Fed Molası: Eylül İndirimi Borsa Rallisini Tetikleyebilir

BIST Haberleri
Fed'in faiz indirim döngüsüne Eylül'de dönme beklentisi, piyasaları hareketlendirdi. Tarihsel veriler ışığında, bu durum S&P 500 için olumlu sinyaller veriyor. Uzmanlar, rallinin teknoloji dışına yayılarak küçük şirketleri ve büyüme hisselerini destekleyeceğini öngörüyor.

Fed’in Dokuz Aylık Faiz Molası, Küresel Piyasaları Canlandırıyor

ABD Merkez Bankası (Fed)’in para politikası kararları, küresel finans piyasalarında her zaman büyük bir yankı uyandırmıştır. Son dönemdeki gelişmeler ve piyasa beklentileri, Fed’in Aralık 2023’teki son faiz artırımından bu yana süregelen dokuz aylık bekleme döneminin Eylül 2024’te sona erebileceği yönünde yoğunlaşıyor. Yatırımcılar, Fed’in bu tarihte faiz indirimlerine yeniden başlayacağına dair güçlü sinyalleri fiyatlarken, analistler böyle uzun soluklu bir aranın hisse senedi piyasaları için özellikle elverişli bir zemin hazırlayabileceğini ve mevcut rallinin kapsamını genişleterek daha da derinleştirebileceğini öngörüyor.

Bu iyimserliğin temelinde yatan en önemli faktörlerden biri, finansal tarihin sunduğu emsallerdir. Geçmiş verilerin incelenmesi, Fed’in faiz indirim döngülerindeki duraklamaların ardından piyasa performansında belirgin bir paternin ortaya çıktığını gösteriyor. Carson Group’un Baş Piyasa Stratejisti Ryan Detrick, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı değerlendirmede, Fed’in faiz indirimleri arasında beş ila on iki ay beklediği son on bir dönemin onunda S&P 500 Endeksi’nin sonraki bir yıllık süreçte kayda değer bir yükseliş sergilediğini hatırlattı. Bu istatistiksel bulgu, piyasa aktörleri arasında tarihi paralelliklere dayalı bir güven ortamı yaratıyor.

Yatırımcı Psikolojisinin Rallideki Rolü ve Powell’ın Sinyalleri

Detrick, bu yükseliş ivmesinin ardındaki kesin nedenleri belirlemenin zor olduğunu ancak yatırımcı psikolojisinin bu süreçte kritik bir rol oynadığını vurguladı. Detrick’e göre, “Piyasaların doğru bir rotaya girdiğine dair genel bir kanı oluştuğunda, Fed’in daha güvercin bir söyleme yöneldiğini görebiliriz. Belki de bu uzun duraklama döneminde yaşanan belirsizlik ve endişeler ortadan kalkar ve piyasalar bir anlamda planlanmış bir boğa piyasası döngüsüne geri döner.” Bu açıklama, Fed’in para politikası duruşundaki değişim algısının, yatırımcıların risk iştahı ve piyasa dinamikleri üzerindeki doğrudan etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu yorumlar, geçtiğimiz günlerde Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına piyasaların neden bu denli güçlü bir tepki verdiğini de açıklığa kavuşturuyor. Powell, iş gücü piyasasının mevcut durumu ve potansiyel zayıflamasına ilişkin artan endişeler nedeniyle faiz indiriminin gerekebileceği yönünde önemli sinyaller vermişti. Bu açıklamalar, Fed’in geleneksel enflasyon hedeflemesi odaklı yaklaşımından, istihdam piyasasındaki dengeyi gözetme yönünde önemli ancak incelikli bir kaymaya işaret ediyor. Bu durum, piyasaların artık Fed’in faiz indirimi yapıp yapmayacağını değil, “kaç kez ve hangi hızda” indirim gerçekleştireceğini tartıştığı bir döneme girildiğini gösteriyor. Sektördeki önemli yayınlarda yer alan bilgilere göre, Glenmede Yatırım Stratejisi Başkan Yardımcısı Mike Reynolds da bu değişimi teyit ederek, piyasa söyleminin niteliğinin dönüştüğünü ifade etti.

Piyasa Beklentileri ve CME FedWatch Verileri

Finansal piyasaların geleceğe yönelik beklentilerini ölçen en önemli araçlardan biri olan CME FedWatch aracından elde edilen veriler, yatırımcıların Eylül ayında 25 baz puanlık bir politika faizi indirimine ilişkin ihtimali bir hafta önceki %75 seviyesinden %85 gibi oldukça yüksek bir seviyeye çıkardığını gösteriyor. Bu belirgin artış, piyasa katılımcılarının Fed’in yakın zamanda faiz indirim döngüsüne başlayacağına dair inancının ne kadar güçlendiğinin somut bir kanıtıdır. Dahası, piyasalar yılın geri kalan üç toplantısında (Eylül, Kasım, Aralık) en az iki faiz indirimi yapılma ihtimalini %83,9 gibi dikkat çekici bir oranla fiyatlıyor. Bu, yalnızca bir indirim değil, ardışık ya da en az iki indirimin beklendiği bir senaryonun piyasa tarafından büyük ölçüde kabullenildiği anlamına geliyor ve bu da uzun vadeli getiri eğrileri üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.

Fed Faiz İndirimini Hangi Faktörler Durdurabilir?

Her ne kadar piyasalar güçlü bir iyimserlik içinde olsa da, Fed’in veriye dayalı politika duruşu, nihai kararları şekillendirmeye devam edecektir. 17 Eylül’de tamamlanacak bir sonraki Fed toplantısı öncesinde açıklanacak olan makroekonomik veriler, politika yapıcıların izleyeceği yolu belirlemede kritik bir rol oynayacak. Yatırımcıların ve analistlerin dikkatle takip edeceği başlıca veriler arasında, gelecek hafta açıklanacak olan Temmuz ayına ait Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) Endeksi – ki bu, Fed’in tercih ettiği enflasyon ölçütüdür – yer alıyor. Bunun ardından, Eylül ayı başında açıklanacak olan Ağustos istihdam raporu, iş gücü piyasasının sağlığına dair önemli ipuçları sunacak. Son olarak, Eylül toplantısından hemen önce açıklanacak olan tüketici (TÜFE) ve üretici fiyatlarına (ÜFE) ilişkin yeni veriler, genel enflasyon görünümü hakkında taze bilgiler sağlayacaktır.

Enflasyon ve İstihdam Dengesi

Başkan Powell, piyasaları Fed’in kararlarını veriye dayalı bir yaklaşımla almayı sürdüreceği konusunda uyarmış olsa da, analistler bu mevcut faiz indirimi patikasını değiştirmek için “olağanüstü” bir gelişme yaşanması gerektiğini belirtiyorlar. Reynolds, “Fed’in Eylül ayındaki faiz indirimi rotasından sapması için çok sıra dışı bir şey görmemiz gerekir. Bu da muhtemelen aşırı yüksek gelen bir enflasyon raporu olur” ifadelerini kullandı. Ancak Reynolds, böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimalini “oldukça düşük” olarak nitelendirdi. Bunun temel nedeni, mevcut denklemde istihdam piyasasının enflasyondan daha fazla endişe verici görünmesidir. Politika faizlerinin halihazırda para politikasını göreceli olarak sıkı bir seviyeye getirdiği göz önüne alındığında, Fed’in risk dengesi açısından “nötr” bir seviyeye yaklaşması gerektiği düşünülüyor. Bu, enflasyon risklerinin kontrol altında olduğu ancak istihdam piyasasında bir yavaşlamanın para politikasının gevşetilmesini gerektirebileceği anlamına gelir. D.A. Davidson & Co.’nun servet yönetimi araştırma direktörü James Ragan da, Eylül ayında bir indirimin gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu teyit ederek, “Sanırım Eylül toplantısında 25 baz puanlık indirimi değiştirecek çok fazla şey olmayacak. Tartışma artık 50 baz puan olur mu ya da Ekim’de ne olur sorusuna kayacak” dedi. Bu, piyasaların artık indirimin büyüklüğü ve gelecekteki indirim takvimi üzerine yoğunlaştığını gösteriyor.

Daha Geniş Kapsamlı Bir Ralli Beklentisi

Eğer Fed, politika faizlerini beklendiği gibi düşürürse, analistler bu durumun hisse senedi rallisinin sadece büyük ölçekli teknoloji hisseleriyle sınırlı kalmayıp, piyasanın daha geniş kesimlerine yayılmasını tetikleyebileceğini öngörüyor. Daha düşük faiz oranları, yatırımcıları daha yüksek getiri arayışıyla “risk eğrisinde” ileriye doğru gitmeye teşvik edebilir. Bu durum, daha riskli olarak algılanan varlık sınıflarına ve sektörlere sermaye akışını hızlandırabilir. Interactive Brokers Baş Stratejisti Steve Sosnick, bu durumu “Genel olarak risk eğrisinde ne kadar ileriye gidilirse, faiz indirimi beklentisinin ardından söz konusu riskli varlık o kadar iyi performans gösterir” sözleriyle özetledi. Bu, özellikle düşük faiz oranlarının gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerini artıran ve borçlanma maliyetlerini düşüren bir ortamda, büyüme odaklı şirketler için cazibeyi artırır.

Reynolds, özellikle küçük ölçekli şirketlerin (small-cap) bu durumdan belirgin şekilde fayda sağlayabileceğini belirtiyor. Bunun temel sebebi, bu tür şirketlerin genellikle daha fazla değişken faizli borç taşıması ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerindeki değişimlere daha duyarlı bir yapıya sahip olmalarıdır. Faiz oranlarındaki bir düşüş, onların finansman giderlerini önemli ölçüde azaltarak karlılıklarını artırabilir ve bilançolarını güçlendirebilir. Nitekim, geçtiğimiz hafta Russell 2000 Endeksi’nin %3,86 gibi güçlü bir yükseliş sergileyerek, geniş tabanlı S&P 500 Endeksi’nin %1,5’lik artışını geride bırakması, bu beklentinin somut bir göstergesidir. Büyüme hisseleri de düşük faiz ortamında genellikle daha iyi performans gösterme eğilimindedir, çünkü bu hisselerin gelecekteki kazanç potansiyelleri mevcut faiz oranları üzerinden daha yüksek iskonto edilme eğilimindedir. Ancak Reynolds, bu hisselerin değerlemelerinin hâlihazırda yüksek olduğunu ve kârlarının aynı hızda artmaması durumunda, yükseliş potansiyelinin sınırlı kalabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu, piyasanın “aşırı değerlenme” riskine karşı dikkatli olunması gerektiğini işaret ediyor.

Yaklaşan Riskler ve Fed İçindeki Görüş Ayrılıkları

Her ne kadar piyasalar genel olarak olumlu bir tablo çizse de, rallinin kesintisiz bir şekilde devam edeceğine herkes ikna olmuş değil. Bazı analistler, piyasaların şimdiden “coşku halinde” olabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Sosnick, bu coşkunun ne kadar süreceğini ve Fed’in diğer üyelerinden faiz indirimi beklentilerine yönelik bir miktar itiraz görmeye başlayıp başlamayacağımızı sorguladı. Bu tür itirazlar, merkez bankası içindeki farklı perspektifleri yansıtır ve piyasa beklentilerini şekillendirebilir.

Nitekim, bu itirazlar şimdiden kendini göstermeye başladı. Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack, mevcut ekonomik verilerle Eylül ayında bir faiz indirimi yapmaya sıcak bakmadığını açıkça ifade ederek, Fed içindeki görüş ayrılıklarının varlığını ve derinliğini ortaya koydu. Bu tür farklı görüşler, Fed’in konsensus kararları almasını zorlaştırabilir ve ileriye dönük politika sinyallerinde belirsizlik yaratabilir. Sosnick, bu durumu “Başka birçok çelişkili unsur mevcut. Ancak şimdilik piyasa son derece iyimser bir ruh halinde” sözleriyle özetledi. Bu, piyasanın bir yandan güçlü bir ralli potansiyeli taşıdığını ancak diğer yandan merkez bankası içindeki tartışmalar ve potansiyel aşırı iyimserlik gibi risklerle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Yatırımcıların, bu karmaşık dinamikleri dikkatle izlemesi ve portföy stratejilerini buna göre ayarlaması önem taşıyor.

⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.

Fed faiz indirimi, borsa rallisi, S&P 500, piyasa beklentileri, ekonomi, para politikası, küçük ölçekli hisseler, büyüme hisseleri, Jerome Powell, CME FedWatch

İlginizi Çekebilir

Güvenilir Ortaklarımız