Bilançolar Odaklı Piyasalar: Fed, Ticaret ve Jeopolitik Riskler

BIST Haberleri
Küresel piyasalar jeopolitik gerilimler, Fed faiz indirim beklentileri ve bilançoların etkisiyle şekilleniyor. Borsa İstanbul'da hisse bazlı hareketler öne çıkarken, Trump'ın kritik görüşmeleri ve ticaret eleştirileri de takip ediliyor. ABD enflasyon verileri ve merkez bankası takvimi yatırımcılar için kritik öneme sahip.

Küresel Finans Piyasaları: Jeopolitik Gerilimler ve Para Politikası Beklentileri

Küresel finans piyasaları, önümüzdeki dönemde şekillenecek önemli jeopolitik gelişmeler ve merkez bankalarının para politikası adımlarıyla yön bulmaya devam ediyor. Özellikle ABD’den gelen enflasyon verileri, Federal Rezerv’in (Fed) faiz indirim döngüsüne ilişkin beklentileri güçlendirirken, uluslararası diplomasi arenasında yaşanan hareketlilik de yatırımcıların odağında yer alıyor. Başkan Donald Trump'ın çeşitli küresel liderlerle gerçekleştireceği kritik görüşmeler, İran nükleer anlaşmasına yönelik endişeler ve Avrupa'daki ekonomik veriler, piyasaların genel seyrini etkileyecek başlıca unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

ABD-Rusya İlişkilerinde Diplomatik Temaslar ve Ukrayna Gerilimi

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile planlanan görüşmesini, stratejik bir “bilgi toplama çalışması” olarak nitelendirdi. Bu tanım, iki lider arasındaki diyalogun kapsamına ve hedeflerine dair ipuçları sunarken, uluslararası toplumun dikkatini bu önemli zirveye çekmektedir. Diplomatik kulislerde, bu tür üst düzey temasların, mevcut küresel gerilimleri azaltma potansiyeli taşıdığı veya yeni dinamikler yaratabileceği yorumları yapılmaktadır. Görüşmenin ana gündem maddeleri arasında bölgesel çatışmalar, nükleer silahsızlanma ve ticaret ilişkileri gibi konuların yer alması beklenmektedir.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise, Trump ve Putin arasında 15 Ağustos'ta gerçekleşmesi beklenen zirveye ilişkin olarak, “Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında konuşmak imkansızdır ve kimse bunu kabul etmeyecektir” diyerek net bir duruş sergiledi. Bu açıklama, Ukrayna'nın egemenlik haklarına ve uluslararası müzakerelerde kendi sesinin duyulması gerektiği ilkesine vurgu yapmaktadır. Zelenskiy'nin bu tepkisi, büyük güçlerin küçük devletler üzerindeki potansiyel etkisine dair uluslararası hukuktaki hassasiyetleri bir kez daha gündeme taşımış ve Kiev'in bu tür kritik görüşmelere dahil olma arzusunu ortaya koymuştur. Bu durum, bölgedeki istikrar ve uluslararası ilişkilerdeki denge açısından önemli bir parametre olarak değerlendirilmektedir.

İran Nükleer Anlaşması ve Avrupa'dan Sert Uyarı

Fransa, Almanya ve İngiltere, İran'a yönelik ortak bir uyarı yayımlayarak, Tahran'ın nükleer müzakereleri yeniden başlatmaması halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden uygulanmasını tetiklemeye hazır olduklarını açıkça ifade etti. Bu üç Avrupa ülkesinin, 2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olarak bilinen İran nükleer anlaşmasının korunmasına yönelik çabaları devam ederken, Tahran'ın anlaşmadaki yükümlülüklerinden kısmi olarak geri çekilmesi, diplomatik gerilimi tırmandırmaktadır. Avrupa'nın bu sert uyarısı, İran'ın nükleer programına ilişkin uluslararası endişelerin ciddiyetini yansıtırken, müzakerelerin başarısız olması durumunda bölgede artabilecek jeopolitik risklerin altını çizmektedir. Yaptırımların yeniden uygulanması potansiyeli, küresel enerji piyasaları üzerinde de baskı yaratabilecek bir faktör olarak yakından takip edilmektedir.

ABD Enflasyon Verileri ve Fed'in Para Politikası Yaklaşımı

ABD'de açıklanan son enflasyon verileri, Federal Rezerv'in para politikasına yönelik beklentileri şekillendiren temel göstergelerden biri oldu. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda piyasa beklentilerine paralel olarak %0,3 artış gösterirken, yıllık bazda ise beklentilerin altında kalarak %2,7 seviyesinde gerçekleşti. Bu, genel fiyat artış hızında bir miktar yavaşlamaya işaret etmektedir. Ancak, gıda ve enerji fiyatlarını dışarıda bırakan ve Fed'in daha yakından takip ettiği çekirdek TÜFE, yıllık bazda %3,1'lik bir artışla piyasa beklentilerinin üzerinde kaydedildi. Çekirdek enflasyondaki bu yükseliş, temel fiyat baskılarının devam ettiğine işaret ederek, Fed'in faiz indirimine ilişkin karar alma sürecinde dikkate alacağı bir parametre haline gelmiştir.

Önde gelen finans kuruluşlarından Goldman Sachs, ABD TÜFE verilerinin, Fed'in Eylül ayında faiz indirimi yapması yönündeki beklentileri desteklediğini belirtti. Bankanın analistleri, manşet enflasyondaki ılımlı seyre rağmen küresel büyüme endişeleri ve ticaret savaşlarının yarattığı belirsizliğin, Fed'i “sigorta amaçlı” bir faiz indirimine yönlendirebileceğini öne sürmektedir. Bu tür bir faiz indirimi, ekonomik yavaşlamanın önüne geçmek ve piyasa güvenini desteklemek amacıyla uygulanır.

Yine küresel finansın devlerinden BlackRock ise, Fed'in Eylül ayında 50 baz puanlık daha agresif bir faiz indirimi gerçekleştirebileceği yönünde bir beklenti paylaştı. Böylesine büyük bir faiz indirimi, piyasalar tarafından genellikle ekonomik aktivitede ciddi bir yavaşlama beklentisi veya Fed'in proaktif bir şekilde ekonomik riskleri bertaraf etme çabası olarak yorumlanır. Bu beklentiler, küresel borçlanma maliyetleri, sermaye akışları ve döviz kurları üzerinde önemli etkiler yaratma potansiyeli taşımaktadır. ABD'nin 10 yıllık tahvil getirisi, enflasyon verilerinin ardından yaklaşık %1,5 düşüş gösterirken, Dolar Endeksi (DXY) de aynı verilere tepki olarak geri çekilmiştir. Bu durum, piyasaların enflasyonist baskıların hafiflediği ve Fed'in daha güvercin bir duruş sergileyebileceği beklentisini fiyatladığını göstermektedir.

Trump’tan Goldman Sachs CEO’suna Eleştiri: Ticaret Politikalarının Ekonomik Etkisi Tartışması

ABD Başkanı Donald Trump, finans dünyasının önde gelen isimlerinden Goldman Sachs CEO'su David Solomon'u sert bir dille eleştirdi. Trump, Solomon'ın bankasının ticaret politikaları ve özellikle gümrük vergileri konusundaki tahminlerinin “kötü” olduğunu ve piyasalar ile tüketici maliyetleri üzerindeki etkileri konusunda yanıldığını iddia etti. Trump, “Hem piyasa etkileri hem de gümrük vergileri konusunda uzun zaman önce kötü bir tahminde bulundular ve tıpkı diğer birçok konuda olduğu gibi yanıldılar” ifadelerini kullandı. Bu eleştiri, Başkan'ın ticaret politikalarının ekonomik etkilerine dair Wall Street'in ve ana akım ekonomistlerin görüşleriyle uyuşmadığını bir kez daha ortaya koymaktadır.

Trump, eleştirisini daha da ileri taşıyarak Solomon'a DJ'lik mesleğine odaklanmasını tavsiye etti: “Bence David gidip kendine yeni bir ekonomist bulmalı veya belki de sadece DJ'lik yapmaya odaklanmalı ve büyük bir finans kuruluşunu yönetme zahmetine girmemeli.” Başkan'ın bu sözleri, yönetim ile finans dünyası arasındaki potansiyel gerilimleri ve politik söylemlerin iş dünyası liderlerine yönelik tonunu gözler önüne sermektedir. Bu tür açıklamalar, piyasa algısı ve yatırımcı güveni üzerinde belirsizlik yaratma potansiyeli taşıyabilir, ancak genellikle siyasi söylemin bir parçası olarak değerlendirilir.

Yaklaşan Önemli Olaylar Takvimi ve Piyasa Beklentileri

Piyasalar, önümüzdeki günlerde ve haftalarda gerçekleşecek bir dizi önemli olay ve veri akışını yakından takip edecektir. Bu gelişmeler, yatırım kararları ve stratejileri üzerinde belirleyici etkiler yaratabilir:

  • Bugün, Başkan Donald Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve çeşitli Avrupalı liderlerle çevrimiçi bir toplantıda görüşmesi bekleniyor. Bu toplantı, bölgesel güvenlik, diplomasi ve uluslararası işbirliği konularında önemli mesajlar içerebilir.
  • Almanya'da bugün açıklanacak olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verisi, Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomisindeki enflasyon dinamiklerini yansıtması açısından kritik önem taşımaktadır. Bu veri, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) gelecekteki para politikası adımlarına yönelik ipuçları sunabilir.
  • Federal Rezerv üyelerinin bugün yapması beklenen konuşmalar, yatırımcılar tarafından büyük bir dikkatle izlenecektir. Fed yetkililerinin mevcut ekonomik görünüme, enflasyon beklentilerine ve olası faiz indirimi patikasına ilişkin vereceği mesajlar, piyasalardaki oynaklığı artırabilir ve doların seyri üzerinde etkili olabilir.
  • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Enflasyon Raporu Toplantısı'nın 14 Ağustos'ta gerçekleşmesi planlanmaktadır. Bu toplantı, Türkiye'nin enflasyon görünümüne, para politikası duruşuna ve ekonomik tahminlerine ilişkin detaylı bilgiler sunarak yerel piyasalar için kritik bir yol haritası çizecektir.
  • Başkan Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 15 Ağustos'ta yüz yüze görüşmesi, uluslararası ilişkilerdeki en önemli diplomatik etkinliklerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu zirve, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini, bölgesel çatışmaları ve küresel güç dengelerini etkileme potansiyeli taşımaktadır.
  • Her yıl dünya genelinden merkez bankacılarının ve ekonomistlerin bir araya geldiği prestijli Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu, bu yıl 21 – 23 Ağustos tarihlerinde düzenlenecektir. Bu sempozyum, geçmişte önemli para politikası sinyallerinin verildiği bir platform olması nedeniyle, özellikle Fed yetkililerinden gelebilecek açıklamalar açısından piyasalar tarafından yakından takip edilecektir.
  • Başkan Trump ve Güney Kore Başkanı Lee'nin 25 Ağustos'ta görüşmesi, Asya Pasifik bölgesindeki güvenlik meseleleri, ticaret ilişkileri ve Kuzey Kore konusundaki gelişmeler açısından önemli olacaktır.

Borsa İstanbul'da Bilançoların Odak Noktası Olması Bekleniyor

Borsa İstanbul'un bu sabahki açılışında yatay bir başlangıç yapması beklenmektedir. BİST100 endeksi, geçtiğimiz işlem gününü satıcılı bir seyirle tamamlamıştı. ABD'de çekirdek enflasyon beklentisinin üzerinde gelmesiyle küresel piyasalarda artan satış baskısı, Borsa İstanbul'u da olumsuz etkileyerek endeksteki düşüşü derinleştirmişti. Bugün ise piyasalarda farklı dinamiklerin etkili olması öngörülüyor.

Özellikle bugün gerçekleşecek olan T+2 bakiye düzenlemeleri kapsamında, endekste kısa vadeli oynaklığın yüksek olabileceği tahmin edilmektedir. T+2 düzenlemeleri, menkul kıymet işlemlerinin takas ve teslimat sürelerine ilişkin bir mekanizma olup, fon akışlarındaki anlık değişiklikler nedeniyle piyasada geçici fiyat dalgalanmalarına yol açabilir.

Ancak, piyasaların ana odağında bilançoların etkisiyle ortaya çıkacak hisse bazlı hareketlerin ön plana çıkması beklenmektedir. Şirketlerin açıklayacağı finansal sonuçlar, yatırımcıların ilgili hisselere olan ilgisini doğrudan etkileyecektir. Güçlü finansal performans sergileyen, beklentileri aşan kârlılık açıklayan veya gelecek dönem için olumlu beklentiler sunan şirket hisselerinde yukarı yönlü hareketler görülebilir. Aksine, zayıf bilanço açıklayan, beklentilerin altında kalan veya görünümünde bozulma olan şirket hisseleri ise satış baskısıyla karşılaşabilir. Bu durum, endeksin genel seyrinden bağımsız olarak, sektör ve şirket bazında önemli ayrışmaların yaşanmasına zemin hazırlayacaktır. Özellikle açılış seansında, açıklanan bilançolara hızlı tepkilerle birlikte hisse bazlı fiyatlamaların belirginleşmesi beklenmektedir. Yatırımcıların, piyasanın genel yönünden ziyade, açıklanan finansal raporlara göre hisse senedi seçimlerini gözden geçirmeleri önem arz edecektir.

⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.

bilançolar, hisse bazlı hareketler, Borsa İstanbul, FED faiz indirimi, ABD enflasyon, Trump, Putin, Zelenskiy, İran nükleer anlaşması, Goldman Sachs, BlackRock, Jackson Hole, küresel piyasalar, jeopolitik riskler, dolar endeksi, tahvil getirisi, TCMB Enflasyon Raporu, T+2 bakiye düzenlemesi

İlginizi Çekebilir

Güvenilir Ortaklarımız