Investing.com - ABD Merkez Bankasının (Fed) Eylül ayındaki toplantısında faiz indirimine gidip gitmeyeceği büyük merak konusu olurken, finans ve ekonomi çevrelerinin önde gelen isimlerinden ve kurumlarından peş peşe önemli açıklamalar geldi. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, bazı büyük yatırım bankaları ve ekonomistler, Fed’in faizleri düşürmeye başlaması yönünde görüş bildiriyor.

Politika yapıcıların dikkatle izleyeceği bu yorumlar, özellikle istihdam göstergelerinin zayıflaması ve enflasyondaki ılımlı seyirle birlikte, para politikasında gevşeme adımı için zemin oluştuğuna işaret ediyor. Beklentiler, Eylül ayında başlayacak olası faiz indirimi sürecinin yıl sonuna kadar kademeli şekilde devam edeceği yönünde toplandı.

Bessent: “Fed, 50 baz puanlık indirim değerlendirmeli”

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Fox Business kanalına verdiği röportajda, Fed’in Eylül ayındaki toplantıda 50 baz puan (0,5 puan) faiz indirimi düşünmesi gerektiğini söyledi. Bu öneriyle, proaktif bir para politikası yaklaşımının benimsenmesini savundu.

Bessent, aynı açıklamasında Fed Yönetim Kurulu üyeliğine aday gösterilen Miran’ın da Eylül toplantısından önce Senato’da onaylanmasını umduğunu dile getirdi. Ayrıca, Çin ile yapılacak görüşmelere değinen Bessent, gümrük tarifelerinin kaldırılabilmesi için Çin’in fentanil krizinde somut ilerleme göstermesi gerektiğini belirtti.

Nomura: “Eylül’de 25 baz puanlık indirim bekleniyor"

Nomura Holdings ekonomistleri, ABD iş gücü piyasasındaki zayıflamanın ve azalan enflasyonist baskıların Fed’in faiz indirimi sürecini başlatması için yeterli neden oluşturduğunu ifade etti. Ekonomistlerin yayımladığı analiz notunda, Eylül toplantısının ardından Aralık 2025 ve Mart 2026 dönemlerinde de iki ayrı faiz indiriminin daha yapılmasının beklendiği vurgulandı.

Nomura, Fed’in politika faizini Eylül ayında 25 baz puan düşüreceğini öngörerek, bu indirimin ardından gelecek aylarda da benzer adımların atılmasının olası olduğunu kaydetti. Banka, bu sürecin enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından önemli bir denge mekanizması oluşturacağına dikkat çekti.

UBS: “Enflasyon baskısı sürse de Fed indirim yapacak"

UBS de müşterilerine gönderdiği notta, enflasyon baskılarının yıl sonuna kadar devam edeceğini kabul etmekle birlikte, Fed’in Eylül ayında faiz indirimi yapacağı beklentisini temel senaryo olarak değerlendirdi. Banka, 2025 boyunca toplamda 100 baz puanlık faiz indirimi öngörüyor.

UBS’e göre, ABD ekonomisindeki yavaşlama sinyalleri ve çekirdek enflasyondaki ılımlı seyir, Fed’in daha fazla kısıtlayıcı para politikası uygulamasına gerek bırakmayacak. Bu şartlar altında Fed’in faiz politikasında esneklik sağlayarak, resesyon riskini bertaraf etmeye çalışacağı ifade edildi.

Goldman Sachs: “‘Sigorta niteliğinde’ faiz indirimi mümkün”

Goldman Sachs ise son yayımladığı raporda, ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin geçmişte uygulanan gümrük tarifelerinin fiyatlar üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Enflasyonist baskıların geçici nitelik taşıdığı görüşünü paylaşan banka, para politikasında gevşeme için koşulların uygun hale geldiğini ifade etti.

Bankaya göre, önümüzdeki aylarda piyasaların dikkatinin istihdam piyasasına kaymasıyla birlikte, Fed’in ‘sigorta’ niteliğinde bir faiz indirimi yapması ihtimali güçleniyor. Goldman, Eylül toplantısında böyle bir indirimin ekonomiyi aşağı yönlü risklere karşı koruma amacı taşıyabileceğini vurguladı.

Genel Beklenti: Eylül’de başlayıp 2025’e yayılacak bir indirim döngüsü

Tüm bu değerlendirmelere göre, hem kamudan hem özel sektör kurumlarından gelen açıklamalar, Fed’in Eylül ayında politika faizini indirme ihtimalinin oldukça yüksek olduğuna işaret ediyor. İndirimlerin miktarı konusunda farklılıklar olsa da, genel kanı 25 ila 50 baz puanlık bir ilk hamlenin masada olduğu yönünde.

Uzmanlar, yıl sonuna kadar kademeli faiz indirimlerinin devam etmesini ve bu sürecin 2026 yılına kadar para politikasında kalıcı bir yön değişikliğini beraberinde getirebileceğini öngörüyor. Fed’in kararlarında, istihdam, çekirdek enflasyon ve tüketici harcamaları gibi temel makroekonomik göstergelerin seyri belirleyici olacak.

Investing.com Türkiye'de Okumaya Devam Edin