Fed Endişesi Fon Akışlarını Değiştirdi: Hisseye Fren, Tahvile Rekor Akış

Küresel finans piyasalarında, Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed) bağımsızlığına dair artan endişeler, yatırımcı duyarlılığında keskin bir değişime yol açtı. Donald Trump’ın bir Fed Yönetim Kurulu üyesini görevden alma girişimine dair çıkan haberler, merkez bankasının özerkliğine ilişkin ciddi soru işaretleri doğurdu. Bu kritik gelişmeler, 27 Ağustos’ta sona eren haftada fon akışlarını doğrudan etkiledi; hisse senedi fonlarına ilgi belirgin şekilde azalırken, tahvil fonları rekor düzeyde yatırımcı akınına uğradı.

Hisse Fonlarında Küresel Çapta Çarpıcı Yavaşlama

Fed'in bağımsızlığına yönelik spekülasyonlar, küresel hisse senedi fonlarına olan yatırımcı iştahını önemli ölçüde frenledi. Söz konusu haftada, hisse senedi fonları yalnızca 2,96 milyar dolarlık mütevazı bir giriş çekebildi. Bu rakam, son üç haftanın en düşük seviyesi olarak kayda geçerek, piyasalardaki temkinli duruşu gözler önüne serdi.

Bölgesel Hisse Senedi Akışlarında Büyük Gerileme

Hisse senedi fonlarındaki bu genel zayıflık, bölgesel piyasalarda farklı şiddetlerde hissedildi. Özellikle Avrupa hisse senedi fonları, bir önceki hafta kaydedilen 9,88 milyar dolarlık güçlü girişin ardından, bu hafta sadece 876 milyon dolarlık bir akışla ciddi bir düşüş yaşadı. Bu keskin gerileme, Avrupa piyasalarına yönelik kısa vadeli beklentilerde belirgin bir soğumayı işaret etti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hisse senedi fonları 571 milyon dolarlık, Asya hisse senedi fonları ise 649 milyon dolarlık daha sınırlı girişler kaydetti. Bu veriler, küresel çapta gözlemlenen ihtiyatlı yaklaşımın bu büyük ekonomilerde de sürdüğünü gösterdi. Öte yandan, gelişmekte olan piyasalar (GOP) bu eğilimin aksine, 310 milyon dolarlık bir çıkışla karşılaştı. Bu, son dört haftada üçüncü kez yaşanan bir itfa olarak, bu piyasaların kırılganlığını ve yatırımcıların riskten kaçınma eğilimini bir kez daha vurguladı.

Tahvil Fonları Güçlü Seyrini Sürdürüyor: Güvenli Limana Akış

Hisse senedi fonlarındaki belirgin yavaşlamanın aksine, küresel tahvil fonları yatırımcıların güvenli liman arayışında öne çıkan bir tercih oldu. Üst üste 19. haftasında da güçlü girişler kaydeden tahvil fonları, toplamda 14,42 milyar dolarlık kayda değer bir hacme ulaşarak dikkatleri üzerine çekti. Bu sürekli güçlü talep, piyasadaki risk algısının bir yansıması olarak değerlendirildi.

Tahvil Segmentlerinde İstikrarlı İlgi

Tahvil fonları içinde de belirli segmentler güçlü performans gösterdi. Kısa vadeli tahvil fonları, 2,59 milyar dolarlık katkıyla kazanç serisini dokuz haftaya taşıyarak istikrarlı getirilerin cazibesini korudu. Euro cinsi tahviller 2,37 milyar dolarlık önemli bir talep görürken, şirket tahvilleri de 1,77 milyar dolarlık girişle yatırımcıların portföy çeşitlendirme stratejilerinde yer buldu. Bu veriler, yatırımcıların hem kısa vadeli oynaklıklardan korunma hem de belirli kredi risklerini değerlendirme stratejilerini bir arada uyguladıklarını ortaya koydu.

Sektörel Fon Akışları ve Para Piyasasındaki Değişim

Sektörel fon akışları incelendiğinde, finans fonları 1,52 milyar dolarlık net girişle son sekiz ayın en güçlü haftasını yaşadı. Altın ve değerli metal fonları genel olarak 556 milyon dolarlık bir giriş kaydederken, özellikle emtia odaklı altın ve değerli metal fonları 715 milyon dolarlık dikkate değer bir girişle önceki kayıplarını telafi etmeyi başardı. Teknoloji fonları da 553 milyon dolarlık girişle yatırımcı ilgisini korumaya devam etti.

Tüm bu girişlere karşın, para piyasası fonlarından 17,57 milyar dolarlık büyük bir çıkış gerçekleşti. Bu hareket, üç haftalık güçlü alım trendini sona erdirerek, yatırımcıların nakit pozisyonlarını azaltıp alternatif varlıklara yönelme eğiliminde olduğunu gösterdi. Para piyasalarından bu denli büyük bir çıkış, fonların tahvil gibi daha güvenli ve getirisi olan araçlara kaydırıldığının güçlü bir işareti olarak yorumlanabilir.