Küresel hisse senedi piyasalarındaki hızlı ve keskin yükseliş, pek çok deneyimli yatırım uzmanı ve analist tarafından "borsa balonu" olarak nitelendiriliyor. Bu durum, piyasaların temel ekonomik göstergelerden ve şirket değerlemelerinden kopuk bir şekilde hareket ettiğine dair endişeleri beraberinde getiriyor. Ancak, Financial Times'ın saygın köşe yazarı Stuart Kirk'e göre, tarihin de gösterdiği üzere, bu tür "mantıksız" yükseliş dönemleri, yatırımcıların ilk bakışta öngördüğünden çok daha uzun soluklu olabilir.
Kirk, geçmişteki büyük balon deneyimlerine atıfta bulunarak, "1999'daki dot-com (internet) balonu patlamasında olduğu gibi, fiyatlar rasyonel sınırlar dışına çıkmış görünse bile, bu yükseliş trendi yıllarca devam edebilir" uyarısında bulundu. Bu yorum, piyasalarda hâkim olan yükselişin aniden sonlanmayabileceği, aksine daha da ivme kazanabileceği yönündeki beklentileri güçlendiriyor. Bu durum, bir yandan mevcut getirilerden faydalanma isteğiyle yanıp tutuşan yatırımcıları cezbederken, diğer yandan olası bir düzeltmenin büyüklüğü ve zamanlaması konusunda büyük bir belirsizlik yaratmaktadır. Kirk'ün analizi, piyasa katılımcılarının bu uzun süreli "coşku" dönemlerine karşı hazırlıklı olmaları ve ani düşüş beklentileriyle önemli fırsatları kaçırmamaları gerektiğini vurgulamaktadır.
Geleneksel olarak "Mayısta sat ve git" (Sell in May and Go Away) stratejisini benimseyerek yaz aylarında piyasalardan uzaklaşmayı tercih eden birçok profesyonel yatırımcı, bu yıl küresel piyasalarda yaşanan güçlü yaz rallisi karşısında önemli fırsatları kaçırdı. Stuart Kirk, piyasada kalmanın önemini kendi kişisel deneyimiyle gözler önüne serdi. Yazar, sadece dört aylık bir süreçte, kişisel portföyünün değerinin 487 bin sterlinden 600 bin sterlin seviyesine ulaştığını vurguladı. Bu kayda değer artış, yıllık bazda hesaplandığında yaklaşık yüzde 90'lık muazzam bir getiriye denk gelmektedir ve piyasa zamanlamasının ne kadar zorlu ve riskli olabileceğini bir kez daha kanıtlamıştır. Bu durum, piyasayı zamanlamaya çalışmanın genellikle getirilerin gerisinde kalmakla sonuçlandığına dair yaygın inanışı desteklemektedir.
Buna karşın, nakitte kalmayı tercih eden ya da hisse senedi piyasalarında düşüş beklentisiyle açığa satış gibi pozisyonlar alan profesyonel yatırımcılar için bu yaz dönemi oldukça zorlu geçti. Kaçırılan potansiyel kazançlar ve piyasa getirilerinin gerisinde kalma durumu, bu fon yöneticileri üzerinde hem performans hem de psikolojik baskı yarattı. Kirk'ün dikkat çekici ifadesiyle, "Nvidia kelimesini duymak bile bazı fon yöneticilerinde kalp çarpıntısına neden oluyor" tespiti, piyasalardaki hızlı yükselişi kaçıranların yaşadığı derin hayal kırıklığını ve mesleki stresi açıkça ortaya koymaktadır. Bu durum, özellikle büyük teknoloji hisselerinin piyasa genelini sürüklediği ve bu hisselere yatırım yapmayanların önemli performans farkları yaşadığı bir döneme işaret etmektedir. Fon yöneticileri, müşterilerinin beklentilerini karşılayamamanın ve kariyer riskinin getirdiği ağır yük altında ezilmektedir.
Financial Times yazarı Stuart Kirk'e göre, piyasalardaki mevcut durum sadece basit bir yükseliş trendi değil, aksine "büyük, parlak ve pürüzsüz" bir balonu andırmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri borsalarındaki değerlemeler, bu balonun merkezi konumundadır. Kirk, Amerikan hisse senetlerindeki bu kontrolsüz yükselişin, küresel piyasalara da yayıldığını ve bir bulaşma etkisi yarattığını belirtiyor. Yazar, "Nikkei veya FTSE gibi diğer büyük endeksler şu an için pahalı görünmese bile, Amerikan hisseleri patladığında diğer piyasaların da kaçınılmaz olarak düşeceği açıktır. Bu nedenle, ortada küresel ölçekte bir balon olduğu teyit edilebilir" değerlendirmesini yaptı. Bu, yatırımcıların sadece kendi bölgesel piyasalarını değil, küresel risk faktörlerini de göz önünde bulundurmaları gerektiğinin altını çizmektedir.
Kirk, bu balonun varlığına işaret eden bir dizi kritik finansal göstergeye dikkat çekiyor. Bu göstergeler, yatırımcıların aşırı risk alma iştahını ve piyasa dinamiklerindeki dengesizlikleri gözler önüne seriyor:
Stuart Kirk, kariyeri boyunca bizzat tecrübe ettiği iki büyük piyasa balonu döneminden edindiği paha biçilmez dersleri yatırımcılarla paylaştı. Bu dersler, piyasa döngülerinin doğasını ve yatırımcı psikolojisinin karmaşıklığını anlamak açısından kritik öneme sahiptir.
Kirk'e göre, piyasalardaki aşırı iyimserlik ve spekülatif dönemler, tahmin edilenden çok daha uzun sürme eğilimindedir. Yazar, "1995 yılında piyasalarda bir ısınma hissetmeye başlamıştık. Ancak, meşhur dot-com balonu 2000 yılına kadar, yani beş yıl daha devam etti" örneğini verdi. Bu beş yıllık süreç içinde, özellikle balonun son dönemlerinde, teknoloji ağırlıklı Nasdaq endeksinin sadece son 12 ayda bile bir kez daha yüzde 50 gibi şaşırtıcı bir oranda yükseldiğini hatırlattı. Bu durum, fiyatların temellerden koptuğu ve irrasyonel görünmeye başladığı anlarda bile, piyasanın "momentum" etkisiyle yukarı yönlü hareketini sürdürebileceğini gözler önüne seriyor. Bu süreçte, "piyasa zaten pahalı" argümanıyla pozisyon azaltan birçok yatırımcı, önemli fırsatları kaçırmanın yanı sıra, rakiplerinin gerisinde kalma ve performans baskısı yaşama riskiyle karşı karşıya kaldı.
Kirk'ün ikinci temel dersi, balon dönemlerinde varlık fiyatlarının, en iyimser beklentileri bile aşarak absürt seviyelere ulaşabileceği gerçeğidir. Yazar, 1999-2000 dot-com balonu sırasında hisse senedi pozisyonlarını azaltan veya tamamen piyasadan çekilen birçok fon yöneticisinin akıbetini örnek gösterdi. Bu yöneticiler, piyasanın "irrasyonel coşkusuna" teslim olmayarak temellere bağlı kalmayı tercih ettikleri için, hem fonlarının performansında ciddi kayıplar yaşadılar hem de mesleki itibarlarını zedelediler. Kirk, bazılarının bu durum yüzünden işlerini bile kaybettiğini hatırlatarak, balon dönemlerinde piyasadan erken ayrılmanın profesyonel kariyerler açısından ne denli yıkıcı olabileceğini vurguladı. Bu ders, piyasanın mantık sınırlarını aşan hareketlerinin, uzun süre devam edebileceği ve bu süreçte piyasa dışı kalmanın ağır bedelleri olabileceği uyarısını içeriyor.
Stuart Kirk, kariyeri boyunca şahit olduğu "çılgın piyasa" veya balon dönemlerinin genellikle yaklaşık 10 yıl gibi uzun bir süre boyunca devam etme eğiliminde olduğunu belirtiyor. Bu sürenin, yatırımcıların geçmiş krizlerden aldıkları dersleri unutması, piyasaya olan güvenlerinin yeniden inşa edilmesi, risk alma iştahının giderek artması ve nihayetinde alınmaması gereken varlıklara yönelmeleri için psikolojik ve ekonomik olarak gerekli bir zaman dilimi olduğunu ifade ediyor.
Mevcut piyasa rallisinin bu 10 yıllık döngünün hangi aşamasında olduğunu kesin olarak kestirmenin zor olduğunu vurgulayan Kirk, yine de bazı ipuçları sunuyor. Eğer küresel piyasalarda yaşanan mevcut güçlü yükselişi, 2020 yılında COVID-19 pandemisinin başlangıcında yaşanan keskin düzeltme veya 2022 yılındaki faiz artışlarına bağlı mini düzeltmeleri bir başlangıç noktası olarak kabul edersek, önümüzde hala birkaç yıl daha bu yükseliş trendinin devam etme potansiyelinin bulunabileceğini öne sürüyor. Bu analiz, piyasanın uzun vadeli döngüleri içerisinde henüz olgunlaşma evresinde olabileceği ve tam bir balon patlamasının henüz ufukta görünmeyebileceği yorumunu beraberinde getiriyor. Ancak bu durum, yatırımcıların temkinli olmayı ve risk yönetimini ihmal etmemeyi sürdürmeleri gerektiği gerçeğini değiştirmemektedir.
Stuart Kirk, borsa balonları gibi alışılmadık piyasa koşullarında, geleneksel aktif fon yönetimi ile pasif fon yönetimi arasındaki tartışmaların anlamsız hale geldiğini savunuyor. Ona göre, bu tür dönemlerde piyasa kazançlarının büyük bir bölümü, piyasayı şişiren ve değerlemeleri giderek artan birkaç büyük teknoloji hissesinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, yatırımcıların bu belirli, güçlü ve piyasa yapıcı hisselere odaklanmasının daha mantıklı bir strateji olabileceğini belirtiyor.
Kirk'ün balon dönemleri için önerdiği strateji şu şekilde özetlenebilir:
Yazar, balonun patladığını anlamanın çok zor olmayacağını da sözlerine ekledi. Kirk, "O an geldiğinde zaten herkesin farkında olacağı, gözle görülür bir piyasa çöküşü yaşanır" diyerek, bu olayın belirginliğini vurguladı. Böyle bir çöküşün ardından yatırımcılara tavsiyesi ise net: "İşte o zaman yaz tatilinizi uzatabilirsiniz, hatta birkaç yaz boyunca piyasadan uzak kalabilirsiniz." Bu ifade, balonun patlamasının ardından piyasalardaki toparlanmanın uzun ve zorlu olabileceği, bu süreçte sermayeyi korumanın ve aceleci davranmamanın önemini vurgulamaktadır. Bu, piyasanın doğal döngüleri içinde geri çekilme dönemlerinde sabırlı olmanın ve doğru zamanlamayı beklemenin ne kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
borsa balonu, yatırım stratejileri, Stuart Kirk, hisse senedi, dot-com balonu, marj kredisi, değerleme, piyasa döngüleri, teknoloji hisseleri, değer yatırımı, tahvil, piyasa psikolojisi, Nvidia, piyasa düzeltmesi