Borsa İstanbul Güne Pozitif Başlangıç Yaptı: Küresel İyimserlik Etkisi

Borsa İstanbul'da yeni işlem gününe temkinli ancak pozitif bir açılışla başlandı. Piyasanın lokomotif göstergesi konumundaki BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,05'lik sınırlı bir yükselişle 10.960,22 puandan adım attı. Bu ılımlı açılış, bir önceki işlem gününde yaşanan satış ağırlıklı seyrin ardından gelen kısmi bir toparlanma sinyali olarak değerlendiriliyor. Dün, Borsa İstanbul genelinde gözlemlenen değer kayıpları sonucunda BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,76 oranında gerileyerek 10.954,50 puandan tamamlamıştı. Bugünki açılışta endeks, dünkü kapanışa göre 5,71 puanlık bir artışla ivme kazanarak piyasaların küresel gelişmelerden beslenen hafif bir iyimserlikle güne başladığını gösterdi.

Sektörel bazda incelendiğinde, açılışta bankacılık ve holding endekslerinde değer kazançları dikkat çekti. Bankacılık endeksi yüzde 0,14 oranında yükseliş kaydederken, holding endeksi yüzde 0,41 oranında değer kazandı. Bu yükselişler, özellikle finans ve sanayi sektörlerindeki yatırımcı güveninin belirli bir düzeyde korunmaya devam ettiğini işaret ediyor. Sektör endeksleri arasında günün en çok kazandıranı, yüzde 1,04'lük etkileyici artışla spor sektörü endeksi oldu. Bu, spor kulüpleri hisselerinde yaşanan hareketliliğin piyasa ortalamasının üzerinde bir performans sergilediğini ortaya koydu. Buna karşılık, en fazla değer kaybeden sektör ise yüzde 0,55'lik düşüşle ticaret endeksi olarak kayıtlara geçti.

Piyasa analistleri, bugün yurt içi ve yurt dışı makroekonomik verilerin piyasa seyri üzerinde etkili olabileceğini belirtiyor. Yurt içinde açıklanacak konut satışları verilerinin, ülke ekonomisindeki tüketim ve yatırım dinamikleri hakkında önemli ipuçları vermesi bekleniyor. Yurt dışında ise özellikle ABD'de mortgage başvurularının takip edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu veriler, küresel konut piyasasındaki durumu ve faiz oranlarına ilişkin beklentileri etkileme potansiyeli taşıyor. Teknik göstergeler açısından ise BIST 100 endeksinde 11.000 ve 11.100 puan seviyeleri güçlü direnç noktaları olarak öne çıkıyor. Bu seviyelerin yukarı yönlü kırılması durumunda piyasada daha belirgin bir yükseliş trendi oluşabileceği tahmin ediliyor. Aşağı yönlü hareketlerde ise 10.900 ve 10.800 puan seviyeleri önemli destek noktaları olarak izleniyor; bu seviyelerin altına inilmesi durumunda satış baskısının artabileceği uyarısı yapılıyor.

Küresel Piyasalar: Fed Beklentileri ve Ticaret Gerilimleri Odağında

ABD Piyasaları: Enflasyon Verileri ve Ticaret Anlaşmazlıkları

Küresel piyasalar, ABD'den gelen ılımlı enflasyon verilerinin ardından önemli bir iyimserlik rüzgarı yakaladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin beklentilerin altında gelmesi, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) Eylül ayında faiz indirimi yapma ihtimalini güçlendirdi. Bu beklenti, dünya genelindeki risk iştahını artırarak piyasalara pozitif bir seyir kazandırdı. Ancak, dünya genelinde ABD yönetiminin uyguladığı tarifelerin global ekonomiye olası etkileri konusunda soru işaretleri varlığını korurken, gümrük vergilerinin enflasyonist baskıları daha da artırabileceğine yönelik endişeler devam ediyor. Bu durum, yatırımcılar arasında hem potansiyel fırsatları hem de riskleri eş zamanlı olarak değerlendirme ihtiyacı doğuruyor.

Temmuz ayına ilişkin ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, aylık bazda yüzde 0,2 ile piyasa beklentileri dahilinde bir artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 2,7 ile beklentilerin altında kalarak dikkat çekti. Bu ılımlı enflasyon tablosu, Fed'in para politikalarında daha güvercin bir duruş sergileyebileceği yönündeki beklentileri körükledi. Piyasalar ayrıca, ABD ve Çin arasında devam eden ticaret gerilimlerinde 90 günlük bir gümrük vergisi ertelemesi kararının alınmasını da olumlu karşıladı. Analistler, bu ertelemenin, Fed'e yönelik artan faiz indirimi beklentileriyle birleşerek piyasalardaki pozitif ivmeye önemli ölçüde katkı sağladığını belirtiyor. Bunun yanı sıra, bu hafta Cuma günü gerçekleşecek olan ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüşmesinden çıkacak sonuçlar da yatırımcıların odağında yer alıyor. Bu görüşmenin, küresel jeopolitik riskler ve enerji piyasaları üzerindeki potansiyel etkileri yakından izleniyor.

Kurumsal tarafta ise önemli hisse hareketlilikleri yaşandı. ABD'li yarı iletken üreticisi Intel'in hisseleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın şirketin Üst Yöneticisi (CEO) Lip-Bu Tan ile görüşmesi ve daha önce CEO'ya yönelik istifa çağrısı yapması gibi gündem maddelerinin ardından yüzde 5,5 oranında değer kazandı. Bu gelişme, piyasaların siyasi müdahalelerin şirket değerlemesi üzerindeki etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Teknoloji devlerinden Alphabet'in hisseleri de yapay zeka girişimi Perplexity AI'nın, Google'ın Chrome tarayıcısını satın almak için 34,5 milyar dolarlık bir teklifte bulunduğuna dair haberlerin yayılmasının ardından yüzde 1,3 yükseldi. Bu haber, yapay zeka alanındaki rekabetin ve büyük teknoloji şirketleri arasındaki potansiyel konsolidasyonların sektördeki değerlemeleri nasıl etkilediğini gösterdi.

New York Borsası'nda dün güçlü bir kapanış yaşandı. S&P 500 endeksi yüzde 1,14 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,39 değer kazanarak her iki endeks de kapanışta rekor seviyeye ulaştı. Teknoloji ve geniş tabanlı hisselerdeki bu güçlü performans, genel piyasa iyimserliğinin önemli bir yansıması oldu. Sanayi ağırlıklı Dow Jones endeksi de günü yüzde 1,10 yükselişle tamamladı. ABD'de endeks vadeli kontratlar da yeni güne pozitif bir seyirle başlayarak, piyasalarda devam eden alım iştahının bu seansa da taşındığına işaret etti.

Avrupa Piyasaları: Enflasyon Etkisi ve Resesyon Endişeleri

Avrupa borsaları, dünkü işlem seansında Almanya hariç genel olarak alış ağırlıklı bir seyir izledi. ABD'den gelen beklentilerden ılımlı enflasyon verileri ve Fed'in faiz indirimine yönelik artan beklentiler, Avrupa piyasalarında da belirgin bir etki yarattı. Bu durum, küresel likidite koşullarının gevşemesi beklentisiyle risk iştahını artırdı. Ayrıca, ABD'nin ticaret tarifelerinde daha fazla ülkeyle anlaşmaya varabileceği ihtimalleri de Avrupa piyasalarındaki risk iştahını destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıktı. Bu durum, küresel ticaret gerilimlerinin hafiflemesi potansiyelinin piyasalar tarafından olumlu algılandığını gösteriyor.

Ancak, Almanya özelinde açıklanan makroekonomik veriler, ülkenin ekonomik görünümüne ilişkin resesyon olabileceği yönündeki endişeleri artırdı. Bu endişeler, Almanya'nın DAX 40 endeksinin bölge genelinden ayrışarak değer kaybetmesine neden oldu. Dün İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,2, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,7 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,85 değer kazanırken, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,23'lük bir düşüşle günü tamamladı. Bu ayrışma, Almanya ekonomisinin Euro Bölgesi'nin genel performansından farklı dinamikler sergilediğine işaret ediyor. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar da güne pozitif bir başlangıç yaparak, seans açılışında genel olarak yukarı yönlü bir eğilimin beklendiğini gösterdi.

Asya Piyasaları: Ticaret İyimserliği ve Rekor Seviyeler

Küresel piyasalardaki iyimser havaya paralel olarak Asya borsalarında da belirgin bir risk iştahı artışı gözlemlendi. ABD ile Çin arasındaki 90 günlük tarife erteleme kararı ve Fed'e yönelik artan faiz indirimi beklentileri, Asya piyasalarında güçlü alımları tetikledi. Bu gelişmelerin etkisiyle Çin'de Şanghay bileşik endeksi, Aralık 2021'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak piyasalardaki olumlu havayı perçinledi. Ticaret cephesinde ise önemli bir açıklama geldi. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, dün yaptığı açıklamada, ABD ticaret yetkililerinin önümüzdeki iki veya üç ay içinde Çinli mevkidaşlarıyla tekrar bir araya gelerek iki ülke arasındaki ekonomik ilişkinin geleceğini görüşeceklerini belirtti. Bu açıklama, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret ilişkilerinin normalleşme yolunda ilerleyebileceği ve belirsizliklerin azalabileceği yönündeki umutları artırdı.

Bu olumlu gelişmelerin ışığında, Asya piyasalarında önemli değer kazançları yaşandı. Japonya'da Nikkei 225 endeksi, kapanışa yakın 43.451,46 puanla rekor seviyeyi görerek günü yüzde 1,5'lik bir yükselişle tamamladı. Bu, Japonya ekonomisinin ve şirketlerinin küresel ticaretteki iyileşmeden fayda sağladığını gösterdi. Çin'de Şanghay bileşik endeksi de 3.688,63 puanla Aralık 2021'den bu yana en yüksek seviyeyi test ederek günü yüzde 0,6 artışla kapattı. Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,9 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,8 yükselerek bölge genelindeki pozitif momentumu destekledi. Asya piyasalarındaki bu güçlü performans, küresel ticaret ve para politikalarına ilişkin olumlu beklentilerin piyasaları nasıl canlandırdığının somut bir göstergesi oldu.

Para Piyasası: Dolar ve Avro Kurları

Dolar ve Avro'da Güncel Durum

Yerel para piyasalarında döviz kurları, haftanın ilk işlem gününde stabil bir seyir izledi. Serbest piyasada Amerikan Doları, alış tarafında 40,7330 liradan işlem görürken, satış fiyatı 40,7350 lira olarak belirlendi. Euro'nun alış fiyatı ise 47,6010 liradan gerçekleşirken, satış fiyatı 47,6030 liradan alıcı buldu. Düne kıyasla kurlarda sınırlı değişimler yaşandı. Doların dün kapanış satış fiyatı 40,7320 lira iken, bugünkü açılışta çok küçük bir yükseliş gösterdi. Avro'nun satış fiyatı ise dün 47,5080 lira seviyesindeydi, bu da Euro'da dolara kıyasla daha belirgin bir değer artışı olduğunu gösterdi. Bu hareketlilik, küresel piyasalardaki gelişmelerin ve Fed'in faiz indirimi beklentilerinin yerel piyasalara yansımasının bir parçası olarak izleniyor.

Emtia Piyasası: Altın ve Petrolde Son Durum

Altın Fiyatlarında Toparlanma

Emtia piyasasında altın fiyatları, küresel faiz indirimlerine yönelik artan beklentilerle birlikte destek buldu. Fed'in olası faiz indirimi adımları, Amerikan Doları'na olan talebi azaltarak, altının cazibesini artırdı. Altın, genellikle doların zayıfladığı dönemlerde değer kazanan bir yatırım aracı olarak bilinir. Haftaya değer kaybıyla başlayan altının ons fiyatında, dün ve bugün gözle görülür bir toparlanma eğilimi izleniyor. Altının ons fiyatı, dünü yüzde 0,2'lik bir artışla 3.348 dolardan kapatmışken, şu sıralarda yüzde 0,1'lik sınırlı bir yükselişle 3.351 dolardan alıcı buluyor. Bu toparlanma, yatırımcıların güvenli liman arayışının devam ettiğini ve enflasyonist beklentilerin altına olan ilgiyi artırdığını gösteriyor.

Petrol Fiyatlarında Denge

Enerji piyasalarında ise Brent petrolün varil fiyatı, önceki kapanış seviyesinin hemen üzerinde bir seyir izliyor. Şu sıralarda 65,8 dolardan işlem gören Brent petrol, küresel arz ve talep dengeleri ile jeopolitik gelişmelerin etkisi altında fiyatlanmaya devam ediyor. Petrol piyasalarındaki bu dengeli seyir, küresel ekonomideki büyüme beklentileri ve arz kısıtlamalarına ilişkin belirsizlikler arasında şekilleniyor. Piyasa katılımcıları, global ekonomik aktiviteye ilişkin ipuçlarını ve OPEC+ gibi önemli üretici gruplarının kararlarını yakından takip ederek petrol fiyatlarının gelecekteki yönünü tahmin etmeye çalışıyor.