ABD Borsaları Jackson Hole Öncesi Pozitif Açıldı

ABD Borsaları Jackson Hole Sempozyumu Öncesi Yükselişle Başladı

Haftanın son işlem gününde, küresel piyasaların merakla beklediği Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'ndan gelecek kritik mesajlar öncesinde ABD hisse senedi piyasaları pozitif bir seyirle açılış gerçekleştirdi. Yatırımcıların dikkatleri, başta Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın açıklamaları olmak üzere, sempozyumda öne çıkacak para politikası yönlendirmelerine odaklanmış durumda. Bu yoğun beklenti atmosferinde, piyasaların genelinde risk iştahının arttığı ve endekslerin yükselişle güne başladığı gözlemlendi.

Ana Endekslerdeki Son Durum

New York borsasının açılış zilinin çalmasıyla birlikte, ABD'nin önde gelen hisse senedi endekslerinde belirgin hareketlilikler yaşandı. Sanayi devlerini temsil eden Dow Jones Endeksi, açılışta güçlü bir performans sergileyerek 200 puanın üzerinde değer kazandı. Bu yükseliş, yüzde 0,63'lük bir artışa tekabül ederek endeksi 45.069,16 puana taşıdı. Dow Jones'un bu yükselişi, piyasada kurumsal karlılık ve makroekonomik görünüm hakkında artan iyimserliğin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Daha geniş bir piyasa perspektifi sunan ve Amerikan ekonomisinin 500 büyük şirketini kapsayan S&P 500 Endeksi de pozitif bölgede yer alarak yüzde 0,29 oranında bir artışla 6.388,74 puana yükseldi. Bu orta düzeydeki yükseliş, piyasada geniş tabanlı bir toparlanma eğiliminin mevcut olduğunu ve yatırımcıların genel olarak hisse senedi riskine yöneldiğini işaret etti.

Öte yandan, teknoloji ağırlıklı hisselerin işlem gördüğü Nasdaq Endeksi ise diğer büyük endekslere kıyasla daha temkinli bir açılış yaparak 21.100,73 puan seviyesinde yatay bir seyir izledi. Nasdaq'ın bu stabil performansı, yüksek büyüme potansiyeline sahip teknoloji şirketlerinde, faiz oranlarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle bir miktar kar satışının veya yeni pozisyon alımlarında ihtiyatlı bir duruşun sergilendiğini düşündürmektedir. Genel piyasa yükselişine rağmen Nasdaq'ın nötr kalması, sektör bazında farklı dinamiklerin işlediğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi.

Jackson Hole Sempozyumu ve Powell'ın Konuşmasının Önemi

Piyasalardaki bu açılış seyri, yatırımcıların zihnindeki en önemli gündem maddesi olan Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'na odaklanmış durumda. Her yıl düzenlenen ve dünya genelinden merkez bankacıları, finans uzmanları ve akademisyenleri bir araya getiren bu sempozyum, özellikle Fed başkanının para politikasına yönelik sinyalleri açısından büyük önem taşımaktadır. Bu yıl da, küresel ekonomik görünüm, enflasyonla mücadele stratejileri ve para politikalarının geleceği gibi kritik konuların ele alınması bekleniyor.

Fed Başkanı Powell'ın Sözle Yönlendirmeleri Bekleniyor

Analistler ve piyasa katılımcıları, özellikle Fed Başkanı Jerome Powell'ın gün içinde yapacağı sözle yönlendirmelerin (forward guidance) piyasalar üzerinde belirleyici bir etki yaratacağını vurgulamaktadır. Powell'ın konuşması, Amerikan Merkez Bankası'nın gelecek dönemde atacağı adımlara dair net ipuçları sunması açısından büyük bir merakla bekleniyor. Yatırımcılar, Fed'in faiz patikasına ilişkin duruşu, enflasyon hedeflemesi ve ekonomik büyümeye dair değerlendirmelerini öğrenmek için Başkan Powell'ın her kelimesine odaklanmış durumda. Bu açıklamalar, sadece kısa vadeli piyasa hareketlerini değil, aynı zamanda orta ve uzun vadeli yatırım stratejilerini de şekillendirme potansiyeline sahip.

Uzmanlar, Powell'ın vereceği mesajların, özellikle eylül ayına ilişkin faiz indirimi beklentilerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyorlar. Eğer Powell, ekonomik verilerin faiz indirimlerini destekleyici yönde olduğunu ima eden güvercin bir ton benimserse, piyasalarda faiz indirimi olasılığı güçlenebilir. Ancak, enflasyonla mücadelenin devam ettiğini ve sıkı para politikalarının bir süre daha sürdürülebileceğini belirten şahin bir duruş sergilerse, bu durum faiz indirimi beklentilerini öteleyebilir veya zayıflatabilir.

Para Piyasalarındaki Fiyatlamalar ve Faiz İndirimi Beklentileri

Powell'ın merakla beklenen konuşması öncesinde, para piyasalarında faiz indirimi beklentilerine ilişkin belirgin fiyatlamalar gözlemleniyor. Bu fiyatlamalar, vadeli faiz oranları ve opsiyon piyasalarındaki aktivite üzerinden Fed'in bir sonraki adımı hakkındaki piyasa konsensüsünü yansıtmaktadır.

Eylül Ayı Faiz İndirimi İhtimalinde Gerileme

Son verilere göre, eylül ayındaki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında Fed'in faiz indirimine gitme ihtimalinin yüzde 70'e gerilediği görülmektedir. Bu oran, yakın zamanda daha yüksek seviyelerdeyken yaşanan bir düşüşü işaret etmektedir. Yüzde 70'lik ihtimal hala faiz indirimi olasılığının çoğunlukta olduğunu gösterse de, yatırımcıların bu konudaki kesinliklerinin azaldığını ve belirsizliğin arttığını ortaya koymaktadır. Bu gerilemenin temelinde, açıklanan son ekonomik verilerin Fed'in faiz indirimi için acele etmeyebileceği yönündeki düşünceleri güçlendirmesi yatmaktadır.

Yıl Sonu İçin İki Faiz İndirimi Beklentisi Korunuyor

Eylül ayı beklentisindeki bu hafif düşüşe rağmen, para piyasalarındaki genel kanı, yıl sonuna kadar toplamda iki indirim beklentisinin korunması yönünde. Bu, Fed'in kademeli bir politika gevşetme sürecine gireceği ve ekonominin soğuma hızına bağlı olarak yılın ikinci yarısında iki faiz indirimi gerçekleştirebileceği yönündeki inancın devam ettiğini göstermektedir. Bu beklenti, enflasyonun kontrol altına alınması ve istihdam piyasasının dengelenmesi durumunda Fed'in daha esnek bir politika izleyebileceği varsayımına dayanmaktadır.

Geçmiş Verilerin Etkisi: İstihdam ve Enflasyon

Faiz indirimi beklentilerinin bu şekilde şekillenmesinde, son dönemde açıklanan makroekonomik verilerin önemli bir rolü bulunmaktadır. Özellikle, ağustos ayı başında açıklanan istihdam ve enflasyon verileri, piyasa yorumcularının Fed'in gelecekteki adımlarına yönelik tahminlerini doğrudan etkilemiştir.

Zayıf İstihdam Verileri ve Faiz İndirimi Beklentileri

ABD'de ağustos ayı başında açıklanan istihdam verilerinin zayıf gelmesi, Fed'in faiz artırımlarının istihdam piyasası üzerindeki etkilerinin somutlaşmaya başladığına dair sinyaller verdi. İşsizlik oranında olası bir artış, yeni istihdam yaratımında yavaşlama veya ücret artış hızındaki düşüş gibi göstergeler, ekonomide bir soğuma yaşandığına işaret etti. Zayıf istihdam verileri, Fed'in çift mandate'i olan maksimum istihdamı destekleme yönündeki görevini yerine getirme baskısını artırdı ve bu durum, faiz indirimleri aracılığıyla ekonomiyi destekleme ihtiyacını gündeme getirdi. Dolayısıyla, bu veriler, Fed'in eylülde faiz indirimine gideceği yönündeki beklentilerin kuvvetlenmesinde önemli bir faktör oldu.

Sınırlı Fiyat Artışları ve Enflasyon Görünümü

İstihdam verilerinin yanı sıra, enflasyon verilerinin ise fiyat artışlarının şimdilik sınırlı kaldığını göstermesi, Fed'in enflasyonla mücadelesinde kaydedilen ilerlemeye dair olumlu bir tablo çizdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) gibi temel enflasyon göstergelerindeki artış hızının beklentilerin altında kalması veya hedeflenen seviyelere yaklaşması, Fed'in agresif sıkılaştırma politikasının meyvelerini vermeye başladığını gösterdi. Enflasyon baskılarının hafiflemesi, Fed'e faiz oranlarını düşürme konusunda daha fazla hareket alanı sağladı ve bu da piyasalarda faiz indirimi beklentilerinin yükselmesine neden oldu. Zira, enflasyon tehdidinin azalması, Fed'in ekonomik büyümeyi desteklemeye yönelik adımlar atmasını daha olası hale getirdi.

Bu makroekonomik dinamikler ve Fed'in politika duruşuna yönelik yoğun beklentiler, haftanın son işlem gününde ABD borsalarının açılış seyrini belirleyici faktörler olarak öne çıkmaktadır. Jackson Hole'dan gelecek haber akışı, önümüzdeki dönemde piyasaların yönünü tayin etmede kritik bir rol oynayacaktır.