


Borsada yatırım yaparken karşılaşabileceğiniz bazı yanılgılar, gerçekte büyük kayıplara yol açabilir. Bu yazıda, pek çok yatırımcının aklını kurcalayan üç yaygın mit üzerinde duracağız. Özellikle büyük sermayeli ve küçük sermayeli hisseler arasındaki performans farkları konusunda açıklama getireceğiz.
Piyasalarda sıkça duyduğumuz bir yanlış inanç, büyük sermayeli hisselerin her zaman küçük sermayelilere göre daha başarılı olduğudur. Ancak, 2000 yılından bu yana ABD'de küçük sermayeli hisseleri izleyen Russell 2000 endeksi, birçok zaman büyük hisselerden daha yüksek getiri sağlamıştır. Bunun yanı sıra, S&P 600 endeksi, yalnızca kârlı olan küçük şirketleri kapsayarak daha güvenilir bir referans sunar.
Küçük sermayeli hisselerin daha yüksek volatiliteye sahip olduğu doğrudur fakat bu, her zaman daha fazla risk taşıdıkları anlamına gelmez. Bu hisseleri, büyük sermayeli hisselerin olduğu bir portföyle birleştirerek risk profilinizi azaltabilirsiniz. MSCI verileri, portföyde %85 büyük ve %15 küçük sermayeli hisseler barındırmanın, yalnızca büyük hisselere yatırım yapmaya kıyasla aynı risk seviyesini sağladığını göstermektedir.
Küçük sermayeli hisseler, dikkate alınmayan büyük bir potansiyele sahiptir. Son dönemdeki verilere göre, yatırımcılar küçük hisselere yöneldikçe, bu hisselerin değer kazandığı ve büyük hisselere karşı rekabet edebileceği görülmektedir. Bu, yatırım stratejinizi çeşitlendirerek uzun süreli getirilerinizi artırmanın bir yolunu sunar. Küçük sermayeli hisseler, kaliteli ve undervalued fırsatlar arayan yatırımcılar için ciddi bir getiri potansiyeli taşır.
Küçük sermayeli hisselerin potansiyelinden faydalanmak, güçlü bir yatırım stratejisi oluşturabilir. Tarih, bu yatırımların geçmişte nasıl başarılı olduğunu kanıtlamaktadır.
.png)
Sizlere kesintisiz haber ve analizi en hızlı şekilde ulaştırmak için. Yakında tüm platformlarda...