Eylül 2025'te Firmaların Dış Finansal Pozisyonu İyileşiyor

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Eylül 2025 dönemine dair 'Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri' istatistiklerini kamuoyuna duyurdu. Bu verilere göre, firmaların döviz varlıkları bir önceki ay olan Ağustos'a kıyasla 3 milyar 368 milyon dolar artış gösterirken, yükümlülükleri ise 2 milyar 389 milyon dolar yükseldi. Bu gelişmelerin sonucunda, net döviz pozisyonu açığı 182 milyar 366 milyon dolar seviyesine gerileyerek bir önceki aya göre 979 milyon dolar azalmış oldu.

Veriler, firmaların döviz varlıklarındaki artışın önemli bir kısmının bankalardaki döviz mevduatları üzerinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Söz konusu artış, finansal istikrar açısından müspet bir gösterge niteliği taşırken, özellikle döviz yönetimindeki stratejilerin etkili bir şekilde uygulanmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Bu durum, firmaların döviz riskini yönetme konusundaki yeteneklerini artırmakta önemli bir rol oynuyor.

Finansal piyasalar açısından bu tür veriler, yatırımcıların ve analistlerin döviz riskleri ile ilgili daha geniş bir perspektifle değerlendirmeler yapabilmelerine olanak tanıyor. Özellikle döviz pozisyonlarındaki bu gelişmeler, firmaların uluslararası ticaret yaptığı pazarlarla olan ilişkilerini de dolaylı yoldan etkilemektedir. Firmaların döviz varlıklarının artması, yurtdışında gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerini desteklerken, yükümlülüklerin artması ise dönemdeki döviz borçlanmalarının da yavaş bir seyir izlediğini göstermektedir.

Öte yandan, döviz varlıklarının özellikle Ağustos ayı içerisinde kaydedilen artışın sebebi, geri dönüşüm ekonomisi içerisinde firmaların finansal kaynaklarını daha etkin bir şekilde yönetmeye başladığını gözler önüne seriyor. Bu durum, TCMB'nin piyasada sağladığı likidite imkânlarının firmaların döviz varlıkları üzerindeki olumlu etkisi ile birleştiğinde, finansal istikrarın sağlanmasında önemli bir katkı sunmaktadır.

Kısacası, Eylül 2025 itibarıyla firmaların döviz pozisyonlarındaki bu olumlu değişim, Türkiye ekonomisi açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmekte ve döviz riskinin minimize edilmesi adına önemli bir adım olarak kaydedilmektedir.