Borsa İstanbul'un en değerli ve işlem hacmi en yüksek 30 şirketini barındıran BIST 30 Endeksi'ne dahil firmaların 2025 yılının ilk yarısını kapsayan (2025/06 dönemi) finansal sonuçları nihai olarak tamamlandı ve piyasaların beklentileri doğrultusunda önemli göstergeler ortaya koydu. Bu dönem, hem kurumsal karlılık hem de genel piyasa dinamikleri açısından kritik ipuçları sunarken, endekse dahil şirketlerin toplam kârında belirgin bir gerileme kaydedildiği gözlemlendi. Geçtiğimiz dönemdeki olumlu ivmenin ardından gelen bu %14'lük düşüş, genel ekonomik görünüm ve şirketlerin operasyonel direnci hakkında önemli soruları beraberinde getirdi.
Toplam kârda yaşanan bu kayıp, 293 milyar TL'den 249 milyar TL seviyesine inerek yaklaşık 44 milyar TL'lik bir erimeye işaret etti. Bu düşüş, yatırımcıların şirket performansına yönelik beklentilerini yeniden şekillendirirken, sektörler arası ayrışmanın da keskinleştiğini net bir şekilde ortaya koydu. Bazı sektörler güçlü performans sergileyerek piyasaya umut verirken, bazıları ise artan maliyetler, zayıflayan talep ve küresel ekonomik çalkantıların etkisiyle önemli kayıplar yaşadı. Bu tablo, yatırımcıların portföy stratejilerini gözden geçirmeleri ve daha seçici davranmaları gerektiğinin altını çiziyor.
BIST 30 gibi dev şirketlerin yer aldığı bir endekste beş firmanın zarar açıklaması, piyasa açısından dikkat çekici bir gelişme olarak kaydedildi. Bu durum, özellikle makroekonomik belirsizliklerin ve sektör bazlı zorlukların şirket kârlılıkları üzerindeki baskısını net bir şekilde gözler önüne serdi. Zarar açıklayan bu şirketler, hem operasyonel zorluklarla mücadele etmenin hem de piyasa koşullarına uyum sağlamanın önemini bir kez daha gösterdi.
Bu zarar açıklayan şirketlerden Sabancı Holding ve Kardemir D gibi köklü sanayi devlerinin geçen yılın aynı altı aylık döneminde de zarar yazmış olması, bu firmaların uzun süredir devam eden yapısal veya sektörel sorunlarla karşı karşıya olduğunu düşündürüyor. Süregelen zararlar, ilgili şirketlerin sermaye yapıları, operasyonel verimlilikleri ve rekabet güçleri üzerindeki baskıyı artırabilir. Bu durum, söz konusu firmaların yeniden kârlılığa geçiş stratejilerini hızlandırmaları gerektiği sinyalini vermektedir.
Ancak bu dönemdeki en dikkat çekici değişim, kârdan zarara geçen üç önemli şirkette yaşandı: TAV Havalimanları, Petkim ve Sasa Polyester. Bu şirketler, geçmiş dönemlerde istikrarlı kârlılık sergileyen yapılarıyla bilinirken, 2025'in ilk yarısında ortaya koydukları zarar bilançoları, kendi sektörlerindeki (havacılık, petrokimya ve tekstil) mevcut koşulların ne denli zorlayıcı hale geldiğini gözler önüne serdi. Özellikle seyahat kısıtlamaları veya enerji maliyetlerindeki artışlar gibi faktörler, TAV Havalimanları'nın gelirlerini doğrudan etkileyebilirken, hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar ve küresel talep daralmaları Petkim ve Sasa Polyester gibi ihracata dayalı sanayi firmalarının performansını olumsuz etkilemiş olabilir. Bu dönüşüm, ilgili sektörlerdeki dinamiklerin yakından takip edilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır.
BIST 30 Endeksi'nin genelindeki kâr azalışına rağmen, bazı şirketler ve sektörler bu zorlu ortamda dahi güçlü bir büyüme ivmesi yakalayarak veya zarardan kâra geçerek dikkatleri üzerine çekti. Bu başarı hikayeleri, doğru stratejiler, güçlü operasyonel yönetim ve sektörün sunduğu fırsatların doğru değerlendirilmesiyle zorlu dönemlerin bile fırsata çevrilebileceğini gösterdi.
Türk bankacılık sektörü, bu dönemde piyasanın genelinin aksine güçlü bir performans sergileyerek finansal piyasaların istikrarına önemli katkı sağladı. Özellikle sektörün önde gelen temsilcileri olan Garanti Bankası, Akbank ve İş Bankası, kâr artışıyla öne çıkan şirketler arasında yer aldı. Bu bankaların elde ettiği başarılı sonuçlar, genellikle yükselen faiz ortamından, etkin bilanço yönetiminden ve sağlam kredi büyümesinden kaynaklanmaktadır. Bankacılık sektörünün bu dirençli yapısı, genel ekonomik görünüm için olumlu bir sinyal niteliği taşıyor ve finansal sistemin gücünü bir kez daha teyit ediyor.
Dönemin en çarpıcı kâr artışı ise Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GMYO) tarafından gerçekleştirildi. Şirket, %973 gibi astronomik bir kâr artışıyla sektörün ve endeksin açık ara lideri oldu. Bu olağanüstü büyüme, güçlü gayrimenkul talebi, başarılı proje tamamlama ve satış süreçleri, aynı zamanda doğru konumlandırma stratejilerinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Emlak Konut GMYO'nun bu performansı, gayrimenkul sektöründeki canlılığın ve yatırım potansiyelinin altını çizdi.
Zorlu piyasa koşullarına rağmen, bazı şirketler geçmiş dönemlerdeki zararları tersine çevirerek kâra geçmeyi başardı. Bu şirketlerden Koza Altın, güçlü bir toparlanma sergileyerek zarardan kâra geçti. Altın fiyatlarındaki olumlu seyir veya şirketin operasyonel verimliliğini artırıcı adımları bu dönüşümde etkili olmuş olabilir. Benzer şekilde, Gübre Fabrikaları da zarardan kâra geçen bir diğer önemli şirket oldu. Tarım sektöründeki gelişmeler, gübre talebindeki artış veya hammadde fiyatlarındaki uygunluk şirketin finansal performansını olumlu etkilemiş olabilir.
Genel tablo, sektörler arası farklı toparlanma dinamiklerinin hız kazandığını gösteriyor. Bankacılık ve gayrimenkul gibi sektörler öne çıkarken, altın ve gübre sektörlerindeki şirketlerin toparlanması, farklı ekonomik koşullara adaptasyon yeteneklerinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Bu durum, yatırımcı ilgisinin, sadece anlık yüksek artışlara değil, aynı zamanda kârlılığını sürdürebilen veya başarılı bir şekilde zarardan kâra dönebilen şirketlerde yoğunlaştığını ortaya koydu.
BIST 30 şirketlerinin genel kâr tablosundaki düşüşün arkasında, özellikle sanayi ve perakende sektörlerinde yaşanan sert kayıplar belirleyici rol oynadı. Bu sektörler, artan girdi maliyetleri, küresel tedarik zinciri aksaklıkları, yüksek enflasyon ve tüketici harcamalarındaki yavaşlama gibi çeşitli baskılar altında kaldı. Bu baskılar, büyük sanayi ve perakende devlerinin kârlılıklarını ciddi şekilde etkiledi.
Sektörün önemli oyuncularından Ereğli Demir Çelik'in kârı %83 gibi dramatik bir oranda düşüş gösterdi. Bu durum, demir-çelik sektöründeki küresel fiyat dalgalanmaları, enerji maliyetleri ve uluslararası rekabetin şirket üzerindeki etkisini açıkça ortaya koydu. Benzer şekilde, perakende sektörünün devlerinden Bim Birleşik Mağazalar (BİM) %53 ve ülkenin en büyük holdinglerinden Koç Holding %51 kâr düşüşü yaşadı. BİM'deki gerileme, artan operasyonel maliyetler ve azalan tüketici harcama eğilimleriyle ilişkilendirilebilirken, Koç Holding'in çeşitlendirilmiş portföyündeki bazı iştiraklerin zorlu koşullarla karşılaşması genel kârlılığı etkilemiş olabilir.
Gıda sektörünün önde gelen firmalarından Ülker Bisküvi'nin kârında %33'lük bir gerileme yaşanması da öne çıkan kayıplar arasında yer aldı. Tüketici güvenindeki dalgalanmalar, artan hammadde fiyatları ve güçlü rekabet ortamı, Ülker'in kârlılığını olumsuz etkileyen başlıca faktörler arasında sayılabilir.
Bu zorlu tabloda, kârını üç haneli artıran sadece iki firma bulunması, piyasanın genelindeki sıkıntıyı daha da belirginleştirdi: Emlak Konut GMYO ve Pegasus. Emlak Konut'un olağanüstü performansı daha önce vurgulanırken, ulaştırma sektöründen Pegasus'un bu listeye girmesi, seyahat sektöründeki güçlü toparlanmanın ve havayolu şirketlerinin artan yolcu talebinden faydalanma kapasitesinin bir göstergesi oldu. Koza Altın ve Gübre Fabrikaları'nın zarardan kâra geçişleri ise, kendi sektörlerinde yaşanan olumlu dönemsel gelişmelerin ve şirket içi iyileşmelerin bir sonucu olarak yorumlanabilir.
BIST 30 şirketlerinin 2025/06 dönemi sonuçları, sektörel farklılıkların son derece belirgin olduğunu gösterdi. Bankacılık sektörü, güçlü bilançoları ve mevcut finansal koşullardan faydalanma yeteneğiyle öne çıkarak piyasaya istikrar getirdi. Enerji sektörü de küresel enerji fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle kârlılığını artıran veya koruyan bir diğer önemli alan oldu. Bu iki sektör, dönem sonuçlarının en parlak noktalarını oluşturdu.
Ancak sanayi, perakende ve ulaştırma (Pegasus istisnasıyla genel olarak) gibi sektörlerde yaşanan zayıflama, küresel ekonomik görünümdeki belirsizliklerin ve iç piyasadaki zorlukların doğrudan bir yansıması olarak görüldü. Bu sektörler, yüksek operasyonel maliyetler, düşen tüketici talebi ve artan rekabet gibi engellerle mücadele etmek zorunda kaldı.
İletişim şirketleri ise bu dönemde dengeli bir büyüme kaydederek, hem istikrarlı abone bazları hem de dijitalleşmenin getirdiği yeni gelir akışlarıyla dirençli bir yapı sergilediler. Bu durum, sektörün makroekonomik dalgalanmalara karşı daha az hassas olduğunu ve sürdürülebilir bir büyüme patikası izleyebildiğini gösteriyor.
Genel görünüm itibarıyla, yatırımcıların sadece anlık yüksek kâr artışlarına değil, aynı zamanda operasyonel sağlamlık, sürdürülebilir büyüme potansiyeli ve zorlu piyasa koşullarına karşı direnç gösterebilen şirketlere odaklandığı net bir şekilde anlaşıldı. Borsa 30 şirketlerinin toplam kârının 293 milyar TL'den 249 milyar TL'ye inmesiyle birlikte, piyasada daha seçici bir dönem başladığı ve yatırımcıların risk yönetimini önceliklendirdiği bu sonuçlar ışığında daha da önem kazanmaktadır.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
BIST 30, finansal sonuçlar, kar, zarar, Sabancı Holding, Kardemir D, TAV Havalimanları, Petkim, Sasa Polyester, Emlak Konut, Garanti Bankası, Akbank, İş Bankası, Koza Altın, Ereğli Demir Çelik, BİM, Koç Holding, Ülker, Pegasus, Gübre Fabrikaları, bankacılık sektörü, sanayi sektörü, perakende sektörü, ulaştırma sektörü, enerji sektörü, kurumsal karlılık, piyasa analizi, yatırımcı rehberi, ekonomik görünüm