Son dönemlerde Türkiye'nin, özellikle Çin ve ABD ile olan siyasi ilişkilerinin güçlenmesi, ihracatçılar açısından umut verici bir görünüm sunmaktadır. Jeopolitik olarak yıkım bölgelerine yakın olması ve mevcut ihracat potansiyeli, Türk ihracatçıları için avantaj yaratmaktadır.
Yılbaşından bu yana avro/dolar paritesindeki artışa rağmen, yüksek faiz oranları ve ihracatçılara sağlanan daha ucuz reeskont kredileri, bu sektörün finansal açıdan güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. 2024 ve 2025’in başındaki yüksek faiz ortamı ve Trump’ın ticari savaşıyla oluşan talep düşüklüğü, ihracatçılara baskı yapabilir. Ancak, mevcut konjonktürel şartlar, ihracatçıların rüzgârı arkasına alarak gelişmelerini sürdürmelerine olanak tanımaktadır.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’a komşu olması, yıkım bölgeleriyle olan ilişkileri ve olası Rusya-Ukrayna çözümü sürecindeki bağları, ülkemizi küresel ticaret dengesinde köprü konumuna getiriyor. Bu durum, ihracatın artmasına olumlu bir şekilde yansımaktadır.
Yatırımcılar, şu dönemde ihracatını sürekli olarak artıran ve sektörel olarak makul çarpanlara sahip şirketlere yönelmektedir. Aşağıdaki veriler, bu durumu desteklemektedir:
Böylece, yatırımcıların ilgisini çeken ve sürdürülebilir büyüme potansiyeli sunan şirketler, Türkiye'nin ticaret profili ile desteklenmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin coğrafi ve siyasi konumu, ihracatçılara sunulan finansal destekle birleştiğinde, bu şirketlerin gelişimi için uygun bir zemin hazırlamaktadır.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
Türkiye, ihracat, finansal destek, siyasi ilişkiler, yatırımcılar, yükseliş, pazar fırsatları