Küresel piyasalar, özellikle Amerika Birleşik Devletleri hisse senedi piyasaları, mevcut karmaşık ekonomik ortamın ve sıkılaşan para politikalarının yarattığı yüksek faiz oranlarının etkisiyle belirgin bir baskı altında bulunmaktadır. Bu makroekonomik faktörler, genel piyasa performansında bir yavaşlamaya ve yatırımcılar arasında temkinli bir bekleyişe yol açmaktadır. Ancak bu zorlu koşullara rağmen, bazı spesifik sektörlerin piyasa genelinin üzerinde bir performans sergileyerek yatırımcıların dikkatini çektiği gözlemlenmektedir. Son dönemdeki analizlere göre, ABD borsalarının genelindeki zorluklara karşın, yükseliş eğiliminde olan beş sektör yatırımcılar için cazip fırsatlar sunmaktadır.
Son analizler, yaz döneminin sonuna doğru S&P 500 endeksi için işlerin yavaş ilerlediğini işaret etmektedir. Nisan ayında yaşanan sert satış dalgasının ardından gelen ve rekor seviyelere ulaşan yükselişin ardından, endeksteki kazanç ivmesi duraklamış durumdadır. Öyle ki, S&P 500 Endeksi son işlem gününü yüzde 0,4 oranında bir düşüşle 6.370,18 puan seviyesinde tamamlamıştır. Bu kapanış seviyesi, 30 Haziran'daki kapanış fiyatına kıyasla sadece yüzde 3'lük mütevazı bir artışı temsil etmektedir. Bu durum, piyasanın genelinde bir konsolidasyon ve belirsizlik dönemine girildiğini göstermektedir.
Ancak, önde gelen bir araştırma firması olan Ned Davis Research (NDR) tarafından yayımlanan detaylı bir piyasa notunda, bu çeyrekte piyasa genelinin performansını geride bırakan ve hızla yükseliş gösteren bazı özel alanların bulunduğu belirtilmiştir. NDR analistleri, güçlü performanslarıyla piyasayı 'şaşırtan' beş sektöre dikkat çekerek, bu sektörlerin kısa vadeli işlemler için oldukça cazip hale getirebilecek belirgin katalizörlere sahip olduğunu ifade etmiştir. Araştırmacılar, “Bu beş temanın da, en azından kısa vadeli işlemler kadar cazip hale getirebilecek kısa vadeli katalizörleri bulunuyor ve bunları radarımızda tutuyoruz” şeklinde açıklama yaparak, bu alanlardaki potansiyeli vurgulamıştır. Şirketin piyasayı aşan kazançlar elde etme potansiyeli gördüğü bu alanlar, mevcut ekonomik belirsizlik ortamında yatırımcılar için birer sığınak niteliği taşımaktadır.
Kenevir sektörü, son dönemde piyasa genelindeki zorluklara meydan okuyarak dikkat çekici bir performans sergilemiştir. AdvisorsShares Pure US Cannabis ETF'si, 30 Haziran'dan bu yana yüzde 66 gibi kayda değer bir artış göstermiştir. Bu etkileyici yükseliş, sektördeki olumlu haber akışları ve potansiyel regülasyon değişikliklerine yönelik beklentilerle desteklenmektedir.
Uzun Vadeli Görünüm ve Riskler: NDR analistleri, kenevir sektörünün geleceğine yönelik karmaşık bir tablo çizmektedir. Araştırma firması, “Konu siyasetle iç içe geçmiş durumda ancak esrar federal yasalar uyarınca hala yasadışı. Sektör hala kârlılık konusunda zorlanıyor ve bu da bizi konuya şüpheyle yaklaştırıyor” ifadeleriyle bu karmaşıklığı özetlemektedir. Federal düzeyde esrarın hala yasa dışı statüde olması, sektördeki şirketlerin bankacılık, vergilendirme ve eyaletler arası ticaret gibi temel operasyonlarında önemli engellerle karşılaşmasına neden olmaktadır. Bu durum, kârlılık marjlarını baskılamakta ve yatırımcılar için uzun vadeli risk algısını yükseltmektedir. Siyasi belirsizliklerin devam etmesi ve federal düzeyde kapsamlı bir yasal reformun gecikmesi, sektörün sürdürülebilir büyüme potansiyelini sınırlayan başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, kısa vadeli momentum cazip olsa da, uzun vadede sektörün temel sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
Tüketici harcamalarındaki genel zayıf görünüme ve ekonomik belirsizliklere rağmen, havayolu şirketleri son dönemde güçlü kazanç raporlarıyla dikkat çekmiştir. US Global Jets ETF'si, 30 Haziran'dan bu yana yüzde 8 oranında bir artış kaydetmiştir. Bu artış, özellikle Delta, United Airlines ve American Airlines gibi büyük taşıyıcıların ikinci çeyrek kazanç tahminlerini aşan performanslarıyla desteklenmiştir. NDR analistleri, bu üç şirketin hisselerinin ETF'nin genel performansına en büyük katkıyı sağlayanlar arasında olduğunu belirtmiştir. Şirketlerin maliyet disiplini, operasyonel verimlilik ve güçlü talep ortamına uyum sağlamaları, mevcut yükselişin arkasındaki temel itici güçlerdir.
Uzun Vadeli Görünüm ve Riskler: Havayolu sektörünün uzun vadeli görünümü ise NDR tarafından daha temkinli bir bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Araştırma firması, “JETS, Ocak 2025 direnç seviyesine geri tırmandı. Hizmet enflasyonunun yükselmesi ve zayıflayan iş gücü piyasasının talebi azaltması nedeniyle rallinin kalıcılığına şüpheyle yaklaşıyoruz” değerlendirmesini yapmıştır. Yükselen hizmet enflasyonu, seyahat maliyetlerini artırarak tüketicilerin bütçeleri üzerinde baskı yaratabilir. Aynı zamanda, olası bir iş gücü piyasası zayıflığı, tüketici gelirlerini ve dolayısıyla seyahat harcamalarını olumsuz etkileyebilir. Bu makroekonomik faktörler, havayolu şirketlerinin gelecekteki talep dinamikleri üzerinde bir belirsizlik yaratmakta ve mevcut rallinin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Kısa vadeli kazançlar etkileyici olsa da, uzun vadede talep esnekliği ve ekonomik koşulların seyrini yakından takip etmek gerekmektedir.
Küresel elektrikli araç (EV) pazarındaki sürekli büyüme ve enerji depolama çözümlerine olan talebin artmasıyla birlikte lityum ve pil sektörü, önemli bir yükseliş trendi içerisindedir. Global X Lithium & Battery Technology ETF'si, 30 Haziran'dan bu yana yüzde 17 oranında bir artış göstermiştir. Bu yükselişin temel katalizörlerinden biri, dünyanın en büyük pil üreticilerinden CATL'in, izin sorunları nedeniyle Çin'deki Jianxiawo lityum madenindeki faaliyetlerini en az üç ay süreyle durdurma kararı alması olmuştur. NDR, bu gelişmenin lityum piyasasında ‘daha iyi bir arz/talep dengesi’ umudu yarattığını ve bunun da lityum fiyatlarını yukarı yönlü tetikleyebileceğini belirtmektedir. Arz tarafındaki bu kısıtlama, talebin güçlü seyrini sürdürmesi durumunda fiyatların desteklenmesi anlamına gelmektedir.
Uzun Vadeli Görünüm ve Şüphecilik: NDR analistleri, lityum piyasasına yönelik uzun vadeli beklentilerinde temkinli bir duruş sergilemektedir. Araştırma firması, “Jianxiawo madeninin kapanması, Çin'den daha az lityum arzı için iyi bir adım ve Albermarle de sermaye harcamalarının yavaşladığını belirtti; ancak şüpheciyiz ve sermaye disiplinine dair daha fazla kanıta ihtiyacımız var” şeklinde açıklama yapmıştır. Maden kapanışları ve büyük üreticilerin sermaye harcamalarını yavaşlatması, arz tarafında kısa vadeli bir rahatlama yaratabilir. Ancak, lityum sektöründe geçmişte yaşanan arz fazlası endişeleri ve madencilik şirketlerinin sermaye disiplini konusundaki geçmiş performansı göz önüne alındığında, NDR, piyasada kalıcı bir arz-talep dengesi için daha somut kanıtlara ihtiyaç duyduğunu vurgulamaktadır. Bu, uzun vadede sektördeki yatırım risklerinin ve fiyat istikrarsızlığının hala mevcut olabileceği anlamına gelmektedir.
Yenilenebilir enerjiye olan küresel ilgi ve iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, güneş enerjisi sektörünü desteklemeye devam etmektedir. Invesco Solar ETF'si, 30 Haziran'dan bu yana yüzde 15 oranında bir artış kaydetmiştir. Bu yükselişte, özellikle bazı yasal düzenlemelerin beklenenden daha gevşek gelmesi etkili olmuştur. NDR, belirli bir yasa tasarısındaki güneş enerjisi düzenlemesinin 2027 yılına kadar güneş enerjisi vergi indirimlerini aşamalı olarak kaldıracağını belirtmekle birlikte, Gelir İdaresi’nin (Internal Revenue Service - IRS) dört yıllık güvenli liman kuralının, işletmelerin daha uzun bir süre boyunca vergi indirimi talep etmelerine olanak tanıyabilecek potansiyel bir boşluk yarattığına dikkat çekmektedir. Bu durum, sektördeki şirketler için finansal teşviklerin beklenenden daha uzun süre devam edebileceği anlamına gelmektedir.
Uzun Vadeli Görünüm ve Çelişkili Faktörler: NDR araştırmacıları, güneş enerjisi sektörünün uzun vadeli görünümünü değerlendirirken hem olumlu hem de olumsuz faktörleri vurgulamaktadır. Araştırmacılar, “Büyük bir yasa tasarısının kuralları, 2 Eylül'den sonra güneş enerjisi projelerine başlamak için teşvik yaratıyor. Yine de, Çin güneş panellerine uygulanan tarifeler fiyatları artırdı ve talebi olumsuz etkiledi. Güneş enerjisi, kısa vadeli bir ticaret olarak cazip olabilir” diye yazmaktadır. Yeni yasalar ve teşvikler, sektördeki yeni projelere yatırımı teşvik edebilirken, Çin'den ithal edilen güneş panellerine uygulanan tarifeler maliyetleri yükseltmekte ve son kullanıcı talebini olumsuz etkilemektedir. Bu çelişkili dinamikler, sektörün uzun vadeli büyüme yörüngesi üzerinde belirsizlik yaratmaktadır. Kısa vadede regülasyon boşlukları ve teşvikler cazip fırsatlar sunsa da, küresel tedarik zinciri maliyetleri ve uluslararası ticaret politikaları uzun vadede sektörü etkilemeye devam edecektir.
Konut inşaatı sektörü, yüksek faiz oranlarının ve makroekonomik belirsizliklerin ortasında güçlü bir performans sergileyerek dikkat çekmiştir. iShares US Home Construction ETF'si, 30 Haziran'dan bu yana yüzde 14 oranında bir artış göstermiştir. Bu yükseliş, sektörün altında yatan güçlü temellere ve birikmiş konut talebine işaret etmektedir.
Uzun Vadeli Görünüm ve Temkinli İyimserlik: NDR araştırmacıları, konut inşaatı sektörüne yönelik uzun vadeli iyimserliklerini korumaktadır. Araştırma firması, “Konut konusunda uzun vadeli iyimserliğimizi sürdürüyoruz ve birikmiş talep olduğuna inanıyoruz; ancak satın alınabilirlik bir sorun olmaya devam ediyor. Satın alınabilirlik konusunda daha iyi bir görünürlüğe sahip olduğumuzda maruziyetimizi yükseltebiliriz” şeklinde görüş belirtmiştir. Sektörde demografik faktörler ve kentsel dönüşüm ihtiyacı gibi nedenlerle önemli bir birikmiş talep bulunmaktadır. Ancak, yükselen faiz oranları, artan inşaat maliyetleri ve genel ekonomik belirsizlikler, konut fiyatlarını yükselterek tüketiciler için satın alınabilirliği zorlaştırmaktadır. Bu durum, potansiyel talebin bir kısmının piyasaya yansımasını engellemektedir. NDR, satın alınabilirlik konusundaki belirsizliklerin azalması ve bu alanda daha net bir görünüm ortaya çıkması halinde sektöre olan yatırım maruziyetini artırma potansiyelini değerlendireceklerini ifade etmektedir. Bu da, sektörün uzun vadede hala güçlü bir potansiyele sahip olduğunu, ancak kısa ve orta vadede ekonomik koşulların belirleyici olacağını göstermektedir.
Genel piyasaların zorlandığı bir dönemde, bu beş sektörün sergilediği güçlü performans, yatırımcılara mevcut makroekonomik koşulların ötesinde, sektöre özgü dinamiklerin ve katalizörlerin ne kadar belirleyici olabileceğini göstermektedir. Her ne kadar kısa vadeli yükselişler cazip olsa da, NDR'ın uzun vadeli görünümlere ilişkin temkinli yaklaşımı, yatırımcıların bu sektörleri derinlemesine analiz etmeleri ve potansiyel riskleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Siyasi ve regülatif gelişmeler, küresel arz-talep dengeleri, tüketici harcama eğilimleri ve sermaye disiplini gibi faktörler, bu sektörlerin gelecekteki performansını şekillendirmeye devam edecektir.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
bitcoin, finans