Investing.com — Yatırımcılar, Federal Rezerv’in Eylül ayındaki bir sonraki toplantısında faiz oranlarını düşüreceğine yaygın olarak bahis oynuyor. Bu beklenti özellikle bu hafta başında açıklanan verilerin potansiyel olarak ılımlı enflasyon baskılarına işaret etmesinden sonra güçlendi.

ABD’de Temmuz ayında tüketici fiyat artışı, yıllık bazda beklenenden daha yavaş gerçekleşti. Bu durum, dünyanın en büyük ekonomisindeki enflasyonun henüz kapsamlı Amerikan tarifelerinden etkilenmediğine dair bahisleri teşvik etti. Bununla birlikte, üretici fiyatları beklenenden daha hızlı arttı ve özellikle hizmet maliyetlerinde ciddi bir artış görüldü.

Ancak, Temmuz ayı için açıklanan zayıf istihdam raporu, Fed’in önümüzdeki ay faiz oranlarını düşürmesi için temel gerekçe olmaya devam ediyor. Bu rapor aynı zamanda Haziran ve Mayıs aylarındaki istihdam artışlarında keskin aşağı yönlü revizyonlarla birlikte geldi.

Tarım dışı istihdam verilerinin açıklanmasının ardından, birçok Fed yetkilisi faiz indirimlerini destekleme konusunda daha istekli olduklarını ima etti. Yetkililer, gelecekteki politika kararları için aylardır sürdürdükleri "bekle ve gör" yaklaşımına bağlı kalmak yerine daha esnek bir tutum sergilemeye başladı.

Daha önce, yetkililerin endişelerinin başında Başkan Donald Trump’ın agresif ticaret gündeminin enflasyonu artırabileceği ve daha geniş ekonomik faaliyeti etkileyebileceği korkusu geliyordu. Ancak işgücü piyasasının muhtemelen soğumaya başlaması ve tüketici fiyat artışlarının ılımlı olması ile yatırımcılar, Fed’in enflasyonda bir artışı tetiklemeden faiz oranlarını düşürmek için daha fazla alanı olabileceğine bahis oynuyor. Teoride, bir faiz indirimi işletmeleri harcama yapmaya ve istihdam artışına yatırım yapmaya teşvik edebilir.

Fed, 16-17 Eylül toplantısından önce incelemek üzere başka bir tarım dışı istihdam ve enflasyon raporuna daha sahip olacak.

Capital Economics analistleri bir notta, politika yapıcılar tarafından çeyrek puanlık bir indirimin "şu anda piyasalarda büyük ölçüde iskonto edildiğini" belirtti. Bu durum, Fed indirimi gerçekleştirmezse Hazine getirilerinin muhtemelen artacağı anlamına geliyor. Bu da şirketlerin gelecekteki kazançlarının bugünkü değerini düşürerek baskı yaratabilir.

Capital Economics’in John Higgins liderliğindeki analistleri şöyle devam etti: "Ancak Hazine getirileri yükselse bile, basit argümanın sorunu, [faiz belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi’nin] kararının ve ilgili iletişimlerin risk iştahı ve büyüme beklentileri üzerindeki potansiyel etkilerini göz ardı etmesidir. Bu faktörler genellikle hisse senedi fiyatları üzerinde Hazine bonolarından daha büyük bir etkiye sahiptir."

Analistler, S&P 500 kazanç getirisinin düşmeye devam edeceğini, ileriye dönük on iki aylık hisse başına gelirin ise büyümeye devam edeceğini öngördüklerini eklediler. Bu durum, gösterge endeksin 2025 ve 2026 sonlarında sırasıyla 6.750 ve 7.250’ye yükseleceği tahminlerini destekliyor. Cuma günü S&P 500 endeksi 6.449,80 seviyesinden kapandı.

Analistler şu açıklamayı yaptı: "FOMC önümüzdeki ay faiz oranlarını düşürmezse, ana gerekçesi yüksek enflasyon konusundaki devam eden endişe olduğu sürece, bu tahminleri aşağı yönlü revize etme ihtiyacı hissetmeyiz."

"Ancak ekonomik görünüm hakkındaki endişeler nedeniyle politikayı yeniden gevşetmeye başlarsa, tahminleri daha da yükseltme ihtiyacı da hissetmeyiz."

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Investing.com Türkiye'de Okumaya Devam Edin