde, indirimli vergi uygulamasına ilişkin Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu yetkiler, bölgesel kalkınma farklılıklarını gözeten dinamik bir teşvik mekanizması oluşturmayı amaçlamaktadır. Buna göre, Cumhurbaşkanı, Türkiye genelindeki il ve ilçeleri sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerine göre farklı gruplara ayırma yetkisine sahiptir. Bu gruplandırmaya paralel olarak, belirli bölgelerde gerçekleştirilen yatırımlar için yüzde 50'yi aşmayacak şekilde yatırıma katkı oranı belirleyebilecektir. Bu esneklik, dezavantajlı bölgelere yapılacak yatırımları cazip hale getirerek, dengeli kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlayacaktır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı, yatırıma katkı tutarının kullanılmasına dair kritik yetkilere de sahiptir. Hak edilen katkı tutarını ve bu tutarın yüzde 50'sini geçmemek kaydıyla, yatırım ve işletme dönemleri arasında ayrım yapmaksızın, indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap dönemi dâhil dördüncü hesap döneminin sonuna kadar kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulatmak suretiyle yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırma yetkisine sahiptir. Bu mekanizma, yatırımcıların erken dönemde likidite sağlamasına ve nakit akışlarını rahatlatmasına olanak tanır. Cumhurbaşkanı, gerektiğinde bu oranı sıfıra kadar indirme yetkisine de sahip olarak, ekonomik konjonktüre göre esneklik sağlayacaktır.
Bu yeni düzenlemeler, özellikle yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapan şirketler için net bir uygulama çerçevesi sunmaktadır. Kanun'un yayımı tarihinden itibaren alınan yatırım teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek uygulamaların usul ve esasları belirlenmiştir. Bu sayede, hem kamu kurumları hem de özel sektör şirketleri açısından belirsizlikler ortadan kaldırılmış, yatırım süreçlerindeki öngörülebilirlik maksimum seviyeye çıkarılmıştır. Şirketler, yatırım kararlarını alırken karşılaşacakları vergi avantajlarını ve uygulama detaylarını net bir şekilde bilerek daha sağlıklı ve stratejik adımlar atabileceklerdir. Bu durum, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ekonomik aktivitenin canlandırılması adına önemli bir adım teşkil etmektedir.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
İndirimli kurumlar vergisi