OpenAI, 2022 yılında ChatGPT ile yapay zeka dünyasında yarattığı devrim sonrası, uzun zamandır beklenen GPT-5 modelini kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanıyor. Yeni model, yalnızca sohbet botları için değil, kurumsal üretkenlik ve otonom görevlerde de yapay zekanın sınırlarını zorlayacak potansiyele sahip. Teknoloji dünyası, GPT-5’in özellikle yazılım geliştirme, bilimsel araştırmalar, matematiksel modelleme ve veri analizi gibi yüksek hesaplama gücü gerektiren alanlarda oyunu değiştirebileceğini konuşuyor.

GPT-5’i deneyimleyen ilk test kullanıcıları, modelin kodlama ve bilimsel problem çözme performansından oldukça etkilendiklerini aktardı. Ancak, GPT-4’e göre kayda değer bir gelişim gösterse de, GPT-3’ten GPT-4’e geçişteki dev sıçrama kadar dramatik bir fark sunmadığını belirttiler. Bu durum, beklentilerin olağanüstü yüksek olmasından da kaynaklanıyor. Yapay zekanın geldiği nokta, artık insan benzeri diyalog üretmenin ötesine geçerek, karmaşık görevlerde bağımsız hareket edebilme kapasitesine odaklanıyor.

Veri Duvarı ve Ölçeklendirme Sorunları

OpenAI, Microsoft (MSFT) desteğiyle 300 milyar dolarlık değerlemeye ulaşmasına rağmen, GPT-5’in geliştirilmesi sırasında ciddi teknik zorluklarla karşılaştı. Bunların başında, büyük dil modelleri için gerekli olan “veri duvarı” geliyor. Şirketin eski baş bilim insanı Ilya Sutskever, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, “İşlem gücümüz artıyor, ancak insan tarafından üretilmiş büyük metin veri kaynakları artık neredeyse tükenmiş durumda.” ifadelerini kullanmıştı. Bu, yapay zekanın bir sonraki evriminde ölçeklenebilirliği sınırlayan en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

Bir diğer önemli sorun, devasa boyutlardaki modellerin eğitim süreçlerinin hem uzun hem de kırılgan olması. Aylar sürebilen bu eğitim dönemlerinde, donanım arızaları veya küçük hatalar tüm süreci riske atabiliyor. Üstelik araştırmacılar, eğitim tamamlanana kadar modelin nihai performansını tam olarak ölçemiyor. Bu durum, GPT-5 gibi büyük projelerde maliyet ve zaman yönetimini daha da karmaşık hale getiriyor.

GPT-5’in Piyasaya Sürülmesi ve Beklentiler

OpenAI, GPT-5’in kesin çıkış tarihini açıklamış değil; ancak teknoloji sektöründe modelin önümüzdeki haftalar içinde duyurulacağına dair güçlü beklentiler mevcut. OpenAI’ın Uygulamalı Araştırma Başkanı Boris Power, bu hafta X (eski Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda, “Halkın GPT-5’i nasıl karşılayacağını merakla bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yapay zeka sektöründe en büyük beklenti, GPT-5’in yalnızca sohbet tabanlı uygulamaları değil, tamamen otonom görevleri de üstlenebilecek yeni bir dönemi başlatması yönünde. Bu, özellikle kurumsal yazılımlar, otomasyon çözümleri, finansal analiz, siber güvenlik ve veri işleme gibi alanlarda devrim yaratabilir. Örneğin, GPT-5 destekli bir yapay zeka; veri setlerini tarayıp analiz edebilir, stratejik raporlar hazırlayabilir ve yazılım geliştirme süreçlerinde bağımsız kod üretebilir.

Yatırımcılar açısından GPT-5’in piyasaya çıkışı, yalnızca OpenAI’ın değil, aynı zamanda yapay zeka ekosisteminin genel değerlemesi üzerinde de doğrudan etkili olabilir. Risk sermayesi fonları, GPT-5’in “sohbetten öteye geçiş” sürecini başarıyla yönetmesi halinde, yapay zekanın 2030’a kadar trilyon dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşabileceğini öngörüyor.

GPT-5 ile Yapay Zekada Yeni Bir Dönem

GPT-5, yapay zekanın geldiği noktada bir dönüm noktası olarak görülüyor. Artık hedef, yalnızca insan benzeri diyaloglar üretmek değil; bağımsız düşünebilen ve kendi başına karmaşık görevleri yürütebilen sistemler geliştirmek. Bu da GPT-5’in, otomasyon ve üretkenlik araçlarında, finansal hizmetlerde, sağlık teknolojilerinde ve bilimsel araştırmalarda kritik bir rol üstlenmesine olanak tanıyacak.

Özetle, GPT-5’in piyasaya sürülmesi an meselesi ve bu yeni modelin, yapay zekanın geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktası olacağına kesin gözüyle bakılıyor.