Wall Street, haftanın ilk işlem gününe düşüşlerle sahne oldu. Yatırımcılar, geçen hafta ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın eylül ayında potansiyel bir faiz indirimine dair temkinli açıklamalarının yol açtığı iyimserliği yeniden değerlendirirken, makroekonomik veriler ve kurumsal haberler de piyasa dinamiklerini etkiledi. Küresel ekonomik görünümdeki belirsizlikler ve para politikası gidişatına ilişkin devam eden spekülasyonlar, pay piyasalarında temkinli bir duruşa neden oldu.
Kapanış zilinde, New York borsasının başlıca endeksleri kayıplarla günü tamamladı. Bu düşüşler, geniş tabanlı bir piyasa duyarlılığı değişimi sinyali verdi ve yatırımcıların risk iştahında belirgin bir azalma olduğunu gösterdi.
Geçen cuma günü piyasalar, Fed Başkanı Jerome Powell'ın Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'nda yaptığı konuşmanın ardından belirgin bir yükseliş yaşamıştı. Powell'ın açıklamaları, yatırımcılar arasında Fed'in para politikasında "güvercin" bir dönüş yapabileceği ve faiz indirimlerine daha erken başlayabileceği beklentilerini kuvvetlendirmişti. Ancak bugünkü negatif seyir, piyasanın bu iyimserliği yeniden değerlendirdiğini ve Powell'ın mesajlarındaki nüanslara daha fazla odaklandığını gösteriyor.
Jackson Hole'da dikkatle takip edilen konuşmasında Powell, "Politikanın kısıtlayıcı bölgede olmasıyla birlikte temel görünüm ve değişen risk dengesi, politika duruşumuzu ayarlamamızı gerektirebilir." ifadelerini kullanmıştı. Bu cümle, para piyasalarında geniş yankı buldu. "Kısıtlayıcı bölge" terimi, mevcut faiz oranlarının enflasyonu kontrol altına almak için yeterince sıkı olduğunu; "temel görünüm ve değişen risk dengesi" ise ekonomik verilerdeki değişiklikler ve küresel risklerin Fed'in kararlarını etkileyebileceğini ima ediyordu. Bu, temelde veri odaklı bir yaklaşımın devam edeceğinin sinyaliydi ancak aynı zamanda faiz indirimlerine kapıyı aralayan ihtiyatlı bir ifade olarak algılandı.
Powell'ın bu açıklamasının hemen ardından, para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed'in 16-17 Eylül'deki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında 25 baz puanlık bir faiz indirimine gideceği yönündeki beklentilerin kuvvetlendiğini göstermişti. Vadeli işlem piyasalarında faiz indirimi olasılıkları önemli ölçüde artarken, tahvil getirilerinde de düşüşler yaşanmıştı. Ancak bugünkü piyasa reaksiyonu, yatırımcıların Powell'ın sözlerinin tam anlamıyla bir faiz indirimi taahhüdü olmadığını, aksine koşullara bağlı ve veri odaklı bir esnekliği ifade ettiğini yeniden idrak etmesiyle gerçekleşen bir düzeltme olarak yorumlanabilir. Piyasa, aşırı iyimser beklentilerini bir nebze törpüleyerek daha gerçekçi bir patikaya oturdu.
Makroekonomik cephede, ABD'den gelen yeni konut satışları verisi piyasa tarafından yakından takip edildi. Konut sektörü, faiz oranlarına duyarlılığı nedeniyle ekonomik aktivitenin önemli göstergelerinden biridir. Temmuz ayında ABD'de yeni konut satışları, bir önceki aya göre yüzde 0,6 azalarak 652 bin adede geriledi. Bu gerileme, yüksek mortgage (konut kredisi) oranlarının potansiyel alıcılar üzerindeki baskısını ve genel ekonomik belirsizliğin tüketici güvenini etkilediğini gösteriyor.
Ancak, bu düşüşe rağmen söz konusu rakamın piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesi dikkat çekti. Analistler, temmuz ayında konut satışlarında daha keskin bir düşüş öngörüyorlardı. Bu durum, konut piyasasının faiz artışlarına rağmen beklenenden daha dirençli olduğunu veya en azından daha yavaş bir daralma yaşadığını gösteriyor. Beklentilerin üzerinde gelen bu veri, ekonomik aktivitenin bazı kesimlerinde hala belirli bir dinamizmin sürdüğünü ve potansiyel olarak Fed'in agresif bir faiz indirimi döngüsüne girme aciliyetini bir miktar azaltabileceği şeklinde yorumlanabilir.
Kurumsal haber akışında ise yarı iletken devi Intel'den gelen bir açıklama piyasada yankı buldu. Şirket, ABD hükümetinin hissedar olmasının, şirketin ülke dışındaki operasyonlarını olumsuz etkileyebileceği yönünde kritik bir uyarıda bulundu. Bu tür bir açıklama, genellikle devlet teşvikleri veya yatırımlarının belirli koşullarla gelmesi, teknoloji transferi kısıtlamaları veya jeopolitik gerilimler nedeniyle ortaya çıkabilir. ABD hükümetinin artan iç üretim ve tedarik zinciri güvenliği hedefleri doğrultusunda yarı iletken şirketlerine yaptığı yatırımlar (örneğin CHIPS Yasası kapsamında), şirketin uluslararası operasyonlarında karmaşıklıklar yaratabilir. Yabancı hükümetler veya iş ortakları, bir şirketin ABD hükümetiyle olan bağlarını potansiyel bir ulusal güvenlik riski olarak görebilir veya veri gizliliği endişeleri taşıyabilir.
Bu uyarı, Intel gibi global çapta faaliyet gösteren bir teknoloji şirketinin iş stratejileri ve gelecekteki büyüme potansiyeli üzerinde belirsizlikler yaratma potansiyeli taşıyor. Piyasa, bu açıklamayı olumsuz bir sinyal olarak değerlendirdi ve şirketin hisseleri yüzde 1 değer kaybetti. Bu düşüş, yatırımcıların şirketin uluslararası rekabet gücü ve pazar erişimi üzerindeki potansiyel etkilere dair endişelerini yansıttı.
Önümüzdeki günler, piyasaların yönünü tayin etmede kritik rol oynayacak önemli olaylara sahne olacak. Yatırımcıların ve analistlerin radarına giren iki temel gelişme bulunuyor:
Genel olarak, ABD piyasaları haftaya, Powell'ın açıklamalarının yarattığı iyimserliğin törpülenmesi, makroekonomik verilerin karmaşık sinyalleri ve kurumsal gelişmelerin getirdiği belirsizliklerle, temkinli ve negatif bir başlangıç yaptı. Önümüzdeki günlerde açıklanacak kritik veriler ve şirket bilançoları, bu belirsizlikleri netleştirmede önemli bir rol oynayacak.
⚖️ Yasal Uyarı:Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliği taşımaz. Yatırımlarınızla ilgili kararlarınızı kendi araştırmalarınız ve risk profilinize göre almanız önerilir.
ABD Borsaları, Borsa Düşüşü, Dow Jones, S&P 500, Nasdaq, Fed, Jerome Powell, Faiz İndirimi, Jackson Hole, Yeni Konut Satışları, Intel, Nvidia Bilançosu, PCE Verileri, Ekonomi, Finans Haberleri